43. Bölüm ~ Mucizeyi Açan Anahtar

Start from the beginning
                                    

Oda yerinde duruyordu ama içi haciz memurlarının gazabına uğramış gibiydi. Kısaca; oda bomboştu. Öyle bomboştu ki, minik penceredeki perde bile yerinde yoktu. Bahsi geçen spor aletlerinden ise hiç söz etmeye gerek yoktu çünkü bu oda boşaltılmıştı.

Odaya girmeden kapısını kapatıp bu kez banyoya girdim. Gördüğüm manzara tarif edilemeyecek kadar berbattı. Banyoda önceden bulunan küvetin yerinde yeller esiyordu. Lavabo, lavabonun üstüdeki dolap ve klozet bir moloz yığının arasında kalmıştı ve can çekişiyordu. Gördüklerimi kendime açıklamaya çalışsam da başarılı olamayacağımı biliyordum. En iyisi ışığı açıp mantıklı bir fikir buluncaya kadar varsayım yapmaktı. Parmağım kapının hemen yanındaki açma anahtarına okunduğunda kulaklarıma dolan patlama sesi ile önce korkunç bir uğultu hissettim. Elimi sağ kulağıma bastırarak birkaç defa vurdum ama çınlama öyle şiddetliydi ki bir türlü geçmek bilmiyordu.

Bir müddet çınlamanın geçmesini bekledikten sonra ne yapmam gerektiğini düşündüm. Şu an için en mantıklı olanı Ozan’ı aramaktı, hafazanallah ev kısa devre yüzünden cayır cayır yanacaktı. Daire giriş kapısına doğru koşturarak, sol üst tarafında bulunan sigorta kutusunun kapağını açtım. Hayat kurtarma düğmesi yüksek gerilim nedeniyle atmıştı ve şu an için benim yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Ozan’ı aramak için telefonumu almak üzere yatak odasına geçtim. Telefon nasıl olduysa ilk çalışta açıldı.

“Günaydın sevgilim…”diye yanıtladı telefonu.

Tabi ben şu an mağdur birisi olduğum için hiç görgü kuralı falan düşünecek değildim. “Ozan, bu eve neler oldu böyle? Banyonun hali ne? Benim odamın yerinde neden yeller ediyor?”diyerek kısaca durum özeti yaptım.

“Önemli bir şey değil canım,”dedi.

“Evde tadilat yaptırıyorum.”

“Bunu fark ettim de, neden?”

“Ne neden Yasemin? Üst kattaki banyo zaten sorunluydu. Oda ise artık spor odası değil benim yeni çalışma odam olacak.”

“E alt kattaki hudut karakoluna ne olacak o zaman?”

“Alt kattaki hudut karakolu için başka planlarım var. Üst kattaki oda daha büyük ve işlevsel olduğu için bundan sonra orada çalışacağım…”

“Bunları bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun Ozan?”

“Söylememe gerek yoktu, zaten görecektin?”

“Ne zaman?”

“Bu sabah görmüşsün ya işte…”dedi pişkin pişkin.

“Allah’ım sen bana sabır ver…”dedim dişlerimin arasından. “Ozan, beni deli etmeye mi çalışıyorsun sen ya, evin sigortası attı. Kombi devre dışı, elektrikli olan hiçbir şeyi kullanamıyorum. Daha sayayım mı?”

“Sigorta mı attı?”dedi panikle. “Sen iyi misin? Bir şeyin yok değil mi?”

“Hayır, benim bir şeyim yok ve gayet iyiyim ama kullanılır durumda bir eve ihtiyacım var ve bu ev kesinlikle kendi evim olmalı…”

“Ben bir saat sonra eve döneceğim. O zamana kadar Eşref amcaya in sen, soğuk evde durma…”

“Evime gitmek istiyorum dememin nesini anlamıyorsun, Ozan?”

“Anlamadığımı söylemedim Yasemin… Evde misafir varken sen neden gideceksin, ben de orasını anlamıyorum.”

“Ev benim evim, misafirlerde benim misafirim olduğu için olabilir mi acaba?”

“Hayriye ve Nazım aileden, onlar misafir sayılmıyor…”

“Kapat Ozan, Allah aşkına kapat şu telefonu! Ben eve gidiyorum. Bir saat sonra eğer istersen sen de oraya gelirsin.”

YASEMİN (Tamamlandı) Where stories live. Discover now