BÖLÜM ÜÇ | Aynadakiler

En başından başla
                                    

Sesimle beraber koridorun ortasından geri dönüp salona girdi. Beni ona yaklaştıran her adımda mideme bir düğüm daha atılıyordu. Salonun girişinden adımımı attığımda koltuğun yanına bıraktığım bavulunu almak ve kolilerini kontrol etmekle meşguldü.

''Ali.''

Benden tarafa bakmadan cevapladı. ''Efendim?''

''Bir şey sorabilir miyim?''

Sıkıntılı bir 'of' çekip omuzlarını düşürdü. İsteksiz bir sesle, ''Evet.'' dedi.

''Ayrılmak isteyen sensin. Geride bıraktığın benim.''

Ne dediğimi anlamaya çalışır gibi nihayet omzunun üzerinden bana baktı. Hissettiğim tüm kalp kırıklığının yansıdığı yüzümü bir saniye bile çevirmedim.

''O halde neden bana bu kadar kötü davranıyorsun?''

Cevap vermek yerine uzun uzun yüzüme bakmayı sürdürdü. Kafamı iki yana salladım, ''Sadece merak ediyorum. Bu kadar nefreti ne ara biriktirdin?''

Son bir kez daha baktıktan sonra gözlerini kaçırdı ve üst üste koyduğu kolilerini kucaklayıp bavulunu tek eliyle tuttu. Bana dönerken dünkü fevri haline göre daha sakin, buna nazaran daha da soğuktu.

''İkimiz için de en acısız şekilde olsun. Bu yüzden uzatmayalım.''

Onu izleyen gözlerim yalnızca bir anlığına televizyon ünitesinin oradan bizi gözetleyen Kara Ayna'ya kaydı. Yüz ifadem saliseler içerisinde değişip kalp atışım hızlandı. Ali'nin hemen arkasında öylece duran siluet neredeyse saklanıyor gibiydi. Nefesimi tuttum. Gözlerim yerinden çıkacak kadar açılırken Ali beni fark edemeyecek kadar ilgisizdi.

''Yasemin? Duydun mu beni?''

Nefes bile alamazken ona cevap vermem mümkün değildi. Ayaklarım yere çivilenmiş, kıpırdayamıyordum. Ellerimi yumruk yaparken gözlerimi aynadan çekmek istedim.

''Bu kadar histerik olma, gerçekten zorlaştırıyorsun. Sevgi bittikten sonra devam etmenin ne senin ne benim için bir anlamı var. Evet, keşke buraya gelmeden bitirseydik ama dediğim gibi, son bir şansı daha hak ettiğimizi düşünmüştüm. Yanılmışım zaten neyse de...''

Birkaç saniye kadar cevabımı beklemeye tenezzül etti fakat hemen sonrasında gitmek için bir hamle yaptı. Onun hamlesiyle arkasında siluet kıpırdandı. Benden beklemediği bir hızla önüne atladım. Suratıma anlamsızca bakakaldı.

''Ne?''

''Şey...''

Kelimeler mantıklı bir dizilimle ağzımdan çıkamayacak kadar kitlenmiştim. Vücudum korkuyla titremeye başlamış, nefeslerim bir kez daha sıklaşmıştı.

Küçümseyici ve kendini beğenmiş bir ifadeyle gözlerini devirdi. ''Tekrar mı başlıyoruz?''

Saniyeler içerisinde korkuyla dolmuş bedenim soğudu. Bakışlarım sertleşirken dudaklarım ona karşılık verecek bir gülümseme buldu.

''Bu dünyadaki her şey seninle ilgili değil.''

Bakışları değişirken gülümsemesi bir silgiyle silinip yok oldu. Elimle arkasında kalan yeri gösterdim.

''Poşeti unuttun diyecektim.''

Yüzüne yerleşmeye başlayan utançla yanakları kızardı, gözlerini kaçırdı ve yalandan bir öksürükle boğazını temizledi. Bavulunun arkasında kalmış küçük bir karton poşet koltuğun kenarında öylece duruyordu. İçerisinde bavula sıkıştıramadığı diş fırçası, tıraş bıçağı gibi ıvır zıvırların olduğunu görebiliyordum.

''Atabilirsin.'' dedi apar topar. ''Yeni alırım.''

Yüzünü daha fazla görmemden çekinerek bir kez daha bana bakmadı bile. Yanımdan hızla geçip koridora çıktı. Kapıyı açamayacağını bilmemin rahatlığı ile ağır adımlarla arkasından gittim. Kapıda debelenirken yavaşça uzanıp kapıyı onun için açtım.

''Hoşça kal.''

''Hoşça kal.''

Kapıdan çıkıp hızlı adımlarla eski merdivenlerden aşağı inmeye çalışmasını izledikten birkaç saniye sonra kapıyı kapattım. Kapı evde yeniden yalnız kaldığımı göstererek acı bir şekilde kapanığında tuttuğum nefesimi bıraktım. Sırtımı kapıya yaslarken Ali ve bana bıraktığı berbat duygulardan daha ağır basan korkumla artık düşündüğüm tek şey gördüklerimdi.

Salona doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım. Her adım, gözümle gördüğüm o siyah siluetin varlığıyla sekteye uğruyordu. Kapıyı açmak ve evden çıkıp gitmek istiyordum. Tam şu anda.

Kapı pervasına geldiğimde durdum. Tıpkı dün gece yaptığım gibi önce başımı uzatıp içeriyi görmeye çalıştım. Etrafta gezinen gözlerim istemeye istemeye en sonunda aynaya ulaştı. Çapraz koyduğum konumundan ötürü aynada görülen şey salonun boş kısımları ve kapının tek bir tarafıydı. İçeriye adımımı atmak dakikalarımı aldı. Gözlerimi ondan bir saniye bile ayırmadan yan yan koltuğa kadar ulaşıp dün gece paketini açıp bir köşeye attığım örtüsünü aldım. Örtü elime geçtikten sonrası çok daha kolaydı. Koşarak aynanın yanına gittim ve örtüyü, onu antikacıda gördüğüm andaki gibi üzerine kapatmaya yeltendim. Her şey bir kez daha benim hayal ettiğim gibi gerçekleşmedi. Örtüyü üzerine atacağım esnada, yansımada yalnız olmadığımı gördüm. Benimle birlikte aynanın kadrajında duran, omzumun tam üzerinden benimle birlikte aynaya bakan başka biri daha vardı.

O kadar yüksek bir çığlık kopardım ki kendi sesimle ellerimi kulaklarıma götürdüm. Dizlerim üzerine yere düştükten hemen sonra toparlanıp oturur pozisyona geldim. Ayaklarım yardımıyla sürünerek aynayı göremeyeceğim bir mesafeye, ünitenin yanına saklandım. Avuçlarım arasında kırışan altın sarısı örtüyle beraber dakikalarca öyle durdum. Kalbim adeta boğazımda atıyor, vücudum korkuyla üşüyordu.

''O neydi?'' diye mırıldandım kendi kendime. Yarı boş evde bana geri dönen sesimin yankısından bile korkarak irkildim.

Bu hayal değildi. Ben tamamen ayıktım. Gördüğüm şey diğer ikisi gibi bir siluetten çok gerçek bir insan yüzüydü. Evet, daha cılız ve çok daha soluktu ama o bir insandı. Bundan bu denli emin olmanın beni her seferinde irkiltmesine alışmam gerekecekti.

Gözlerim aklıma düşen bir fikirle iri iri açıldı. Bir an bile düşünmeden tüm cesaretimi toplayıp oturduğum yerden fırladım. Elimdeki örtüyü aynaya bakmamaya çalışarak üzerine atıp yansımayı göremeyeceğim şekilde sardım. Varlığının bile üzerimde yarattığı korkuyu bastırarak onu kucağıma aldım. Koltuğun üzerine öylece bıraktığım, parçalanmış ambalaja pişmanlık dolu bir bakış yolladıktan sonra daha fazla beklemeden telefonumu ve anahtarımı alıp evden çıktım.

***
Herkese selam! Okuduğunuz için teşekkür ederim, umarım keyif almışsınızdır. Yasemin'in bir hışım nereye gittiğini hepimiz anladık diye düşünüyorum. 😅 Oy verip yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
Bir sonraki bölümde görüşürüz! ✌🏼 ❤️

ARMAĞAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin