Bölüm 10: Rakı Masası

Start from the beginning
                                    

Bunca geçen senelerin ardında, kalbine oturan tek şeyin ilkokul zamanlarında babasından yediği azarlar olduğunu söylemişti Fatih'e.

Babasından yardım istediğinde babası istemez ve annesine yönlendirirdi kızını. Burçak'ta ta o yaşlarında istemediğini ve ötekileştiğini kendine kabul ettirmişti.

Zamanla içinde olduğu durumu kabullensede kötü olan her şeyi duymaktan yorulmuştu.

Geçen onca vaktin ardından Burçağın kardeşi Buğlem gelmişti ve Fatih Burçağa sonkez sarılarak onu yolcu etmişti.

"İsterseniz sizi bırakabilirim Burçak.." dedi Fatih eliyle arabasını gösterirken. Yine yaptığı harekete küfretti ve konuştu. "Arabamla yani.."

"Biz.. Biz biraz abla kardeş yürüsek iyi olur Fatih.. Teklifin için teşekkür ederim. Başka zaman..."

Fatih mahçupça gülümsedi ve tekrar sarıldı. Kulağına doğru, sadece onun duyabileceği kadar fısıldadı. "Her hâlinle çok güzelsin. Senin gözün kulağın olmaya hazırım.."

Sarılmayı bıraktıklarında Burçak gülümsedi. Kardeşi ile yavaş yavas yürümeye başladılar. Fatih'te arabasına binerken sonkez onlara baktı ve el salladı. Buğlem'den, Fatih'in el salladığı duyan Burçak'ta ona doğru el sallamaya çalıştı. Kardeşi onun elini düzeltti ve Burçak Fatih'e doğru el sallamayı başardı.

Peşi sıra bu iki kalp sahilden ayrıldı.

Fatih uzun süre sahilin arka tarafında arabayla durdu ve içinde olduğu durumu sorguladı.

Sevecekti. Asla şüphesi yoktu. Ama ona nasıl yaklaşması gerektiğini tart aşı gerekiyordu kafasından.

Gözleri koluna kaydı ve saatin ona geldiğini gördü. Sekiz gibi Burçakla ayrılmıştı ve iki saattir boş boş karanlık gecenin denizi izliyordu.

Bartu ile konuşmalıydı. İçinde olduğu durumu kardeşine anlatmalıydı.

Telefonunu eline aldı ve Bartu'yu aradı.

"Efendim."

"Çıktın mı emniyetten?"

"Çıktım tabi oğlum iki saat falan oldu. Talya'yla yemek yedikten, eve bıraktım onu. Şimdi girdim eve"

"İyi"

"Sen ne yaptın? Buluştunuz mu?"

"Evet buluştuk."

"Nasıl geçti?"

"İyiydi. Bahsettiğim gibi zaten güzel kız.."

"Onu demiyorum oğlum. Anlaşabildiniz mi?"

"Anlaştık."

"Bir sıkıntı var galiba? Dökül bakayım.."

"Sana gelsem?"

"İyi peki gel o hâlde.."

"Bir de devrem.."

"Hm?"

"Masa mı kursak..?"

&

Önünde duran masaya kısık gözleriyle bakmaya devam ediyordu Fatih. Yarıya yarıya su ve rakıyla, Bartu'nun doldurduğu bardağa uzanıp, sanki sevdiği kadını koklarcasına uzun bir yudum aldı. Aldığı yudumlar yüzünden uzaklara dalıp giden gözleri, karşısında durup her zaman, her anında ve her koşulda ona destek olan kardeşinin açtığı şarkıya kaydı..

Elbet bir gün buluşacağız
Bu böyle yarım kalmayacak
İkimizin de saçları ak
Öyle durup bakışacağız..

Ne güzel söylemiş Zeki Müren, elbet bir gün buluşacağız diye..

BABA OLMAK +18Where stories live. Discover now