42. Bölüm ~ Bir Kere Gülsen Yeter

Comincia dall'inizio
                                    

“Mutsuzsun…”dedi beni yan döndürerek sırtımı kendi göğsüne dayarken. “Mutsuzsun ve aksini iddia etmeye kalktığın her an bunu daha da fazla belli ediyorsun.”

Dağılan saçlarımı tek tarafa toplayarak açıkta kalan boynuma dudaklarını bastırdı.
“Sen mutlu ol diye çırpındıkça yanlış şeyler yaptım. Doğru bildiğim her şey beni de seni de mutsuzluğa sürükledi. Kendi başına karar almanı, ayaklarının üstüne sağlam basmanı ben engelledim. O zaman şartlar öyle gerektirmişti belki ya da ben ne yapacağım konusunda cahildim, her ne dersen de ama yaptıklarımı seni üzmek istediğim için yaptığımı sakın düşünme sevgilim. Ben bilmediğim birçok şeyi seninle öğrendim. Hala da öğrenmeye çalışıyorum ve arada yaptığım yanlışlar doğruları da silmesin sakın. Ben ne yaptıysam sen mutlu ve huzurlu ol diye yaptım.”

“Biliyorum…”dedim dolan gözlerimden akmak üzere olan yaşları tutmaya çalışarak. “Sen ne yaptıysan beni mutlu etmek için yaptın ama bundan sonra bırak ben yapayım. Doğru ya da yanlış olsun ama bana ait olsun. Sen sadece yanımda ol, bana yeter…”

“Ne mutlu eder seni?”dedi elleri saçlarımın arasında dolaşırken. “Söyle, bileyim.”

“Benim öyle çok bir hayalim olmadı hiçbir zaman. Hep küçük hayallerim oldu. Ufacık bir sebep bile yeter beni mutlu etmeye…”

Ben anlatmaya devam ederken boşta olan kolunu komodinin üstüne uzattı ve bir paket aldı. Gözlerimin önüne uzatıp salladı.

“Bunun gibi mi?”

Uzattığı paketi koparırcasına elinden aldım. Kenarından yırtıp açılan kısımdan içindeki tüm yumuşak şekerlemeleri ağzımdan içeri tıkıştırdım. Ağzımın içine yayılan mayhoş meyve tadı ile kendimden geçercesine çıkarttığım sesler Ozan’ı güldürdü.

“Bayılıyorum sana Yasemin…”dedi elimdeki boş paketi alıp yere atarken. “Şu haline bak…”

Onun gibi sırıtarak cevap verdim.
“Ne varmış ki halimde?”

“Öyle tatlısın ki, seni yiyesim geliyor…”

“İki saat nutuk atacağına yeseydin ya!”dedim teessüf eder ses tonumla.
Attığı kahkaha ile yatak sarsıldı. Ona eşlik edip bende kahkaha atmaya başladım. Birbirine değen çıplak bedenlerimiz ve odada yankılanan sesimiz kısa bir süre sonra duruldu. Beni yeniden kendine yapıştırdığında kalçalarıma değen cisim nedeniyle ufak çaplı bir kalp krizi geçirmek üzereydim.

“Seni bir güzel yiyeyim sonra bana bundan sonra ne yapmak istiyorsun onları anlat, olur mu?”dedi.

“Bakarız… Sen hele bir ye de.”dedim dudaklarımı âdem elmasına değdirerek.

Titrediğini ve beni kendine daha çok bastırdığını hissettim. “Mahvettin beni Yasemin…”dedi neredeyse duyulmayacak kadar kısık bir sesle. “Öldürdün…”

Beni yeniden altına aldığında ikimiz için de konuşulacak olan her şey sonraya kalmıştı. Şimdi daha önemli işlerimiz vardı. Birbirimizi doyasıya sevdikten, tenlerimizi birbirine harmanladıktan sonra oturur doğru düzgün konuşurduk ne de olsa.

Muhteşem bir tango gösterisinde gibiydik. Senkronize hareketlerimiz bizi kendimizden geçiriyor ve şehvetin gerçek aşkla uyumunun kitabını yazıyorduk. Aşık olmayı, sevmeyi ve güvenmeyi öğrendiğim bu adamdan sevişmeyi de öğreniyordum ve kendimi inanılmaz biçimde tamamlanmış hissediyordum.
O eşi benzeri bulunmaz, kelimelerle tarif edilemez zevkin doruğuna geldiğim anda vücudumu saran titreme ile kendimi bıraktım. Ozan hala ritmine devam ediyordu ve alnından akan terler benim boynumdan aşağıya süzülen tere karışıyordu. Bir müddet sonra boğazından kopan bir haykırış ile kendini bir anda geriye çekip zorla yan tarafa devrildi. Yattığım yerden süratle doğrulup panikle yüzüne baktım. Böyle olmaması gerekiyordu ama sanki olması gereken de buymuş gibi bir ikilemin içinde kaybolmak üzereydim.

YASEMİN (Tamamlandı) Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora