16:11

55.8K 4.8K 2.1K
                                    

Ekin'le dışarı çıktığımızda ardımızda bıraktığımız kişilerden kimsenin kalmadığını gördüm. Tabi bizi bekleyecek halleri yoktu, yine de gözlerimle etrafı taramadan edememiştim. Stadyum tarafına geçtiğimiz sırada Ekin, ellerimizi ayırıp başımı kendine doğru çekti. Saçlarıma uzun bir öpücük kondurup "Maç sonunda beni bekle," dediğinde onu başımla onayladım. Gülümseyip yanağımı okşadı ve beni geride bırakarak korta giriş yaptı.

Bir süre kıpırdamadan onun havalı yürüyüşünü izledim. Öyle kendinden emindi ki bu özelliği ona asil ve sarsılmaz bir duruş katıyordu. Karakteri naif olduğu kadar güçlüydü de yoksa yaşadığı olaylardan sonra özgüvensiz, silik bir tipe dönüşmesi daha muhtemeldi.

Raketini ve toplarını alıp korttaki yerine geçerken omzunun üzerinden bulunduğum tarafa baktı. Ona son kez şans dilemek için el salladığımda kocaman gülümseyip önüne döndü. Maç başlamak üzereydi. Bu yüzden tribüne geçmem gerekiyordu. Yavaşça geri dönüp merdivenlere yöneldim. İlk sıradaki tek tük boşluklardan hangisine otursam diye bakınırken birinin, adımı seslendiğini duydum.

Etrafıma bakınıp herhangi bir tanıdık göremeyince ilerlemeye devam edecektim ki ismim tekrar duyuldu. Bu kez başımı kaldırdığımda kimin tarafından çağırıldığımı anlamış oldum. Beyza, ikinci sıraların ortasından eliyle yanına gitmemi işaret edince gözlerimi devirdim. Cidden keçinin sevmediği ot burnunun dibinde biter dedikleri olay, tam olarak buydu. Madem benden haz etmiyordu, öyleyse neden peşimi bırakmıyordu ki? Derdini anlamak için üfleye püfleye yanına doğru ilerlerken yalnız olmadığını gördüm. Hemen yanı başında o kız oturuyordu. Ekin'in yanındaki sarı afet. 

Beyza, bunu bilerek yapmıştı. Yine kaos peşindeydi. Beni hevesli hevesli çağırışından anlamalıydım. Yüzümü ekşitmemek için kendimi zorlarken onun diğer tarafındaki boşluğa yerleştim. Yanındaki kızla birlikte bakışları üzerimde kitlenince onlara dönüp zoraki bir gülümseme gönderdim. Beyza, hemen sinsiliğini belli edip "Sena'yla tanışsana," dedi. Yılanlığının hakkını vermek için ayrı bir çabası vardı adeta. Ona ölümcül bakışlar atıp yanındakine döndüm.

"Biz de yeni tanıştık, çok tatlı biri."

Sarışın kız, elini öne uzatıp Beyza'nın sözlerini doğrular gibi samimi bir gülüş attı. Güzelliği, bu mesafeden daha belliydi. Duru, bebeksi bir teni vardı. Mavi gözleri ve bakımlıyım diye bağıran saçları. Onu yolda görsem kız halimle bile dönüp bir daha bakardım. Hem de iyi birine benziyordu. Ekin'in böyle bir seçeneği varken beni tercih etmiş olmasına sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim.

"Ben Sena, sen de Asu'sun öyle değil mi?"

Sorusuyla birlikte ona karşılık vermeyi unuttuğumu fark edip elini sıktım. Beni kaba biri sanacaktı. "Evet ben de memnun oldum," diye mırıldanarak tebessüm ettim. O sırada maçın başladığını belli eden sesler yükselince parmaklarımız kendiliğinden ayrıldı ve ikimiz birden korta döndük. Ekin, topunu sektirip fırlattığında karşıdaki tıfıl çocuk hamlesine ustaca karşılık verdi. Top iki taraf arasında birkaç kez gidip geldikten sonra Ekin, çapraz kesip sayıyı aldı. Başarısı istemsizce gülümseme sebep olurken onun için daha fazlasını diledim. Yanı başımdaki Beyza'nın keyifle sırıttığını fark edince Sena'ya çaktırmadan kulağına eğilip kısık bir sesle hesap sordum.

"Beni öfkelendirmek için yapacaklarının sınırı yok değil mi?"

Hafiften bana dönüp gözlerini baydı ve "Bu kez tamamen iyi niyetliydim aslında," diye homurdanarak güldü.

"Belli ki aynı ciğerin peşindesiniz."

Kaşlarıyla aşağı işaret ettiğinde bakışlarım Ekin'e uğradı. Kendini maça vermişti ve tüm benliğiyle savaşıyordu.

01:28| TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now