43- Seksen bir gül

Start from the beginning
                                    

Nazan utangaç bir tavırla tebessüm etti.

"Kavga etmedik, içinden gelmiş?"

Bülent Hoca kaşlarını havalandırarak şaşırdı, çenesiyle gülleri işaret ederken "Ee, bu sefer kaç tane göndermiş?" diye sordu.

Nazan nota bakarak "Yirmi dört," dedi. Yüzünde hem hüzünlü hem de mutlu bir gülümseme oluştu. "Özledim, demekmiş. Geçen gün de gönderdi, şehir dışında ya."

Bülent Hoca Merthan'a dönerek "Neredeyse her ay bir kez gül gönderiyor. Sayıların anlamları varmış, demet demet alıyor."

Merthan elini cebine atarak oralı olmadı. "Para tuzağı," derken, kendinden emindi. "Hangi enayi inanır gül sayısına?"

Bülent Hoca omuz silkerek "Yine de kadınlar bayılıyor," dediğinde Merthan'ın kaşları havalandı. Başını çevirdi, masasındaki vazoyu boşaltarak içine gülleri koyan Nazan'ın yüzündeki gülümsemeye baktı. Sonra da güllere.

**

"Ahahaha!"

Merthan hâlâ kahkahalarla gülen arkadaşın ters ters bakarken ağrımaya başlayan şakaklarına parmaklarıyla basınç uyguladı. Miraç, Merthan'ın bakışlarının farkında olsa da gülümsemesini durduramıyordu.

"Sen yanmışsın oğlum," dedi, Miraç yüzüne yayılan gülümsemesiyle. Telefonunun şarjı bitince Merthan'dan telefonunu istemişti ve en son açık olan Merthan'ın kapatmadığı sekmeyi görünce de o saat bu saattir gülmesini durduramamıştı.

"Tamam, kes artık yeter."

Miraç kahkahalarının arasından "Başkası olsa," dedi, devam edemedi. Sesli ve neredeyse tüm vücuduyla güldüğü için karnı ağrıyordu. "Neyse diyeceğim de" kahkaha atıp, kendini durdurmak için sesli nefes alıp verdi. "Sen bu hallere düşecek adam mısın lan?"

"Kerhaneye düştüm sanki, alt tarafı gül sayılarına baktım. Küfrettirme kendine."

"Kerhaneye düşsen daha az gülerdim. Gül sayılarına mı inanıyorsun oğlum, para tuzağı bunlar. Yakında diledim aldım götüme soktum yedi yedi yedi de yaparsın sen."

Merthan duymamış gibi yaparak boynunu iki yana esnetti. Bazen Miraç'la arkadaşlığını sorguluyordu. Bu da o anlardan biriydi. Sinirlendiğini bildiği halde, bu kadar üzerine gelen, lafını esirgemeyen, başka kimse yoktu. Bir gün tam tersine gelecek, elinden bir kaza çıkacak diye korkuyordu.

Miraç "Harbi yaparsın sen," dediğinde Merthan "Bir şeyi de abartma," diyerek dişlerinin arasından konuştu. Artık sabrı ciddi sınanmaya başlamıştı. Miraç susmak yerine gülmeye devam edince gözlerini kapayarak, içinden saydı.

Olfactorius

Opticus

Oculomotorius

Trochlearis

Trigeminus

Abducens

"İşe yaradı mı bari, ne oldu?"

Merthan "Daha gitmediler," diye kestirip attığında Miraç "Gitmediler?" diye tekrarladı onu. "Kaç tane buket yaptırdın?"

"Birkaç tane işte."

"Kaç tane lan, söyle gülmeyeceğim."

Merthan dişlerini birbirine kenetleyerek ayağa kalktı, kalkarken de yanındaki kırlenti Miraç'a doğru fırlattı. Miraç'ın tam sayı almadan onu rahat bırakmayacağını bildiğinden ve öğrendiğinde bir gün boyunca, belki de bir hafta, güleceğini bildiğinden kapıya doğru gitti. Miraç hâlâ arkasından "Kaç tane?" diye bağırıyordu.

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now