4.5

2.6K 299 502
                                    

tw : az biraz cinsel içerik

Baji

Adliyede geçen uzun saatler ve anlayamadığım hukuki terimlere dolu konuşmalar yüzünden, kelimenin tam anlamıyla bitiktim. Tüm bu kaos, baya baya tüketmişti beni.

Chifuyu'nun yaptıkları da kusursuz oyunculuğu da ürkütücüydü. Bir zamanlar neden ondan tiksindiğimi hatırlatıyor, Draken ve Mitsuya'nın dediklerini zihnimde döndürüyordu.

Sonrasında da bana attığı bakışlarla kendime geliyor, aşk dolu gözleriyle yatışıyordum. Chifuyu, bana bi başka bakıyordu cidden.

İkileme düşemezdim. Tek bir piçliğimde onu paramparça edebilir, sonsuza kadar kaybedebilirdim. Onun olmadığı bir hayata katlanamaz, vicdan azabıma yenilerek yitip giderdim.

"Birkaç güne her şey hallolacak," dedi Wakasa ve gülümsedi. "Zaten yanında bir yetişkin bulunacağı için seni koruyucu aile yanına yerleştirmeyi düşünmüyorlar. Babanın yıllar önce, tamamen kendi rızasıyla imzaladığı belgeler işimizi kolaylaştırıyor."

Wakasa, Mikey'nin büyük abisinin sevgilisiydi ama bunun dışında onu pek de tanıdığım söylenemezdi. Senju'yla çok yakındı ve Senju'ya nasıl dövüşüleceğini o öğretmişti.

Chifuyu da ona gülümsedi. "Hapishaneye girmemek için imzalamıştı onları, ironik."

Hiçbir sikim anlamıyor, soru sormaya da çekiniyordum. Baş başayken anlatırdı nasılsa.

Açıkçası, anneme diklenirken hiçbir planım yoktu. Chifuyu ile bu tarz konularda konuşmamıştık hiç ve tüm arkadaşlarımla da kanlı bıçaklıydım zaten. Chifuyu, sugar daddy meselesinde ciddi değildi muhtemelen ve barınma sorununu çözene dek sokaklarda takılmam gerekebilirdi.

Yeniden Wakasa'nın arabasına binmiştik. Chifuyu'nun kulağına eğilip elini tuttum. "Nereye gidiyoruz, Fuyu?"

Elimi sıkıp yorgunca gülümsedi. "Yeni evimize." Şaşkın şaşkın bakınca kıkırdayıp yanağımı öptü. "Sugar daddy'n olacağım."

Ha? Benden bir yaş küçük ve minyon yapılı bir sugar daddy mi?

Gerçi, switch takılıyorduk ve alttayken daha fazla zevk aldığımı reddedemezdim ama neyse...

Shibuya'daki lüks binalardan birinin önünde durmuştu araba. Zavallı kafam daha da karışırken Takemichi'nin adliyeye kadar taşıdığı sırt çantalarımızı almış, Wakasa'yla vedalaşarak arabadan inmiştik.

Chifuyu, koluma girip binaya sürükledi beni. "Artık burada yaşayacağız." Asansör kabinine girince en üst katın düğmesine basmış, omzuma yaslanmıştı. "Ne gündü ama!"

Saçını okşayıp beline sarıldım. "Bebeğim, bana açıklaman gereken milyonlarca nokta var. Beynim ağır çalışıyor, biliyorsun."

Kata varınca boynumu öpüp elime yapıştı. "Burada annemle kalıyorduk eskiden." Biraz daha yürüdükten sonra anahtarıyla açtı kapıyı ve ayakkabılarımızı çıkarıp içeriye girdik. Işığı açmıştı hemencecik. "Babam kafayı sıyırınca burada saklanıyorduk yani."

Keder dolu gözlerine karşın yutkunup çantamdan kurtuldum ve sımsıkı sarıldım incecik bedenine. "Bir daha asla o piçle uğraşmayacaksın. Tüm acını alacağım."

Boynuma sokuldu. "Kei, tüm kalbimle inanıyorum sana."

Sesinin çaresiz tınısı ve titreyen bedeni yüzünden yine ve yeniden utanmıştım kendimden. Chifuyu, beni seviyordu ve şüpheye düşemezdim. Tek bir yanlış hamlem, onu onarılamaz bir şekilde kahredebilirdi.

Saçını öptüm. "Seni çok seviyorum, bebeğim."

Titremeleri azalmış, bedeni gevşemişti biraz. Kollarımın arasından sıyrıldığında meleksi bir gülüş vardı güzel yüzünde. Elimi kavrayıp salondaki koltuğa çekiştirdi beni ve üst üste uzandık.

Ev, gayet temiz ve moderndi. Salondaki geniş camlar, muazzam bir manzara sunuyordu. Daha önce hiç böylesine lüks bir evde bulunmamıştım.

"Arada bi eve bakım yaptırıyordum," dedi saçımla oynarken. "Burada yaşamama izin yoktu ama yine de öylece bırakamazdım. Anneme saygısızlık olurdu."

Onu göğsüme bastırıp içimi çektim. "Sana tapmanın sonu yok, Fuyu."

Kıkırdayıp karnımın üstüne oturdu. "Açlıktan midem bulanıyor. Aşk, karın doyurmuyor sonuçta."

Belini kavrayıp arsızca sırıttım. "Şu pozisyona bayılıyorum lan. Kucağımda zıplarken ayrı seksisin."

Ellerini göğsüme bastırıp alt dudağını yaladı. "Tıkındıktan sonra zıplatsana bebeğini."

Kasıklarıma saplanan ağrı, öylesine aniydi ki "Hassiktir," demeden edememiştim. "Beni mahvediyorsun."

Sertliğimin üstüne oturdu. "Fazla azgınsın, Kei."

Onlarca defa sevişmiştik ama yetmiyordu. Chifuyu'ya karşı tamamen doyumsuzdum. Eskisi gibi ıslak rüyalar görüp sapık fanteziler düşlemiyordum neyse ki.

Titrek bir nefes aldım. "B-bebeğim, sevişmeyeceksek kalkmalısın oradan."

Dudaklarını boynuma sürttü. "Evin dibindeki marketten kızarmış erişte ve su alıp geleceğim. Sonrasında da tıkınırız hemencecik. Uslu bir çocuk olur ve kendine dokunmazsan, gece boyunca seninle ilgilenirim."

Sertçe yutkundum. Sorularla dolu zihnim puslanmış, arzuyla titremeye başlamıştım. Chifuyu, beni nasıl ayartacağını çok iyi biliyordu. Gece boyunca benimle ilgilenmesi için bu sızıya dayanabilirdim kesinlikle.

Gerçi, geçmişte çocuğun omzuna bile azdığım düşünülürse, beni çıldırtmak için çok da çabalaması gerekmiyordu ama neyse.

Alt dudağımı ısırdım. "Uslu bir çocuk olacağım, sevgilim."

Kıkırdamakla yetindi. Ah, bu gece muhteşem olacaktı!

mutlu hallerini yazmak çok hoşuma gidiyor, evet

ve, 20k olmuş awee <3


























stepbrother complex || tokyo revengers Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin