50-Sana hâlâ aşığım ya!

Start from the beginning
                                    

"Eğer ağır bir şeyse çok içmeyeyim."

Merthan dudaklarını birbirine bastırarak gülümserken, başını aşağı doğru eğdi. Kaşlarını çattığında belirginleşen kasları rahatlamış, yanakları gerilmişti. Başını kaldırmadan yalnızca gözlerini oynatarak ona alttan bir bakış attığında Feyza bir an nefes bile alamadı. Bardak elinde öylece kaldı. Eğer bir gülümsemeyle aklını yitirmemiş olsaydı Merthan eğlenir bir tonda "İç iç," dediğinde, onun verdiği ilacı sorgulardı. "Alkolün etkisini azaltacak."

Yutkunarak bakışlarını kaçırdı Feyza, kalbinin sesi kulaklarına baskı yapıyordu.

Parmaklarının arasında sıkıca tuttuğu bardağı dudaklarına götürüp bir yudum daha aldı. Kendini az da olsa geri çekerken, bakışlarını mutfağın içerisinde gezdirdi ve sanki önemsiz bir şeyden bahsediyormuşçasına "Oğlunla birkaç saat vakit geçireceğiz," dedi. Bakışlarını ona çevirdi, hissiz bir şekilde gülümsedi. "Sana sormadan söz verdim ama..." İğneleyiciydi ses tonu, keza bakışları da öyle ve bunun tek nedeni; kırıldığını, canının yandığını, kalbine kıymık batıyormuş gibi hissettiğini gizlemek içindi.

Merthan zamanında Poyraz'la onu tanıştırmak bile istememişken şimdi Poyraz'la vakit geçirmek ona yanlışmış gibi geliyordu.

"Önemli değil," dedi Merthan. Derin bir nefes aldı. "Sadece..." Birkaç saniye, belki de daha fazla bekledi. Konuşmaya başlamadan önce sözcüklerini topladı, cümlelerini defalarca kez onu yanlış anlamaması için zihninde tarttı. "Poyraz'ı biliyorsun." Gülümser gibi dudakları gerildi fakat gülümsemedi. "Çabuk bağlanır. Durmadan seni arar, buluşmak ister, plan yapar, hayal kurar..."

Feyza onun ne demek istediğini anlamıştı.

"Tüm bunları Poyraz'la yapmak için, illa seninle bir ilişkimiz mi olması gerekiyor? Bir yabancı Poyraz'ı sevemez mi? Onunla abla ya da arkadaş gibi vakit geçiremez mi?"

"Seni ablası ya da arkadaşı olarak göreceğini düşünmüyorum," dedi Merthan tereddüt bulundurmayan bir sesle.

Gerildi Feyza.

"Ne demek istiyorsun?"

"Magazinde sevgili haberimiz çıktığında tanımıştı seni... Milyonlarca fenomen var Feyza, kimseye sana olan hayranlığı duymuyor. Kimsenin tüm videolarını izleyip bitirmedi. Kimse hakkında benimle bu kadar konuşmadı."

Feyza'nın kalbi dehşet bir hızla çarparken elindeki bardağı düşürecek kadar parmakları uyuştu. Bunu fark ettiği an bardağı tutan parmaklarını sıklaştırdı.

"Saçmalıyorsun," dedi, gergin bir gülümsemeyle. Merthan açık açık söylememiş olsa da o, en başından beri ima ettiği şeyi anlamıştı. Seni ablası ya da arkadaşı olarak göreceğini sanmıyorum dediğinden beri...

"Günlüğüne keşke benim annem Feyza olsaymış, diye yazmış."

Başını hızla kaldırarak ona baktı Feyza. Anında tüm tüyleri ürperdi, diken diken oldu. Nefes aldığını hissetmiyordu fakat göğsü tam aksini iddia edercesine hızla yükselip alçalıyordu. Dudakları konuşacakmış gibi aralansa da konuşmadan tekrar kapattı. Ne diyeceğini bilmiyordu.

Sevinmesi mi gerekiyordu?

Bir sene önce olsaydı belki.

Merthan onun duraksadığını görünce dudaklarını birbirine bastırdı. Bakışlarını yüzünde gezdirdi ve "Sen hiç düşünmüyor musun Feyza," diyerek aralarındaki mesafeyi kapattı. "Eğer ayrılmamış olsaydık ne kadar güzel aile olacağımızı?" Dudaklarında küçük bir tebessüm oluştu, gözlerinde ise koyu bir pişmanlık. "Benim durmadan dönüp duruyor aklımda ve ben her seferinde daha fazla pişman oluyorum."

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now