Bölüm 55: Her Kadın Sevilmeye Değer

En başından başla
                                    

Duru, Selim, Tarık, İsmet, Muhammet ve Aslı.. Bu altı kişi üniversiteyi mükemmel kılan kişilerdi benim için. Her gün beraber çalışır, vakit geçirir ve eğlenirdik. Birlikte piknik yapar, uzun uzun voleybol oynayıp birbirimizi geliştirirdik.

Üniversitenin ilk yılının sonlarıydı. Artık herkes son sınavları ile ilgileniyordu ve biz moral olsun diye her zaman ki gibi pikniğe gitmeye karar vermiştik.

İstanbul'da güzel bir mesire alanına gidip, yerleşmiştik. Hepimiz oradayken Selim yanında bir arkadaşını daha getireceğini, endişe etmememizi ve kafa dengi biri olduğunu söylemişti. Biz de Selim'e güvenip gelsin demiştik.

O gün oraya Selim ile beraber gelen kişi; Faruk'tu..
Arkadaş grubumuza sonradan katılan ve hayatımı cehenneme çeviren kişi..

Selim'in maddi durumu hepimizden iyiydi. Buna rağmen asla para delisi değildi ve hiçbir kibirli davranışı yoktu. Faruk ile arkadaş olmasının sebebi ise babalarının bir iş için birlikte hareket ediyor olmalarıydı. Onlar da bu şekilde tanışmış ve iyi anlaşmışlardı.

O gün Faruk oraya gelince maalesef ki ben 'İlk görüşte aşk' olayına düşmüştüm. Onu görünce kitlenip kalmıştım. Avuç içleri terlemişti ve elim ayağım birbirine girmişti. Aslı'nın kolumu dürtmesiyle kendime gelmiş ve o geldi geleli bakışlarımı kaçırır olmuştum.

Muhammet ile Tarık güzelce etleri pişirmiş, biz de kızlarla salatayı ve masayı ayarlamıştık. Ben iş yaparken Faruk ile arada göz göze geliyor olmak ile sürekli gülümsüyordum.

Pişirilen etleri yedikten sonra çay demlemiştik. Faruk bize o sırada kendini tanıtmıştı. Ve Faruk gerçekten benim hayallerimde ki gibi bir erkekti.. Saygılıydı, nazikti, hoştu ve naifti. Karşısındaki insana güzelce davranıyor ve asla incitecek bir şey yapmıyordu. Diksiyonu ise hayran bırakır cinstendi. Ses tonu içimi titretecek kadar etkiliydi.

Çay faslını sırasında telefonum çalmış ve annem halam bize geleceği için eve dönmemi söylemişti. Ne kadar tek giderim desek de bizim çocuklar kabul etmemişti. Muhammet beni götürmek içi boş ayaklanmıştı ki Faruk konuşmuştu.

"Ben de kalksam iyi olur aslında, Talya isterse onu da bırakırım." demişti.

Bakışlar bana dönünce reddetsem ayıp olur diye düşünmüştüm ve kabul etmiştim. Muhammet yerine geri oturmuştu ve ben kızlarla vedalaşmıştım. Aslı davranışlarımı çoktan çözdüğü için sarılırken sırıtmıştı.

Ardından Faruk ile beraber onun arabasına yürütmüştük ve bana kapı bile açmıştı. Ben bindikten sonra kapatmış ve hızla şoför koltuğuna geçmişti. Piknik alanından evime çok bir mesafe yoktu ama yine de uzaktı. Ben yol boyunca sessizliğimi koruyordum ama Faruk konuşma ihtiyacı hissediyordu.

"Sen kaç yaşındaydın Talya?" demişti yoldan dikkatini ayırmadan.

"19."

Başını sallamıştı ve ben de ona yaşını sorma ihtiyacı hissetmiştim. Aslında kendini tanıtırken söylediğini anımsıyordum ama ona odaklanmaktan her şeyi unutmuştum.

"Peki sen kaç yaşındasın?"

"Söylemiştim aslında."

BABA OLMAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin