0.8

3.3K 368 648
                                    

tw : cinsel gerilim.

Chifuyu

Terano denen piç, ciddi bir sorundu. Tokyo'ya birkaç ay önce gelmiş ve teker teker tüm çete liderlerine meydan okumuştu. Sonrasında da eski çete liderlerine sataşmaya başlamıştı.

Açıkçası, çete işlerine hiçbir şekilde bulaşmamıştım. Evet, kavgacıydım ama geniş çaplı ve kanlı saçmalıklar ilgimi çekmiyordu. Okul içinde, Senju önderliğinde bir çete gibi görünsek de öyle bir olayımız yoktu. Birbirimizi ve yakın çevremizi korurduk sadece.

Terano, bizim gibilere bile kan kusturuyordu ve belli ki sıra bizdeydi. Wakasa'yı tartaklamasının bedelini ona ödetmek zorundaydık.

Eski binadan ağır adımlarla çıkıp müziğe sığındım. Terano gibi bir insan azmanı beni parçalara ayırırdı ama yine de büyük bir zevkle yumruklamayı denerdim onu. Zorba piçlerden tiksiniyordum.

Müziğin ritmine uydurdum adımlarımı ve Kazutora'yı arama isteğimi bastırdım. Tokyo'dan gittikten sonra, onu kendi haline bırakacağıma dair söz vermiştim.

Baji piçini anımsayınca dişlerimi sıktım.

Ona matematik anlatmaya zorlamıştı beni. Üstelik de kışkırtmıştı. Rezil piç buna rağmen dersten kalırsa, onu dövmemi hiç kimse engelleyemezdi. Kendimi boş yere yormaktan nefret ederdim.

matsuno :
yarım saate evin olduğu sokağa geçerim.

Saniyeler içinde dönmüştü.

baji :
tamam.

Gözlerimi devirdim. Belki de çalışma odasında uyumayı denemeliydim. Tüm geceyi bu piçle aynı odada geçirmek, gerçek bir hayatta kalma savaşına dönüşebilirdi.

Geceyi kolaylaştırmasını umarak birkaç kutu bira aldım. Kimlik istemeyen işletmelere bayılıyordum.

Kat planı öylesine boktandı ki, bu işi yapan mimara sonsuza dek sövebilirdim. Yatak odası gereksizce büyüktü ve koridorun diğer ucundaki çalışma odası da fazla küçüktü. Üstelik hem yatak odasında, hem de koridor tarafında banyo vardı.

Baji piçini bulunca kulaklığımı çıkardım ve günümün daha da sikilmemesini diledim. Neyse ki sessizdi ve eve girene dek hiç konuşmadık. Yanağındaki çürüğün karşılığını vermeyi ertelemişti belli ki.

Babam, birlikte takılmamızın muhteşemliği üzerine zırvalarken dişlerimi sıktım ve odaya girer girmez yatağıma atladım. Kalan eşyalarımı daha sonra yerleştirebilirdim. Cidden yorulmuştum.

Üstümdeki koku midemi bulandırınca soyunmaya başladım. Duş alıp gevşemeliydim.

"Sapıksın amına koyayım," diye bağırdı Baji piçi. "Niye gözümün önünde soyunup duruyorsun ki?"

Pantolonumu da indirip sadece baksırımla kaldım. Baji, avazı çıktığı kadar bağırmıştı.

Yıllarca yüzme dersi aldığım için başkalarının önünde soyunup yarı çıplak kalmayı normal buluyordum ve Baji'nin çıplaklığa katlanamaması cidden de komikti.

Alt dudağımı yalayıp alayla kıkırdadım. "Seni sikmeyeceğim, merak etme."

Yastığını kafama fırlattı. "İbne amcık seni."

Yastığını alıp ona geri verirken kişisel alanına gereğinden fazla sokuldum çünkü onu kızdırmayı seviyordum. Aşırı yakınlığa gelemediğini de biliyordum.

"Biseksüelim," dedim kulağına eğilerek. "Amım da yok."

Beni itecekti ki muhtemelen, çıplak tenime dokunmamak için geriledi. Sinirle parlıyordu kehribar gözleri. "Siktir git, sapık piç."

Alt dudağımı sarkıttım. "Sana kalkmaz, merak etme."

Hırladı. "Kazutora'yı şehrin yarısıyla aldatan biri için bile fazla sürtüksün, Matsuno."

Hissizliğime sığınıp yapay bir gülüş yaydım suratıma. "Beni sikmek için çırpındığını görmek cidden acınası."

Suratı sinirden kızardı ve omuzlarıma yapıştığı gibi zemine savurdu beni. Eh, yalnız düşmek olmazdı. Beline yapışıp onu da beraberimde düşürmüştüm.

Daha önce de birbirimizin üstüne düşmüşlüğümüz çoktu ama hepsinde de giyiniktim.

Siktir, belki de bu defa fazla ileri gitmiştim.

Sadece baksırla, Baji piçinin altındaydım ve fazla yakındık. Sikeyim ki fazla yakındık. Ah, tüm ağırlığını hissedebiliyordum.

Siktir, bacağıma değen sertlik de neyin nesiydi?

Baji'nin bana mal gibi bakmak dışında bi' sikim yapmayacağını anlayınca onu sertçe ittim ve tek kelime bile etmeden banyoya sıvıştım. Sıcak su, gergin bedenimi yatıştırmak yerine daha da kızıştırınca alnımı soğuk fayanslara dayadım.

Sikeyim, ne bok yemiştim ben?

Benden ayrılmak üzere olan sevgilimin en yakın arkadaşının, baş düşmanımın altına girmiştim! Üstelik de neredeyse çıplakken.

Saçımı yıkarken dişlerimi sıktım. Hissettiğim sertlik, hayal gücümün rezilliğiydi muhtemelen. Baji piçi, sahiden de beni sikmek isteyecek değildi sonuçta.

Duştan çıkar çıkmaz havluyla olabildiğince kurulanmış, odaya dönerken hiçbir şekilde Baji piçinin tarafına bakmamıştım. Bir daha asla, yarı çıplakken onu kışkırtmayacaktım.

Kendime kıyafet çıkarırken teras kapısının açılıp kapandığını duydum. Sikeyim, cidden de beni çıplak görmeye tahammüllü yoktu bu salağın. Gerçi, dakikalar önceki anlamsız yakınlıktan sonra böylesi daha iyiydi.

Bol bir sweatshirt ve şort giyip kapının kilidini kontrol ettikten sonra bira kutularından birini açtım. Tanrım, çok daha sert bir şeyler almadığıma pişmandım ama hızlı içerek telafi edebilirdim.

"Amma da arızasın," diye bağırdı odaya dönen Baji. "Ayyaş puşt."

Birayı dikledim. "Kes sesini."

Kutulardan birine uzandı. "Babana ötmemi istemezsin sanırım?"

Yüzündeki iğrenç gülüşü dağıtmak istesem de ona yaklaşmak istemiyordum. En azından bugünlük, daha fazla temastan kaçınabilirdim. Yanağındaki çürük bile bir zaferdi sonuçta.

Ona cevap vermek yerine kulaklığımı takıp yeniden müziğe sığındım ve sesi sonuna dek açtım. Baji de biralardan birini alıp kendi köşesine geçmekle yetindi.

Üç kutu biram daha vardı. Eh, sızmamı kolaylaştırırlardı.

bu kurguyu yazarken aşırı eğleniyorum...
























stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin