20:47

58.8K 4.8K 2.3K
                                    

Elimdeki hediye paketiyle caddenin karşısına geçmeden önce bir süre dikildim. Neden buradaydım, kime neyi kanıtlamayı çalışıyordum? Bu konuda hiçbir fikrim yoktu. Beyza ile birlikte Kafe Miss'te yatıp kalktığımız zamanları anımsayınca gözlerim istemsizce buğulandı.

Bu caddenin taşlarını kaç kez aşındırmıştık kim bilir? Bir gün buraya Koray'ın doğum günü için geleceğimi söyleselerdi muhtemelen çıldırırdım. Hoş şuanda da durum farklı değildi. Birazdan içeri girdiğimde Koray'a olan aşkımdan olmasa bile Beyza'ya olan öfkemden kafayı yiyeceğim kesindi.

Günüm yeterince berbat değilmiş gibi gök gürüldemeye başlayınca gecenin ışığını emmiş olan kül rengi havaya keyifsiz bir bakış atıp karşıya geçtim. Yağmur bastırmadan sözümü tutup geri dönmek en iyisiydi. Kafenin girişine varmadan önce durup nefeslendim. Kapıdaki kapalı ibaresine rağmen içeri girdiğimde gürültülü bir müzik hemen kulaklarımı doldurdu. İçerisi duman altıydı. Birkaç grup kenardaki masalara kurulmuş, bira eşliğinde nargile içiyorlardı.

Birkaç kişi ortada dans ederken, bazıları kafenin arka bahçesinde eğlenmeyi tercih etmişlerdi. Koray'ın arkadaş çevresinin geniş olduğunu biliyordum ama bu kadar kalabalık bir ortam beklememiştim açıkçası. Gözlerimi, boğucu toplulukta gezdirip Koray'ı ararken nargile içen gruplardan biriyle eğlenen Emre ile bakışlarımız kesişince başımı hemen başka yöne çevirdim. Sinemada beni sapıkça süzdüğü anları anımsadıkça midem kalkıyordu ve mümkünse bir daha onunla aynı havayı bile solumak istemiyordum.

Ortadaki uzun koltuklarda oturan Koray ve arkadaş grubunu gördüğümde onlara doğru ilerledim. Tabi ki Beyza da, sevgilisinin yanındaydı. Beni görünce yüzünü buruşturarak toparlandı ve varlığımı bir tür tehdit olarak algılamış gibi gözlerini kısıp adımlarımı takip etti.

Masanın yanına iyice yaklaştığımda arkadaşlarıyla sohbet eden Koray varlığımın farkına vardı ve kocaman bir gülümseme eşliğinde ayağa kalktı.

"Asu, hoş geldin. Geleceğini düşünmemiştim. Beni kırmadığın için teşekkür ederim."

Yanıma adımlayıp kollarını bir anda sırtıma dolayınca taş gibi katılıp kaldım. Aslında çok hafif bir sarılmaydı. Eve gelen misafirlere nezaketen kollarımızı doladığımız türdendi. Yine de beklenmedik oluşu beni afallatmıştı. Beyza, yalancı bir öksürükle müziğin sesini bastırıp varlığını belli edince Koray'dan uzaklaşıp gülümsemeye çalıştım.

Hediye paketini öne doğru uzatırken "Şey," dedim.

"Aslında çok kalmayacağım. Sadece küçük bir hediye."

Çimen yeşili gözlerini çehremde gezdirip elimdekini aldı Koray ve "Zahmet etmeseydin. Gelmen yeterliydi," deyip tebessüm etti.

"Bize katılsana. En azından bir şeyler iç."

Elini tekrar belime atıp beni oturdukları koltuğa yönlendirdiğinde Beyza'nın kindar bakışlarıyla karşı karşıya geldim. Sadece şaşırmamıştı, ela gözlerinde çözümleyemediğim tuhaf duygular da kol geziyordu. Sanırım küçümseme ve öfke karışımıydı.

Koray, bana onu yanındaki boşluğu işaret edince "Önce lavaboya gitsem iyi olacak," diyerek oturmayı reddettim ve bir şey demelerine fırsat tanımadan kasanın yanındaki hole yöneldim. Beyza'nın bozulduğu barizdi, amacıma ulaşmıştım ama nedense huzurlu hissetmiyordum. Buraya hiç gelememem gerektiğini fısıldayan bir his, ruhuma işkence ediyordu. Belki de sadece içerideki boğucu havanın etkisiydi.

Tuvalet aynasından rengi kaçmış benzime boş bakışlar atıp yüzüme su çarptım. Hiç oturmadan kaçmak için Koray'a sunabileceğim bir bahane düşünürken telefonumu çıkartıp Ekin'e mesaj attım.

01:28| TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin