Bölüm 18: Korku

8.5K 409 74
                                    

Merhablar efendim.. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.. Ben çok iyiyim.. 💕

Kaos mahalli bir bölümle geldim. Sizi çok tutmayayım.. 🤍

Bölümü yarısını Faruk'tan, diğer yarısını da Talya'dan okuyacaksınız.. 💞

Yazım yanlışları için şimdiden özür dilerim.. Dijitalde hata oranım artıyor ve düzeltmelerinizi ciddiye alıyorum. Zamanla düzenleyeceğim. 🙂💓

Haydi canlarım. 🥳

İyi okumalar! ❤️🖐🏻

***
Faruk'tan

Yüzüme atılan tokattan sonra başımı eğmiş sadece karşımdaki baba figürünü dinliyordum. Kaç yaşında adam, kaç yaşında adamım, bana hâlâ çocuk gibi muamele gösteriyor.

Öylesine bağırarak konuşuyordu ki kulaklarım çınlıyordu. Annem oturduğum yerde elimi tutup okşuyordu. O da korktuğundan sesini çıkarmıyordu.

"Bırakacaksın o kızın peşini! Seni daha ne kadar emniyetten toplayacağım ben?! Hiçbir avukata karşı yüzüm kalmadı! Nasıl evlatsın sen?"

"Sezgin yeter, tamam." dedi annem sessizce ama nafile. Babam yine o lafı kurdu.

"Utanıyorum senden!" dedi.

Babamın söylediği son cümleden sonra eğdiğim başımı kaldırdım. "Öyle mi baba?" dedim. Hayatımda ilk defa sesi titremişti. En son sesim titrediğinde on yaşındaydım. Bu hayatta arkamda duran, duracağına inandığım iki kişi vardı sadece. Annem ve babam.

Annem beni her zaman koşulsuz sevdi. Hâlâ daha seviyor. Beni her zaman korudu. Babamın şiddetinden koruyamadı sadece. Dayak yiyerek büyüdüm. Annemde çokça nasibini aldı tabii ki. O yüzden sürekli yaptığı şey teselli olmuştu. Ama her şey bir yana ben ona layık bir evlat değildim.

Babamsa diktatör, çıkarcı, mükemmeliyetçi, para için kendini feda edecek kadar kör bir insandı. Hayatımın hiçbir döneminde ondan sevgi görmedim. Sadece para. O yüzden paradan başka bir şey bilemedim.

"Şimdi defol git gözüm görmesin seni! Bir daha," Eliyle çenemi kaldırdı. "Gözümün içine bak!" dedi ve gözlerine baktım. Kan kusuyordu gözleri. "Bir daha böyle bir şey istemiyorum! Sikik magazin sayfalarında ikinci sayfa haberi olmak istemiyorum! Maranlara yakışır ol! Adam ol artık!"

Çenemi geri çektim ve kalktım. Annem gözümün içine bakıyordu. Hızla merdivenleri çıktım ve odama yöneldim. Kapıyı kapattığımda sırtımı kapıya yasladım. Aldığım hızlı hızlı nefesler yüzünden, ciğerlerime doğru şekilde oksijen gitmiyordu ve ben boğuluyordum.

"An-anne." dememle kendimi yere bıraktım. Dizlerim titriyordu. Yine bir ayağın pençelerindeydim ve komidinin üzerinde duran ilacım bile uzanamıyordum. Nefes için çırpınan bedenim, bununla beraber sadece titriyordu. Öksürmeye başlayınca elimle kapıya vurmaya çalıştım. "An-an-anne.."

Elimde artık güç kalmamıştı ve ben ne kapıya vurabiliyor ne de komidinin üzerindeki lanet ilaca ulaşabiliyordum.

Aradan dakikalar geçiyordu ve ben hâlâ çırpınıyordum. Tam gözlerim bana ihanet edip kapanacakken kapım hızla açıldı ve bulanık gözlerim annemi bana resmetti.

"Faruk!" diye çığlık attı annem. Ardından hızla ilacımı aldı ve o minik makineyi ağzıma tuttu. Aldığım iki üç nefesten sonra gözlerim kapandı. Nefesim düzene girdi ve annem yüzümü elleri arasına alıp yüzümün her bir yanını öptü. Saçlarımı geri itti tekrar öptü. "Oğlum, oğlum aç gözlerini."

BABA OLMAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin