Merthan o bir şey der diye bekledi ama demeyince devam etti konuşmasına.

"Poyraz sekiz aylıkken doğdu ve doğumunda birçok komplikasyon gelişti. Jasemen geçici körlüğe yakalandı, paspartum sendromuna girdi. Ben görmeye başladığında, düzeleceğini sanmıştım. Poyraz'ı bir görse, zaten bir daha kucağından indirmeyeceğini düşünüyordum. Çok tatlıydı. Kim kucağına alsa ona gözlerini açarak bakar, hiç ağlamazdı. Jasemen görmeye başladı, bu sefer kilo aldığı için tüm suçu Poyraz'a yıktı. İyicene uzaklaştı ondan. Sonra zaten her gün girdiği sinir krizleri, kavgalar ve ayrılık. Poyraz'la hep ben ilgilendim. Ona annesinin eksikliğini hissettirmemek için her şeyi yaptım ama Poyraz kreşe ilk gittiği gün, eve geldiğinde bana 'anne' ne diye sordu ve her geldiği zaman soruları arttı. Benim annem nerede, nasıl, neden gelmiyor, güzel mi, beni seviyor mu... o zamanlar annesini defalarca kez aradım, düzelsin diye de uğraştım. Sonra baktım olmuyor vazgeçtim. Tam umudu kestim, Jasemen geldi, ben düzeldim dedi. Poyraz'a annesinin geleceğini söyledim. Poyraz tüm hafta boyunca hayaller kurdu. Durmadan yanıma gelip annemle pikniğe gider miyiz, alışverişe çıkar mıyız, annemle şunu da yapar mıyız... diye sordu, her şeye evet, dedim. Jasemen geldi. Poyraz'ı gördüğü gibi yapamayacağım, diyerek geri gitti. Poyraz arkadaşlarına annem gelecek dedi diye günlerce kreşe gitmedi, ben gitmesini bile isteyemedim ondan."

O an Merthan'ın gözlerinin önüne, Poyraz'ın annesi gelecek diye saatlerce dolabın önünde giyeceği kıyafete karar vermeye çalışması geldi. Giydiklerini beğenmeyip tekrar tekrar üzerini değiştirmişti. Odası öyle dağılmıştı ki Ayşe teyze görünce çıldırmıştı. Poyraz'a odasını toplamasını söylemiş, Poyraz itiraz edince de "Tamam annen gelince odanın bu halini görsün o zaman," demişti. Poyraz sanki annesi hemen gelecekmiş gibi hızlı hızlı odasını toplamıştı. O küçücük boyuyla elektrikli süpürgeyi odasına getirmiş, Ayşe teyze "Tamam ben süpürürüm," dediği halde ona izin vermemiş, kendi süpürmüştü. Hayallerinde annesi geldiğinde, odasını görünce ben topladım demek vardı. Ama annesi gelmişti, daha üst kata onun odasına çıkmadan, onu gördüğü gibi tek kelime etmeden kapıdan dışarı çıkmıştı. Oysaki Poyraz annesi gelecek diye her yeri silmişti, yatağının üzerindeki çarşafları bile.

"Eskiden hep kendime ait bir ailem olsun isterdim. Poyraz'dan sonra sadece onun bir annesi olsun istedim. Benim hayatım, isteklerim oğlum doğduğunda bitti Feyza. Varım yoğum Poyraz oldu. Güzel, çirkin, aptal, cahil fark etmez her kadına ona anne olur mu diye yaklaştım. Sana kadar... Poyraz'ın doğumundan sonra ilk defa kendim için bir adım attım. İlk defa hislerime yenik düştüm. İlk defa anı yaşamak istedim..."

Başını çevirerek ona baktı. Feyza kıpırdamadan yatıyordu. Belki de uyumuştu, bilemiyordu ama yine de devam etti konuşmasına.

"Poyraz seni tanımadan çok sevdi," dedi. Bir tepki bekledi, Feyza sadece hafif bir şekilde kıpırdandı o kadar. "Eğer seni onunla tanıştırsaydım, daha çok sevecekti. Bağlanacaktı. Annesi yerine koyacaktı. Onu seveceğini düşünüyordum ama senin bir çocuğun sorumluğunu almak isteyeceğini düşünmüyordum. Yirmi iki yaşında, elinde her şeyi olan, milyonların ilgisine sahip bir kadının evlenmek istemesi bir kez olsun aksini düşünmeyeceğim kadar ütopikti. Anlıyor musun beni?"

Feyza yutkunarak gözlerini kapadı, göğsü aldığı nefesle şişti. "Seni anlamam," dedi, konuşmayı yeni öğrenmiş bir yavaşlıkta "Bana o gün söylediklerini unutturmaz. Keşke o gün söylediklerini duymak yerine ölseydim."

"Ben sana bunları yaşattığım için ölmeyi bile dileyemiyorum, arkamda oğlumu bırakamayacağım diye."

Boğazındaki düğüm, artık taşıyamayacağı kadar ağırlaştığında yutkundu Feyza. Onun oğluna verdiği değeri görmemek imkansızdı. Hayatını oğluna göre planlıyordu. Her zaman önceliğini Poyraz'a veriyordu. Oğlunu geride bırakmamak için ölmek bile isteyemiyordu.

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now