Bölüm 4: Tehdit ve Kurşun

En başından başla
                                    

0566*******: Ardından karnında kaç şarjör boşaltıyorum, izle.

————

Okuduğum her mesajla ellerim kendini titremeye mahkum etmişti.

Kurtulduğunu sandın diyordu.
Seni benim elimden alamaz diyordu.
Karşına çıkacağım diyordu.
Ve karnında kaç şarjör boşaltıyorum izle diyordu.

Son okuduğum mesajla beraber boşta kalan elim refleks olarak karnıma gitmişti.

Hani her şey bitmişti diye geçirdim içimden. Hani ben artık rahattım.. Bartu Komiserin söylediği her laf aklımda tekrardan dolandı.

Karşıma çıkmasını istemiyordum. Onun ölüsünü bile görmek istemiyordum.

Mesajı atan numarayı yine engelledim ve anneme yine bir şey belli etmedim.

Odaya geri döndüğüm zaman yorulduğumu söyleyip odama çekildim ve dikkatlice yatağa oturup Bartu Komiserin numarasını bulup tuşladım.

Beni, komisere söylememle beraber karnıma şarjör boşaltmakla tehdit ettiği dakika komiseri arıyor olmam fazla akıl kârı değildi ama başka da çarem yoktu.

Bartu Komiser bunlar bunlar olursa bana mutlaka haber ver demişti. Ben bilmem kaçıncı tehdite söylemeye karar vermiştim.

Biter sanmıştım ama bitmemişti. Daha da artmıştı.

Numarayı tuşladığım zaman ellerim titriyordu. Sesimin titrememesi için dua ettim içimden.

Uzun süre çaldı ama açan olmadı. Onun Devresi yani Fatih'i aradım, o da açmadı. Karakolu aradım bu sefer ve bir kadın açtı.

"155 Polis İmdat Buyurun? Size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi.

"Ben, ben Başkomiser Bartu Ekin ile g-görüşmek istiyorum." dedim. Ama sesim yine titremişti.

"Bartu Komiserim görevde. Size ben yardımcı olayım. Problem nedir?" dedi.

"Ben." dememle ses kesildi ve telefonu kulağımdan çekip baktığımda ise telefonumun kapandığını gördüm.

Derin bir nefes alıp verdim ve telefonu sinirle yatağa fırlattım.

Şuan sadece uyumak ve bunların hiçbirini umursamak istemiyordum.

Yaşadığım tehdit olaylarının üzerinden bir hafta geçmişti. Bu zaman zarfında hiç mesaj almamıştım. Bartu komiserden de bana geri dönüş olmamıştı.

Çokta bunları düşünmüyordum artık.

Zaten bugün annemin zoruyla hastaneye gidiyorduk, bebeğimin cinsiyetini öğrenmek için. Kendimi buna hazır hissetmiyordum ama anneme bir şey belli etmediğim için onu kırmamıştım.

Evden çıktığımız zaman gözlerim her an tetikte gibiydi. Faruğun karşıma çıkma ihtimali beni korkutuyordu. Ne kadar düşünmüyorum desemde korkuyordum işte.

Durağa doğru yürüdük ve çok geçmeden bir taksi çevirdik. Yolda sakin sakin giderken telefonuma gelen mesaj dikkatimi çekmişti.

————

MESAJLAR

0535*******: Sonunda evden çıktın prenses.

————

Gözlerim dehşetle açılırken taksiciye doğru konuştum. "Abi hemen karakola sürer misin?"

Taksi şoförü ve annem bana afallamış şekilde baktılar.

Annem, "Ne oluyor yavrum?" dedi ama cevap veremedim. Şuan korkudan tüm uzuvlarım titriyordu.

Karakola vardığımız zaman ben hızla taksiden indim ve karakola doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Annem de arkamdan gelerek yetişmişti bana.

Tam içeri girecekken kapıdan çıkan Bartu ile yüreğime su serpilmişti.

Bartu şaşırarak, "Talya?" dedi.

Tam konuşmak için dudaklarımı aralamıştım ki daha farklı bir Talya deyişi duymam uzun sürmemişti.

"TALYA!" diye bağırdı Faruk karakolun önünde ve elinde aniden çıkarıp bana doğrulttuğu silahı üç kere ateşledi.

Korkudan attığım çığlıkla ona sırtımı dönüp iki elimle karnımı sardım ve öylece durdum.

Birkaç polisin, "KAÇMA! DUR! YAKALAYIN!" emirlerine karşı bir bağırırış daha koptu kulaklarıma.

Bu bağırış Fatih'e aitti. Bartu'nun devresine.

"BARTU!" dedi acı bir sesle ve ben arkamı döndüğüm sırada gördüğüm tek şey yere dizlerinin üstüne çökmüş şekilde duran Bartuydu.

Ona baktığım zaman çok geçmeden sırt üstü kendini yere bırakmıştı. Üstündeki beyaz tişörtü üç yerden kana bulanmıştı ve ben hareket edemiyordum.

***
Oy vermeyi unutmayın 🖤

BABA OLMAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin