3.8 (m)

3.3K 315 521
                                    

tw : smut ,d

tw2 : seme kei ,d

Chifuyu

Öylesine mutluydum ki, yol boyunca sevinç çığlıkları atarak kuytulara çekerek öpmüştüm Keisuke'yi ve bu yüzden de yolu uzatmıştım ama umursamıyordum. Aşık, hafiften kafam güzel, çokça da şaşkındım.

On yedi yıllık ömrümde, ilk defa sevildiğimi hissediyor ve bu mucize karşısında ağlamak istiyordum. Keisuke, hazinemdi.

Kazutora şerefsiziyle karşılaşmak, bazı hususlardan emin olmamı sağlamıştı. O, kesinlikle hayatımın aşkı falan değildi ve benimle sadece eğlenmişti.

Oysa Keisuke... galaksileri gözlerine sığdırmışçasına bakıyordu bana.

En niyetlerinde odamıza kavuşunca ellerimi kavrayıp parmaklarımı nazikçe öptü. "Bir daha asla ellerini parçalamayacaksın." Bileğimdeki izi uzun uzun öptü. "Ölmek zaten yasak."

Çektiğim tüm acılar, ona kavuşmak içindi belki de. Tüm bu zaman boyunca, onda teselliyi bulmak için yalnız savaşmış ve artık dinlenmekle ödüllendirilmiştim.

Kulüpteki tutkulu öpüşmemiz boyunca, görülmek istemiştik. Herkes bilsin, kimsecikler bize ilişmesin ve sadece birbirimizin olalım istemiştik.

Islak kıyafetlerimizi ağır ağır çıkarırken alt dudağımı yaladım. "Kei." Çıplak gövdelerimizi yapıştırıp kulak memesini dişledim. "Bana fantezilerini anlatsana."

Solukları ağırlaştı, çenesi kasıldı. "Hepsi de sapıklık doluydu."

Beline sarılıp yatağa çekiştirdim onu ve üstüme düşmesini sağladım. Bolca alkol ve serotonince yönetiliyor, sevdiğim çocuğa daha fazla karışmayı diliyordum. Onunla bütünleşmeli, uzun uzun sevişmeliydim.

Üstümdeki ağırlığın tadını çıkarıp belini okşadım. "Bebeğin, sapıklaşmanı istiyor."

Titrek solukları boynuma vuruyor, ısınan bedeni kasılıyordu. "Canını yakma riski alamam, bebeğim."

Arsızca sürtünüp bacaklarımı beline sardım. "Acıtmayacaksın ki."

Dirsekleri üstünde doğrulup sertçe yutkundu. "Tanrım, beni mahvediyorsun."

Şiş dudaklarını yalayıp yeniden sürtündüm ona. "Seni içimde istiyorum, hem de hemen."

Dün, onu uzun uzun sikmiş olsam da şu anda tam tersinin muhtaçlığıyla titriyordum. Çalılarda başladığımız çılgınlığı sürdürmeli, beni tamamen yakmalıydı. Yeniden doğmalıydım onun kollarında.

Onu devirip üstüne çıktım ve sertliğinin üstüne oturdum. "Kei, fantezilerini duymalıyım."

Belimi kavrayıp açlıkla süzdü bedenimi. "Seni kucağımda zıplatmama ne dersin?"

Sürtünüp göğüs kaslarını okşadım. "Daha kirli şeyler söyle." Belimdeki elleri kalçalarıma indirdim. "Çok fenayım, Kei."

Sertçe sıktı ve sertliğine daha fazla bastırdı beni. Açlıkla yanıyordu kehribar gözleri. "Adımı inleyerek kıvranmak hoşuna gider mi, bebeğim?"

Sonsuza dek onun bebeği olarak kalmalıydım.

Başımı geriye attım. "Bayılırım."

Beni altına alıp dirseklerinin üstünde doğruldu. Topuzundan taşan siyah tutamlar yüzüme dökülüyor, teninin sıcaklığı içimdeki arzuyu körüklüyordu.

Dizini bacaklarımın arasına soktu. "Sana zevk çığlıkları attırmalı mıyım, Fuyu?"

Saç tokasını çıkarıp güzel siyah saçlarıyla kutsadım kendimi. "Attırmalısın."

Şefkatle öptü dudaklarımı. "Beni yoldan çıkarıyorsun, bebeğim. Yine de, nazik davranmaya çalışacağım." Saçını toplayıp boynuma eğildi. "Hiç kimse seni benden alamaz."

İz kalacağı bariz şekilde emiyor, sızlayan yerleri de diliyle ıslatarak zihnimi puslandırıyordu. Ona tutunup inliyor, dahası için kıvranıyordum.

Komodindeki çekmeceden kayganlaştırıcıyı ve prezervatiflerden birini almak için duraksadı ve sertçe yutkundu. "Artık sevgiliyiz, değil mi?"

Kollarını okşayıp kıkırdadım. "Aşığız sevişiyoruz, değil gibi miyiz?"

Çenemi öptü. "Reşit olsaydın nikâhı basardım, çok ciddiyim."

Gülecektim ki boynuma yeniden gömülmüş, sıcak avuçlarını belime yaslamıştı. Gözlerimi açık tutamıyor, onu kendime daha bastırmayı kesemiyordum.

İlk defa altta olduğum sefere göre çok daha farklıydı. Bu defa, gerçekten sevişiyorduk.

Gövdemi ıslak öpücüklere boğa boğa indi penisime dek baksırdan kurtulur kurtulmaz başını yalayarak boğuk bir inleme kazandı benden. Tanrım, gerçekten de çok iyiydi yatakta.

Parmaklarını kayganlaştırıcıyla kaplayınca bacaklarımı aralayıp alt dudağımı ısırdım. Dudaklarıma uzanıp ilk parmağını yollamış, boştaki eliyle de göğüs ucuma yapışmıştı.

İkinci parmağını da ekleyince omzunu ısırıp sırtını tırnakladım. "Geçen seferki gibi uzatma."

Kıkırdayıp saçımı okşadı. "Fazla darsın, bebeğim. Biraz daha esnetmeliyim seni."

Boynunu dişledim. "Penisini istiyorum, Kei. Üzme bebeğini."

Bir anlığına kasılsa da parmaklarını çekip beni yatağa bastırması uzun sürmemişti. Vahşi bir ifadeyle parlıyordu gözleri. "Demek öyle."

Baksırını yere atıp bacaklarımın arasına yerleşti ve belime tutunarak, acelesizce doldurdu içimi. Aynı anda inlemiş, birbirimize tutunarak gülümsemiştik. Keisuke, çok güzeldi.

Hızlanırken kulak mememi dişledi. "Tek seferle yetinebileceğimi sanmıyorum, bilesin."

Bacaklarımı daha sıkı dolayıp ensesini kavradım. "Yetinmeni isteyen yok, bilesin."

Bu geceki davranışlarımızın bedelini ödeyecek ve belki de bazı puştluklarla uğraşmaya zorlanacaktık yarın ama hiçbiri sikimde değildi. Birlikte kaldığımız sürece, her türlü zorluğu aşabilirdik.

Adıyla inlerken mutluydum. Altında kıvranmak, bu defa azıcık bile koymamıştı. Kimin altta ya da üstte olduğu, önemsizdi artık. Bütünleşebildiğimiz sürece hiçbirinin önemi yoktu.

bugün çok bölüm attım ve sikilen bildirimler için üzgünüm~

























stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin