0.9

3.3K 364 627
                                    

Baji

Hassiktir.

Sonsuzlarca hassiktir.

Banyoya kaçan Matsuno piçinin ardından bakakalmış, az önce olanları sindirmeye çalışıyordum. Orospu çocuğu, beni baştan çıkarmaya çalışmıştı! Resmen, ona dokunmam için yırtınmıştı.

Gerçi, yıllardır birbirimizin üstünde tepiniyorduk kavga ederken ama hepsinde de giyiniktik.

Alnıma şaplak atıp, pantolon kumaşıma rağmen seçilebilen sertliğime umutsuz bir bakış attım. Ciddi ciddi sertleşmiştim ama neden? Matsuno piçinin beni tahrik etmesi imkânsızdı!

Üstümü değiştirip hâlâ inmeyen şişliğe sövdüm. Ergenliğe yeni girmiş bir zavallı gibi, birkaç iğrenç sürtünme yüzünden sertleştiğime inanmıyordum.

En yakın arkadaşımın sürtük sevgilisi ve de baş düşmanım olan Matsuno gerçek bir erkek orospusuydu cidden de. Onun, önüne gelenin altına girdiğinden emindim zaten.

Öyleyse... neden utanmış gibi görünmüştü ki?

Dişlerimi sıktım. Beni onunla aynı odada uyumaya zorlayan hayattan da annemden de nefret ediyordum.

Kasıklarımdaki şişlik azalmaya başlamışken su sesi kesilmişti. Piçi bir kez daha çıplak görmemek için terasa geçip derin bir nefes aldım. Hava buz gibiydi ve bozulan sinirlerimi yatıştırmamı kolaylaştırıyordu.

Odaya geri döndüğümde sinirden haykırmamak için dişlerimi sıkmam gerekmişti. Matsuno piçi, buz gibi havayla dalga geçercesine kısacık bir şort giymişti! Çürüklerle kaplı beyaz bacakları olduğu gibi meydandaydı.

Baya baya, bacak şov yapıyordu piç kurusu. Üstüne de bira içiyordu.

Ayyaşlığını haykırıp biraz da babasını katarak bir kutu bira kapıp kendi köşeme geçtim. Sonrasında da tek liseli olarak az biraz ezik hissettiğim arkadaş grubumla biraz mesajlaşıp kendi tarafımdaki ışığı kapattım. Neyse ki, odanın büyüklüğü hesaplanarak çift avize koyulmuştu.

Yine de, "Işığı kapatsana," diye bağırdım ama belli ki beni duymamıştı.

Son kutu birasını içiyor, tavanla bakışıyordu. Birayı tutan eli titriyor gibiydi. Yanakları da kızarmıştı. Soktuğumun ayyaşı, okulda bile içiyordu bazen.

Yatağının başına kadar yürüyüp yeniden bağırdım. "Kapatsana ışığı, puşt."

Kulaklığının tekini çıkardı. Dalgın bakışları kaybolmuş, sert bir ifade belirmişti suratında. "Kendi tarafın zaten karanlık."

Suratına yumruğu geçirecektim ki kendimi durdurmayı başardım. "Saat on ikiye geliyor. Işık da gözümü alıyor."

Birasını bitirip bacaklarını kendine çekti ve hıçkırdı. "Siktir git lan."

Bacakları daha da açılmıştı amına koyayım.

Yakasına yapışıp sertçe sarstım onu. "Sapık sürtüğün tekisin!"

Akları kızarmış mavi gözlerini kıstı. "Sürtük de sürtük." Yeniden hıçkırdı. "Ne sürtüklüğümü gördün, ha? Aylardır, erkek orospusu olduğumu haykırıyorsun okulda."

Pekâlâ, bunu beklemiyordum.

Bozuntuya vermemek için onu iyice sarstım. "Kazutora'nın götünde gezme sebebin bile orospuluk!"

Gözüne düşen tutamları geriye yatırırken iyice kızarmıştı yanakları. "Sana kendimi açıklamak zorunda değilim."

Ciddi ciddi kafayı bulmuştu anlaşılan.

"Sadece cevap ver," derken iyiden iyiye suratına eğilmiştim. "Onu kaç defa aldattın?"

Tüm dalgınlığı cehennemi boyladı ve bana kafa attı. Siktir, alnım yarılmıştı. Aynı gün içinde ikinci defa şamar yemiştim amına koyayım.

Suratına güzel bir yumruk attım. "Tokyo sürtüğü seni."

Karşılık vermek yerine dudaklarını birbirine bastırıp ellerini yumruk haline getirdi. Sonrasında da tek kelime bile etmeden terasa çıktı.

Dediklerime alındığını sanmıyordum ama karşılık vermemesi tuhaftı.

Işığı kapatıp yatağıma geçtiğimde hâlâ dönmemişti odaya. O kılıkla uzun süre dayanamazdı soğuğa nasılsa.

Buz gibi havada şortla gezmek de neyin nesiydi ki zaten? Buram buram sürtüklük kokan hareketlere zerre kadar bile tahammülüm yoktu.

Gece, tuvalete uğramak için kalktığımda saat üçe geliyordu ve Matsuno piçi hâlâ odada yoktu. Kaşlarımı çattım. Üç saattir terasta mıydı sahiden de?

Üstüme bir hırka geçirip kemiklerime dek işleyen geceye bir adım attım. Matsuno piçi gerçekten de buradaydı. Pervaza tırmanmış, sırtını da duvarın kenara yaslayarak uyuyordu. Bacakları, elleri ve suratı kıpkırmızıydı.

Amına koyayım, intihara meyilli falan mıydı bu embesil?

Seslendiğimde tepki vermemişti. Normal şartlarda, onun bu hali azıcık bile sikimde olmazdı ama devrilip geberirse falan annem ağzıma sıçardı.

Kolundan yakalayıp zemine düşmesini sağladım. "Beyinsiz puşt seni." Hâlâ tepki yoktu. "Kalksana lan."

Suratını tokatlarken yanaklarının soğukluğu beni ürkütmüştü. Üç saat boyunca, ne bok yemişti ki burada? Kendini öldürmeye falan mı kalkışmıştı?

"Senin yüzünden başım yanacak," diye bağırdım kısık sesle ve sert bir tokat attım. "Sikik ergen."

Gözlerini araladı. "Sürtük değilim ben."

Ne?

Onu iyice sarstım. "Ne saçmalıyorsun sen? Yatağına geç artık."

Bana bakıyordu ama sanki beni göremiyor gibiydi. "Sürtük değilim ben."

Hay sikeyim, bi' bu eksikti zaten.

Ne yaparsam yapayım kendisine gelmesini sağlayamayınca kollarından yakalayıp yatağına dek sürükledim onu. Sarhoş ve belli ki saçma bir travmanın etkisinde falandı.

Ah, ertesi gün onu çok güzel rezil edecektim. Elime çok güzel koz geçmişti. Matsuno piçi, sürtük lafına alınıyordu baya baya.

Yeniden uyumaya çalışırken onun bir şeyler mırıldandığını duysam da sözcükleri seçememiştim. Eh, pek de sikimde değildi zaten.

normale göre daha fazla küfür kullanmış olabilirim çünkü quiz sinirlerimi bozdu...


















stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin