19:59

58.1K 4.6K 2.5K
                                    

Ekin'den.

Beyza'yı evine bıraktıktan sonra arabayı ara sokaklardan birinde durdurup yan koltukta uyuyan Asu'ya baktım. Karanlık çöküyordu ve veda vaktimiz yaklaşmıştı. Yine de bu manzarayı bozmak istemiyordum. Hem Beyza inmeden önce saat dokuza kadar izinleri olduğunu söylemişti. Konuşurken imalı imalı Asu'ya bakmıştı. Yüz ifadesi, bu fırsatı iyi değerlendir ve onunla biraz daha zaman geçir der gibiydi.

Neden böyle bir iyilik yaptığını anlamasam da üzerine kafa yormamıştım. Ona karşı nötrdüm. Asu'yu üzmesi dışında bir alıp veremediğim yoktu. Hoş Asu'yu üzmesi konusunu da sineye çekebilirdim çünkü o, olmasaydı tanışamazdık.

Yol boyunca didişip durmuşlardı. Asu, arkaya laf yetiştirmekten sıkıldığında dışarıyı izlemeye başlamıştı ve kısa bir süre sonra da uyuyakalmıştı. Beyza'yla kedi köpek gibi atışmaları, bana Semih'le olan sohbetlerimizi anımsatmıştı. Konuşmalarıyla, aksini iddia etseler de hala birbirlerine değer veriyor gibilerdi.

Neyse ne. Bu, onların meselesiydi. Birilerine ihtiyaç duymadan aralarındaki sorunu çözebilecek yaştalardı. Elimdeki azıcık zamanı da boş şeylere kafa yorarak harcamamak için yönümü Asu'ya dönüp onu seyretmeye başladım. Uyurken fazla masumdu. Koltuğa kedi yavrusu gibi kıvrılmış, derin nefesler alıp veriyordu. Karamel saçları yaptığı topuzdan fırlayıp dağılmıştı. Perçemleri burnuna doğru düşmüştü. Uzun kirpikleri ara ara titriyordu. Huzurlu görünüyordu, öyle değilse bile bana huzur verdiği kesindi.

Oysa sabah beni nasıl da öfkelendirmişti. Onu Murat'ın kollarında görünce kan beynime sıçramıştı adeta. İt herif, kızı ahtapot gibi sarmıştı. Ben bile ona sarılırken incinir diye hoyrat davranmaktan kaçınıyordum, Murat kim oluyordu ki? O an Asu'dan başka her şey önemini yitirmişti. Onun neden evde değil de stadyumda olduğunu sorgulamayı bile unutmuştum.

Benimle gelmesini istediğimde inat etmemişti neyse ki. Çünkü Murat'la karşı karşıya kalsaydık hiç hoş şeyler olmayacaktı. Şiddet taraftarı bir insan değildim ama bazıları, sınırları fazla zorluyordu.

Giyinme odasında Asu'ya hesap sorunca bana açıklama yapmak yerine üste çıkmaya çalışmıştı. Bir an sahiden de Murat için geldiğini düşünüp hayal kırıklığına uğramıştım ama konuya Sena da dahil olunca neden böyle davrandığı anlaşılmıştı. Yanımda başka bir kızı görmek hoşuna gitmemişti. O da, benimle aynı şeyleri hissediyordu. Sevgili bile değildik ama birbirimizi deli gibi kıskanıyorduk.

Asu öfkeyle çemkirmeye devam ederken onu tutup öpmemek için kendimi zorlamıştım. İlgimi her saniye belli etmeme rağmen nasıl Sena'yı kendine rakip olarak görebilirdi ki? Ona nasıl yaklaştığımı anlıyordu ama görmezden geliyordu. Etkilendiğini fark etmesem beni istemediğini düşünürdüm ama özlediğini söylemişti. Murat ve Beyza'ya benim için katlandığını kendi ağzıyla itiraf etmişti. Yeni bir aşk macerasından çıktığı için ona zaman tanımaya çalışıyordum ama bu belirsizliğe daha fazla katlanamayacağımı anlayınca üzerine yürüyüp kaçış yollarını kapatıvermiştim.

Onunla yüzleşecektim. İmalarımı yok sayıyor olabilirdi ama hislerimi açık açık itiraf ettiğimde dikkate almak zorunda kalacaktı. Gerçekleri dökmeye başladığım sırada utanarak başını yan dönünce yüzüne yaklaşıp saçlarını koklamıştım ama yeterli gelmemişti. Çünkü hiçbir koku, tenindeki kadar etkili değildi. Ateşlendiğim gün kokusunu daha ilk duyuşumda bağımlısı olacağımı biliyordum.

Onu öpmek istediğimi itiraf edince yüzüme bakıp düşünmüştü. Gözleri dudaklarımda gezinirken beni reddetmesinden deli gibi korkmuştum ama o, hiç beklemediğim bir şey yapıp ilk öpücüğü kendisi vermişti. Yumuşak dokunuşlarla heyecanlı soluğunu dudaklarıma bırakmıştı. Nefesime karışan mayhoş kokuyla birlikte nutkumun tutulduğunu hissederek katılıp kalmıştım. Kesinlikle beni çıldırtmaya çalışıyordu. Dudaklarına sürdüğü ruj veya her neyse başımı döndürmüştü.

01:28| TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now