1.0

3.3K 354 576
                                    

Chifuyu

Uyandığımda öylesine boktan hissetmiştim ki kendimi yeniden uyumaya zorlamam gerekmişti. Başım ve gözlerim zonkluyor, uzuvlarıma sancılar giriyordu resmen.

Gözlerimi siken parlaklık yüzünden, en nihayetinde ayıldığımda geceyi anımsadım ve ağlama isteğimi bastırdım. Hiç kimse, beni ağlatamazdı.

"Baban kahvaltıya çağırıyor," diye bağırdı Baji piçi. "Seni uyandırmamı istedi."

Görüşümü öylesine bulanıkti ki onu bi' silüet olarak seçebiliyordum sadece. Keşke onu her daim böyle görebilseydim. Hele de gece dediklerinden sonra...

Gözlerimi kırpıştırıp doğrulmaya çalıştım ama karnıma saplanan sancı öylesine kötüydü ki geri yattım. "Aç değilim. Güneşliği kapat."

Siktir, bu iğrenç ses benden mi çıkmıştı? Ergenliğe yeni girdiğim sırada bile daha düzgündü sesim.

Omuzlarıma yapışıp sertçe sarstı beni. "Baban, seni aşağıda istiyor." Tısladı. "Çok mu siktiler de kalkmaya mecalin yok?"

Normalde, bana ne söylerse söylesin siklemezdim pek. Yıllardır, sövüyordu bana zaten. Kazutora'yla aramdakileri öğrendikten sonra, kafayı olmayan orospuluğumla bozacak kadar ilerletmişti.

Ah, Kazutora.

Baji piçinin ellerinden kurtulamayacak kadar kötü hissediyordum. Bedenime saplanan ağrılar ve hayatımın en kötü gecesini geçirmenin acısı, ruhumu kanatıyordu. Tanrım, anneme sarılmak istiyordum sadece.

Beni yere fırlatınca geceyi daha fazla anımsadım. Terasta uyuya kaldıktan sonra da beni bu şekilde zemine savurmuştu. Çürüklerim çok acıyordu.

"Kalk," diye bağırdı. "Tüm gün senin şımarıklığınla uğraşamam."

Alt dudağımı dişleyip güçlükle de olsa kalkmayı başardım. "Sen önden git. Yüzümü yıkayıp gelirim."

Tıslarcasına güldü. "Tüm Tokyo'ya sakso çekmişsin gibi çıkıyor sesin."

Orospu, sürtük, ibne, karı kılıklı, ezik, sik emici, götveren...

Son altı yıl içinde öylesine çok maruz kalmıştım ki bu tarz sözcüklere, bağışıklık kazanmıştım artık. Dün, duygusal açıdan çökmüş olmasaydım Baji piçinin dedikleri azıcık bile canımı sıkamazdı.

Ah, Kazutora...

Yüzümü yıkarken dişlerimi daha fazla sıktım. Acımı ona göstermeyecektim. Onu daha fazla sevindirmeyecektim. Hiç kimse, yıkamazdı beni.

Hâlâ bok gibi hissediyor, ağrılarım yüzünden kahroluyordum ama öfkeme sığınarak biraz ağrı kesici krem sürdüm yaralarıma ve üstümü değiştirip mutfağa indim.

"Sana da günaydın," diye iğneledi babam ve portakal suyundan bir yudum aldı. "Keisuke, gece yataktan düşmüş. Ona geçmiş olsun dedin mi?"

Sert bir kahve hazırlamış, benim için ayrılan yere otururken evi ateşe vermeyi düşlüyordum. Baji piçiyle yan yana oturmak bile işkenceydi.

"Keisuke fazla sakar," dedi bayan Baji ve tiksindirici bir sesle kıkırdadı. "Uykunu bölmemiştir umarım."

Baji piçinin alnında kocaman bir yara bandı vardı. Ah, dün kafa attığım için alnı yarılmıştı belli ki Yanağındaki çürük de hiç iyi görünmüyordu zaten.

Hiç iştahım yoktu ama biraz ekmek kemirmeye zorladım kendimi. Cidden de annemi istiyordum sadece.

"Keisuke." Babam, bana ters bir bakış attı. "Chifuyu sana ders anlattı güzelce, değil mi?"

Ders anlatmanın karşılığı olarak da Tokyo orospusu ilan edilmiştim hatta!

Tamam, onu yarı çıplakken kışkırtmak kötü bir fikirdi ama neden böylesine ağır laflar etmişti ki? Hele de, moralim sikilmiş durumdayken.

"Evet," dedi Baji piçi ve beni dirseğiyle dürttü. "Bugün de devam ederiz zaten."

Masanın altından tekme atmaya bile mecalim yoktu. Midem bulanıyor, başım çatlıyor, her bir hücrem acıyla inliyordu. Ölecek gibi hissediyordum.

"Size afiyet olsun," diye geveledim ve yeniden yatağıma koştum. Çok üşüyordum.

Yorganıma sarınınca beni kahreden mesajı yeniden okudum.

kazu'm :
bundan sonra beni arayıp durmazsan sevinirim. eskisi gibi sarhoş halini çekebileceğini sanmıyorum. tokyo'dan gittikten sonra beni sıkmayacağına söz vermiştin. o yüzden de sal beni.

Bacaklarımı kendime çekip başımı da yorganın altına soktum. Hayatımın aşkı, araya mesafe girer girmez bana yol vermişti. Acıtıyordu. Baya baya acıtıyordu.

"Bütün gün yatacak mısın cidden?" Cevap vermeyince yorganı üstümden aldı. "Yarın sınava gireceğim. Düşük alırsam baban ağzına sıçar."

Ah, babam. Orospu çocuğu babam.

Olabildiğince ifadesizleştirdim suratımı. "Sikimde bile değil."

Yorganıma sarılmak istesem de piçin beni rahat bırakmayacağı belliydi. Bir an önce kendi evime çıkmayı öylesine çok istiyordum ki. Hayatımın en rezil senesi olacaktı bu.

"Ne?!" diye bağırdı ve çürükler yüzünden sızlayan omzumu kavradı. "Siktirme belanı, Matsuno."

Son güç kırıntımla ittirdim onu ve elime ilk geçen pantolonu giymek için eşofman altımdan kurtuldum. Bir an önce bu cehennemden kaçmazsam evi yakacaktım.

Mal gibi bana bakıyordu yine. "Sürtük seni."

Şarj aletimi, cüzdanımı ve kulaklığımı alıp ağrı kesiciyi çiğneyerek yuttum. Onu gerçekten de öldürebilirdim. Üstelik, üzülmezdim bile.

Üstümü düzeltip montumu da giydim ve soğuk bir bakış attım piçe. "Beni sikemediğin için kudurman cidden sıktı artık."

Yüzüme inmeye hazırlanan yumruğunu yakalayıp sertçe sıktım. "Elini sikmekten bıktığını çok fazla belli ediyorsun."

Her an düşüp bayılabilirdim ama sinirim bi' nevi power-up almamı sağlıyordu. Klişe bir shounen manga karakteri gibi hissediyordum resmen.

Baji piçinin sinirden kızaran suratına güzel bir yumruk çakıp önce odadan, ardından da evden kaçtım. Ciddi ciddi onu öldürmek istiyordum.

peş peşe iki gün bölüm yazdım çünkü sinirliyim
hocalarımın amk
gideyim de ağlayarak ezber yapmaya devam edeyim



















stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin