01:28| TAMAMLANDI

13:47

Murat'ın sayısı üzerine ayaklanan taraftarlarla birlikte irkilerek kendime geldim. Maçı izlerken dalıp gitmiştim. Aslında heyecanlı bir çekişmeydi ama aklım, istemsizce Ekin'e kayıyordu. Murat'ın rakibinin o, olmadığını öğrenince sevinsem mi üzülsem mi bilememiştim. Murat gibi dişli bir rakiple karşı karşıya gelmeyeceği için mutluydum ama daha güçlüsüne denk gelme ihtimali beni tedirgin ediyordu.

İlk maç Murat'ın olduğu için Ekin'i henüz görememiştim. Aslında gidip giyinme odalarını aramak aklıma gelmişti ama Murat'a ayıp olmasın diye bu işlemi maç arasına ertelemek daha doğru görünmüştü. Yine de Beyza ile yan yana oturup tenis izlemek eziyet gibiydi. Tek tesellim maçın sonuna yaklaşmış olmamızdı.

Beyza'ya kaçamak bir bakış attığımda onun da keyifsiz olduğunu görünce derin bir nefes alıp bıraktım. Acaba Koray için mi bu haldeydi? Aşk acısı çektiğini sanmıyordum ama onunla yaşadığı şeyler için pişmanlık duyuyor olabilirdi. Sana ne Asu? İç sesime hak vererek bakışlarımı korta çevirdim ve maça odaklanmaya çalıştım. Yine de aklımı kemiren soruyu dillendirmeden edemeyecektim.

"Onunla yattın mı cidden?"

Beyza şaşırarak bana döndüğünde yüzüne bakmadan aşağı izlemeyi sürdürdüm. Sevmediği şeylerden bahsederken göz göze gelmek istemezdi. Onun hakkındaki detaylara hala saygı gösterdiğim için kendimi aptal gibi hissetsem de ben buydum. Kinim bile bir yere kadardı. Amacımı anlamış olacak ki benim gibi sahadakilere dönüp kısık sesle homurdandı.

"Evet yattım, için rahat etsin."

Bana laf sokma çabasını görmezden gelerek "Daha doğru bir anda, daha özel biriyle olması gerekmez miydi?" diye sordum bu kez.

"Ne fark eder ki?" deyip omuz silkti.

"Böyle şeylere anlam yükleyen biri olmadığımı biliyorsun. Denemek istedim ve yaptım."

Ses tonu bile bunun için pişman olduğunu haykırsa da üstelemedim. Ona öfkeliydim hatta son zamanlarda nefret bile beslemiştim. Yine de ilk deneyimini Koray'la yaşamış olmasının hezimeti yüreğimi burkmuştu.

"Beni bırak da kendi derdine yan," dediğinde kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"Ne demek bu?"

"Şu yakışıklı çocuk, ondan hoşlanıyorsun değil mi?"

Ekin'i kastettiğini tatmin etsem de anlamamış gibi yüzümü buruşturdum. Yine neyin peşindeydi acaba?

"Salağa yatma," dedi azarlar gibi.

"Kimi kastettiğimi biliyorsun. Seni arabadan indiren tenisçi işte. Hoşlanıyorsan git itiraf et. Yoksa her an kendini abimle nikah masasında bulabilirsin. İnan seni kurtarmak için kılımı bile kıpırdatmam."

Konuşmasındaki "Abim." detayı, Ekin kısmını gölgede bırakınca kaşlarımı daha çok çattım.

"Yine ne saçmalıyorsun Beyza? Ne bu Murat imaları falan. Koray'ı kullanarak canımı yakamadın, şimdi de başka planlar peşinde misin?"

Burnundan alaylı bir nefes koyuverip yüzüme salak mısın der gibi bir bakış attı. Az önce ona üzüldüğüm için pişmanlık duyarken gözlerimi devirip "Bir şeyler ima etmeyi kes de açık konuş," dedim. Sinir bozucu bir şekilde sırıttı ve başını yan yatırarak açıklama yaptı.

"Annemler sen ve abimi shipliyorlar diyorum, anlıyor musun?"

Bu sözler üzerine şaşkınlıkla aralanan bakışlarım, sahadaki Murat'a kaydılar.

"İşin kötüsü," diye konuşmayı sürdürdü Beyza.

"Bunu Murat'ın aklına da sokmak üzereler. Gülşah Teyze, annemle o kadar umutlu konuşmuş ki senin de gönüllü olduğunu sanıyorlar. Bu yüzden akıllı ol da elini çabuk tut. Yengem olmana katlanamam."