22:05

55.8K 4.4K 1.4K
                                    

Ekin'den.

Arabama doğru ilerleyip kapıyı açtığım sırada ismimin seslenilmesiyle birlikte duraksayıp arkama baktım. Birkaç adım ileride dikilen Sena, kırılgan bir tavırla el sallayınca nezaketen gülümsedim.

"Bir sorun mu var Sena?"

Bakışlarını kaçıp kucağındaki kitaplara daha çok sarıldı. Dışarıya karşı çizdiği ulaşılmaz profilin aksine fazla utangaçtı ya da sadece bana karşı böyleydi. Rüzgar topuz yaptığı saçlarından sıyrılan birkaç tutamı yüzüne çarptığında telleri kulağının arkasına itip "Şey," dedi.

"Salih Hoca'nın verdiği grup ödevi var ya ikimiz grup olabiliriz diyecektim. Seçmeli sınıfta pek fazla tanıdığım yok. Tabi sen de istersen."

Durup biraz düşündüm. Bu kızı burnumun dibine sokmaya çalıştığı için Semih'e bir ton laf etmiştim, şimdi onunla grup olursam kendime ters düşmüş olacaktım. Ayrıca bana karşı bir şeyler hissettiği de barizdi. Yine de onu reddedip gururunu incitmek istemiyordum. Hem de bir konuda haklıydı, seçmeli sınıfta ben de onun dışında kimseyi tanımıyordum.

"Neden olmasın," diye mırıldanıp başımı salladığımda gergin yüzü aydınlanıverdi ve başını kaldırıp gülümsedi.

"Aslında benim bir fikrim var. İstersen sana eşlik edip aklımdaki projeyi anlatabilirim. Sonra da yol üzerinde inerim."

Bir an ne diyeceğimi bilemeyerek ağzımı aralayıp kapadım. Aslında şuan algılarım pek açık değildi. Bu yüzden yalnız kalmak istiyordum ama ödev için anlaştıktan sonra çekip gitmek kabalık olacaktı.

"Tabi buyur," diyerek yolcu kısmını işaret ettiğimde diğer tarafa dolaşıp bindi. Ben de hemen ardından koltuğa yerleşip arabayı çalıştırdım. Yola koyulduğumuz an bulduğu fikri anlatmaya başladı. Aslında planladığı proje takdir edilesiydi. Yani dinlediğim kısma kadar epey beğenmiştim ama devamında zihnim, istemsizce bulunduğumuz andan kopmuştu. Sena, dünyanın en ilginç bilgisinden bahsediyormuşçasına kıpır kıpır konuşurken aklım anneme takılmıştı. Dün benimle yüzleşmeye gelmemişti. Bugün sabah evden çıkarken de görmemiştim onu. Acaba bana hala kızgın mıydı?

Sena'ya ev adresini sorduğumda başta söylemeye yanaşmadı. Zahmet vermek istemediğiyle ilgili bir şeyler geveledi ama ısrar edince teslim oldu. Ona hadi in git, diyemezdim. Projesine verdiğim dikkati yitirdiğimi hissetmiş olacak ki yolun devamında konuşmadı, ben de üstelemedim. Eve yaklaştığımızda ise hafta sonu birlikte çalışıp çalışamayacağımızı sordu. Bu haftaki maçım, bir sonraki haftaya ertelendiği için uygun bir bahane bulamayarak kabul ettim. Kurtarmaya çalıştıkça batıyordum. Onu en başta reddetseydim, üst üste gelen zincirleme tekliflerine de maruz kalmamış olacaktım.

Evinin önünde durunca teşekkür etti. Sonra da yanağıma ani bir öpücük bırakıp arabadan indi. Şaşkın bir şekilde ardından bakakaldım. Heyecanlanmam mı gerekiyordu? Eğer ondan birazcık bile hoşlansaydım içimde birkaç kıpırtı hissedebilirdim ama bu teması, tenimi aşıp ruhuma ulaşmamıştı bile. Grup arkadaşı olma fikrinin baştan yanlış olduğunu bir kez daha idrak ederken eve doğru yola koyuldum. Belki de yarın okulda Sena'yı bulup ödev için başka birini bulmasını söylemeliydim.

Ara sokaktan çıkarken yanından geçtiğim parkta rüzgarla sallanan ağaçlar dikkatimi çektiler. Yapraklar savruluyordu. Yerde sarıdan kırmızıya doğru bir örtü oluşmuştu. Bu manzara bana Asu'yu anımsattığında istemsizce gülümsedim. O yaprakların arasına uzanmış, gökyüzünü izleyişini hayal etmek artık daha kolaydı. Sonbahara yakışıyordu. Eminim her mevsime yakışırdı.

Bir an dalıp gittiğimi fark edince radyoyu açıp yola odaklandım. Farklı bir şeyler dinlemek, düşüncelerimi dağıtırdı. Spiker, gevrek sesiyle gelen mesajları okudu. İnsanlar birbirlerine selam gönderip şarkı armağan ediyorlardı. Hala daha bunu yapan birilerinin olduğunu duymak nostaljik hissettirmişti. Kadın, her mesajı büyük bir neşeyle okuyup istek şarkılardan Karsu'yu seçti ve Jest Oldu parçasını çalmaya başladı. Şarkının sözleri bana yine Asu'yu anımsattığında radyoyu kapatıp başımı iki yana salladım. Ondan kurtuluşum yok muydu? Son zamanlarda düşüncelerim, irademi aştıkları an ona çekilir olmuşlardı.

01:28| TAMAMLANDIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora