Bölüm 2: Gerçekler

En başından başla
                                    

Telefon, cüzdan, anahtarlar, telsiz..

Her şeyimin tam olduğuna emin olduğum zaman ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım.

Sabahın erken saatleri olduğu için fazla trafik yoktu ve yollar rahattı. Öğle saati görün siz bir de buraları. Ne derler? Ana baba günü. Tam olarak öyle oluyor.

Emniyetin otoparkına arabayı bıraktım ve yan taraftaki börekçiye ilerledim. Cam kenarında, her zamanki yerinde oturan devremi görmem zor olmadı. Yanına doğru gittim ve beni görünce kalktı. Her zamanki gibi kollarını iki yana açıp sıkı sıkı sarıldı bana. Ben de ona sarıldım.

"Hoş geldin devrem, gel geç hemen yiyelim bir şeyler."

"Hoş buldum Fatihim. Yiyelim valla çok açım."

Fatih sipariş için garsona el işareti yaptı ve artık bize aşina olan kişiler oldukları için hemen geldiler.

"Buyrun Fatih Amirim." dedi tahminen on sekizlerinde olan çocuk.

Aslında Fatih komiser. Ben de Başkomiserim. Ama uzun zamandır bizi tanıdıkları için kafalarına göre seslenmelerine bir şey demiyoruz. Nasılsa komiseri de polis, amiri de.

"Aslanım sen bize böyle kişi başı her zamankinden börek getir. İki de demli çay." dedi Fatih

"Tamam hemen." dedi fırladı çocuk.

Telsizden cızırtılar gelince çocuk gibi yüzünü buruşturdu Fatih. Ben de gülerek açtım telsizi.

"Tüm birimlerin dikkatine. Tüm birimlerin dikkatine. Küçükçekmece civarında hırsızlık vakası görülmüştür. Yakın birimlerin intikal etmesi önemle duyurulur. Tamam." dendi Telsizden.

Fatihle birbirimize baktık. Biz zaten yakın değildik.

"3400 İntikal ediyor. Tamam." diye bir ses geldi ardından, rahatladık.

İkimiz sohbete dalmışken siparişler geldi ve yerken muhabbetini etmediğimiz yer kalmadı. Ben dünki olaydan bahsetmeye başladım.

"İşte devrem lavuğun teki, bağırıyor eşine. Eşi de gebe." dedim.

"Allah Allah." dedi çattığı kaşlarıyla.

"Bana da horozlandı ama polis olduğumu gösterince bir tutuşmadı değil. Gecenin köründe birim istedim oraya." diye devam ettirdim lafımı.

"Sonra ne oldu?" diye sordu merakla.

"Lavuk şimdi nezarette. Eşi de ailesine teslim edildi, ifadesi alınmış. Dokundurtmamış kadın hiç kendine. Bizimkiler de gebe diye üstüne gitmemiş. Zaten uzaklaştırma verdiler adama. Kadına da koruma." dedim.

"Devrem bu lavuk şiddet mi uyguluyordu acaba kadıncağıza?" dedi.

"Valla bilmiyorum Devrem ama ben o izlerin peşine bırakmak istemiyorum. İçinden bir ses peşini bırakma diyor." dedim. Kafa salladı.

"Dosyasına baktın mı?" dedi.

"Yok bakamadım ama Suzan fotoğraf attı. Kadın daha 21 yaşında." dedim.

"Ee? Gebe diyorsun." dedi. Şaşırdı.

"Vallaha devrem bilmiyorum işte. Muhtemelen üç aylık falan diye tahmin etmişler kadını. Düşünüyorum ben de ama kadın sanki.." dedim ama sustum.

"Sanki?" dedi.

"Bilmiyorum devrem ya. Aklıma hiç güzel şeyler gelmiyor. Günahlarını da almayayım şimdi." dedim. Kafa salladı. Onun da aklına takılmıştı.

BABA OLMAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin