1.9

3K 355 1K
                                    

tw : cinsel düşünceler, cinsel gerilim

tw2 : aşırı uzun bölüm

Baji

Sinirliydim. Son birkaç gündür, sadece ve sadece sinirliydim.

"Ezik liseli seni," dedi Mikey ve gür bir kahkaha attı. "Biz okula çıplak bile gidebiliriz ama sen o iğrenç formayı giymek zorundasın hâlâ."

Ona göz devirip önümdeki birayı dikledim. Sinirimin sebebi elbette ki Mikey ya da hâlâ boktan bir liseli olmam değildi. Birkaç masa ötede oturmuş, Senju ile gülüşen çocuk yüzündendi hepsi.

Kimliğe bakmayan, ucuz barlardan birindeydik ve geçen sene de burada sıklıkla karşılaşır, her seferinde de birkaç küfür savurup kendi işimize bakardık. Ortak çevremiz yüzünden, bu tarz saçmalıklar kaçınılmazdı sonuçta.

Chifuyu'nun üstündeki tişört öylesine boldu ki, omuzlarından biri açıkta kalmıştı. Tanrım, beyaz omzuna kayıp duruyordu gözlerim. Omzundaki her bir kıvrımı ezberlemiştim ama yine de ona bakmayı kesemiyordum.

"Kazutora sevgili yapmış," dedi Draken ve bu sayede odak noktam değişti. "Matsuno için ölüp bitmiyor muydu bu çocuk lan?"

Yan masada, sevgilisiyle oynaşan Mitsuya bezgin bir bakış attı bize. "Matsuno'yu sahiden sevseydi Tokyo'dan gitmezdi."

Hakkai, kıkırdadı. "Taka-chan her zamanki gibi çok haklı."

Yeniden Chifuyu'ya kaydırdım bakışlarımı. Gülüşü, samimiyetten uzaktı. Acısını bastırmaya çalışıyor gibiydi. Üst üste shot atıyor, bolca sigara içiyordu. Ayyaş herifin bünyesi sahiden de sağlamdı.

Mikey bana dirsek attı. "Son senende de sataşma şu çocuğa. Hep beraber toplanıp sikerler belanı, görürsün sonra. Kakucho ve Senju geçen gün Terano piçinin amına koymuş, aklında olsun."

Chifuyu hastayken olmuştu olay. Terano, Kakucho'ya meydan okumuştu ve olayı gören Senju ve Takemichi de işe karışmıştı. Takemichi, güzelce dayak yemişti gerçi ama Senju ve Kakucho sağlam sikmişti şerefsizi. En azından, internette gördüğüm videolara göre böyleydi durum.

Terano'nun utançtan Tokyo'yu terk ettiği söyleniyordu hatta.

Takemichi ayaklanınca Mikey de kalktı ve çocuğun peşine düştü. Tuhaf ve gerilimli bir ilişkileri vardı yıllardır.

Chifuyu, lavaboya yönelince ne bok yediğimi sorgulama payı bırakmadan onu izledim. Yüzünü yıkıyordu ve sadece ikimiz vardık içeride.

"Kazutora sevgili yapmış," dedim öylece.

Boynunu da yıkayıp kuru peçeteye uzandı. "Bunu söylemek için mi geldin cidden?"

Sahildeki anlamsız yakınlaşmamızdan sonra, işler ciddi anlamda değişmişti. Chifuyu, gerekmediği sürece benimle konuşmuyor ya da göz teması bile kurmuyordu. Kişisel alanına sokulmama da izin vermiyordu. Ben yokmuşum gibi davranıyordu resmen.

Ve... her ne olursa olsun gözümün önünde soyunmuyordu artık. Kısa şortlar giyiyordu zaman zaman ama hiçbir şekilde yarı çıplak ya da havluyla dolanmıyordu odada.

Oysa ben... resmen vücut şov yapmaya başlamıştım. Kıçım donana dek havluyla oturuyordum odada ama onun sikinde bile değildi. Benden tarafa bakmamaya yeminli gibiydi.

Çıkıp gidecekti ki önünü kestim. "Sana bira ısmarlamamı istemiştin."

Başını yana yatırıp mutlak hissizliğine sığındı. "Ciddi değildim."

Onun yüzünden ıslak rüyalar görüyor, sürekli onu düşlüyor ve sıklıkla duş almak zorunda kalıyordum. İşin en rezil tarafı, Chifuyu'nun beni etkilemek adına hiçbir girişimde bulunmamasıydı.

Omzunun zarif kıvrımlarına bakarken boğazım kurumuştu. Diş izlerim çok yakışırdı oraya. "Ismarlamak istiyorum."

Tuvalete biri girince açılan kapıdan çıkıp gitmişti bile. Tanrım, beni cidden çıldırtıyordu. Onu eze eze inletmek, her bir hücresine sokulmak istiyordum. Tıpkı o geceki gibi kızarmalı, irice açmalıydı mavi gözlerini.

Herhangi birini değil, onu sikmek istiyordum. En azından, izlediğim pornolardan sonra bu konuda hiçbir şüphem kalmamıştı. Saçma ve anlamsızca, onu düşlemeyi kesemiyordum.

Kasıklarıma saplanan ağrıya sövüp kabinlerden birine girdim ve hızlıca rahatlattım kendimi. Çocuğun omzunu ısırma isteği bile beni sertleştirirken onun beni siklememesi koyuyordu.

Geri döndüğümde, Chifuyu'yu görememiştim. Senju'ya da soramazdım. Tanrım, nereye kaybolmuştu ki?

Deri ceketimi giyip kısaca vedalaştım, Emma'yla elleşen Draken'le ve bardan çıktım. Chifuyu, barın çaprazındaki ara sokakta sigara içiyordu. Sırtını duvara dayamış, borunun üstünde oturan kediyi seviyordu bir yandan da.

"Haberleşmeden kaybolma," diye bağırdım ve önünde dikildim. "Mesaj falan at."

Minik, pembe ve dolgun dudaklarından süzülen dumanın ağırlığıyla yutkundum. Dudaklarına yapışmak, omzunu kavramak, bedenini duvara dayayarak onu düzmek istiyordum.

"Tamam," dedi soğukça ve kediyi okşamayı sürdürdü.

Beyaz tüylerin arasında gezinen ince, yaralı parmakların tenimde kayması gerekiyordu. Bir kedi kadar bile değerim yoktu onun için.

"Kazutora konusunda nasıl hissediyorsun?"

Eli bir anlığına kasılsa da yüzündeki ifadesizlik dağılmamıştı. "Seni ilgilendirmiyor. Arkadaşmışız gibi davranma, Baji."

Sigarasını kapıp derin bir nefes çektim ve dumanı yüzüne üfledim. "Arkadaş olmak ister gibi miyim cidden?" Gidecekti ki ona daha fazla sokuldum. "Acelen mi var?"

Alt dudağını yalayıp gözlerimin içine baktı. "Ne yapmaya çalıştığına dair hiçbir fikrim yok ama sinirlerimi bozuyorsun."

Parlayan alt dudağına kaydı bakışlarım ve kendimi durduramadan yapıştım ince dokuya.

Tanrım, çok yumuşaktı. Chifuyu'nun pembe dudakları, kadifemsiydi. Dahasını diletiyordu. Ah, çok daha fazlasını.

Karşılık vermediğini anlayınca geriledim. "Öp beni." Çenesini kavrayıp kızaran yanaklarını okşadım. "Beni öpmezsen ölürüm."

Tanrım, beni öpmesi için ruhumu şeytana bile satabilirdim.

Şoktan yeni yeni sıyrılıyordu sanırım. Safir mavisi gözleri irice açıldı ve elini uzatıp aynı o geceki gibi tutundu saçıma. Hırsını alamayınca da başımı sertçe geriye yatırdı. "Ne bok yediğini sanıyorsun sen?"

Saç diplerimdeki yanma, hoşuma gitmişti. "Bana karşılık vermeni istiyorum, Chifuyu."

Acı arttı. "En yakın arkadaşının eski sevgilisiyim ben, Baji!" Tiksintiyle buruşturdu suratını. "Düşmanız lan biz, düşman." Saçımı bırakıp göğsümden itti beni. "Kendine gel amına koyayım."

Düşünmek yerine daha fazla sokuldum ona. Dudaklarının hoş kıvrımlarını daha fazla tatmalı, dilini emmeliydim. "Umrumda gibi mi?"

Öyle bi itti ki beni, kedi bile korkup kaçtı. Leş asfalta göt üstü düşmüştüm.

"Benim gibi bir Tokyo orospusuna yaklaşma, Baji!"

Öfkeyle parlayan gözlerine bakarken alt dudağımı ısırdım. "Buradaki tek Tokyo orospusu benim."

Bir kıvılcım çaktı gözlerinde ve bocalar gibi duraksadı. "Kanıtla."

Karşılık vermemi beklemeden bara geri dönmüştü bile. Siktir, neyi kanıtlamamı istiyordu ki?

özellikle not düşmek istiyorum
öhöm öhöm
kei, aşık değil
sadece ve sadece azgın
pat diye aşık olması mümkün değil zaten, tsch

ve, yeni tanıtım cuk oturdu bence SOJSNSVEKEHEKDHDKDBDJRJRK



















stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin