4.7

2.6K 292 450
                                    

Baji

Uyanırken bi' üşüme basmıştı ruhumu çünkü yalnızdım. Sanki, kendimi bildim bileli bebeğime sarılarak başlıyordum yeni güne ve aniden bu ayrıcalıktan yoksun kalmak boktandı.

Gecenin geç saatlerine dek sevişmiş, sonrasında da temizlenmiş ve geniş yatakta sarmaş dolaş uzanmıştık. Chifuyu'nun burada tuttuğu yedek kıyafetlerden giymiştim. Tişört, aşırı boldu ve eşofman altı kısa gelmişti.

Siktir, komodinde para vardı...

Sikeyim, komodine ne sikime para bırakmıştı ki? Ne zamandan beri seviştikten sonra para veriyordu ki bana? Üstelik, neden? Sürtük fetişinde bile böylesine saçma bir bok yememiştik.

Paranın altındaki kağıdı fark edince mallığı kestim.

uyku sersemi halinle unutmuş olabilirsin diye yazıyorum bu notu, sevgilim. adliyeye gitmem gerekti acilen. piç kurusunun mahkemesi görülecek ve gecikebilirim. köşedeki marketten kendine kahvaltılık al ve güzelce karnını doyur. gece, seni güzel yordum ve enerjini toplamanı istiyorum.

sugar daddy'n (:

Alnıma şaplak attım. Cidden sikik beyinli bir embesildim ben. Chifuyu, bir ömür boyunca bana katlanırken sıklıkla zorlu anlar yaşayacaktı maalesef.

Chifuyu Baji...

Sevinç çığlığı atıp yatakta tepindim. Babasından tiksindiği ve ben de babamı büyük bir saygıyla andığım için, soyadımı taşımak istiyordu muhtemelen. Bu tarz konularda hiç konuşmamıştık ve soyadı meselesi benim için cidden önemsizdi. Evlenebildiğimiz sürece, benim için hiçbir anlamı yoktu bu konunun.

İsteseydi, Keisuke Matsuno da olurdum yani.

Chifuyu Baji...

Bir çığlık daha atıp banyodaki işlerimi hallettim ve boynumdaki çürüklere karşın kıkırdadım. Beni çürütmesine bayılıyor, ona ait izlerle gezmeyi çok seviyordum.

Chifuyu, yatakta haşindi. Beni bile aşmıştı artık hatta. Öylesine becerikli ve kıvraktı ki, bu tarz pozisyonları bir zamanlar Kazutora piçiyle dememiş olduğu gerçeği canımı sıkıyordu bazen. Kazutora, onu azıcık bile sevmemişti çünkü.

Gözlerimi bağlamasının bedelini, onu kudurtarak ödetmiş ve üst üste iki defa onu yavaş tempoda düzmüştüm. Ah, bu gece hızlanmam için yalvardığı anların acısını fena çıkaracaktı.

Saçımı toplayıp paraları biraz utanarak aldım ve kapı numarasını telefonuma not edip anahtarı cebime attıktan sonra marketin yolunu tuttum. Telefonumdaki bildirimlerin haddi hesabı yoktu ve markette sıra bekleyene dek hiçbirine bakmamıştım.

kazutora :
chifuyu, beni engellediği için sana yazmak zorunda kaldım...
o, iyi mi?
babasını ters kelepçeyle çıkarmışlar okuldan ve chifuyu'nun babasından başka kimsesi yok.
isterse, bende kalabilir.
belki bu sayede aşkımızı tazeleriz.

Cevap bile yazmadan sildim mesajı. Elindeyken değerini bilememiş, şimdi de rezilce çırpınıyordu piç kurusu. Asıl orospu, Kazutora'ydı aslında.

mikey :
matsuno'yla beraber çıkmışsın okuldan?
fazla yakınmışsınız?
siktirin gidin gizli köşelerde oynaşın amına koyayım.
kazutora, piçliğini öğrenmesin diye götümüzü yırtıyoruz ve senin yaptıklarına bak.
iğrençsin, baji.

Dişlerimi sıkıp cebime attım telefonumu ve aldıklarımın parasını ödeyip eve geri döndüm. Ev, fazlasıyla rahattı ve mavi tonları hakimdi ambiansa. Ferah ve az eşyalıydı hem de. Güzel manzaralı salonda geniş bir kanepe, birkaç sehpa ve bir kitaplık dışında eşya yoktu. Yatak odası da devasa yatak ve kıyafet dolabından ibaretti.

Mutfakta da fazla eşya yoktu. Küçük masanın kenarındaki sandalyeye çökmüş, acelesizce tıkınıyordum. Chifuyu için işlerin iyi gitmesini ve eve döner dönmez boynuma atlayıp tatlı gülüşüyle kulaklarımı kutsamasını umuyordum.

Bol sütlü bir kahve hazırlamış, yudumlarken yeniden telefonumu kapıp Mikey puştune mesaj attım.

baji :
siktirin gidin, ön yargılı amcıklar.
kazutora, o çocuğu zerre kadar bile sevmedi.
ne sikime kendini süründürüp aptallık üstüne aptallık yapıyor, hiçbir fikrim yok.
olur da chifuyu'ma yaklaşırsa, onu sike sike gebertirim.
hiç kimse aramıza giremez.

Ah, rahatlamıştım. Boktan evlilik işinden kurtulduğumuza göre, aşkımızı saklamak için hiçbir engel kalmamıştı artık. Onunla el ele gezmeyi, tatlı yanakları her fırsatta öpmeyi ve ders aralarında saçını okşamayı çokça istiyordum.

Herkesin istediği çocuğun kalbi, bana aitti artık ve aramızdaki eşsiz bağı tüm dünyaya sergileyebilirdim arsızca.

Zil sesini duyunca resmen koşmuş ve sevinçle parlayan bebeğimi görünce içimdeki tüm gerginlik ölmüştü. Boynuma atladı içeriye geçer geçmez ve sımsıkı sarıldık.

"Yirmi yıl," dedi keyifli bir sesle. "İlk önce rehabilitasyon merkezinde birkaç hafta geçirecek, ardından da yirmi yıl boyunca çürüyecek içeride."

Tanrım, milyonlarca defa şükürler olsun...

Yumuşacık saçını nazikçe okşayıp öptüm. Gözlerim dolmuştu. "Çok mutluyum, sevgilim."

Daha sıkı sarıldı. "Daha da mutlu edeceğim seni, söz."

Sarılmayı bırakınca nazikçe öptüm, şişmiş minik dudaklarını. Onunla olabildiğim sürece, mutluluk dışında bir his nasıl barınabilirdi ki kalbimde?

fuyu'mun doğum günü bugün, o yüzden de fluff bi one shot şey ettim
buradan da duyurmuş olayım ^^





















stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin