EVCİLİK OYUNU

By pelinnurr

3.6M 66.3K 8.7K

Aslında ilk görüşte aşk, Bir türlü itiraf edilemeyen. Biri babası için, biri annesi için. Zorla, Ama aslında... More

Tanıtım
İlk Görüş.. (1. bölüm)
Gerçek evlilik olmayacak.. ( 2. bölüm )
Duygular karışıyor.. (3. bölüm )
Alışveriş.. ( 4. Bölüm )
Bekarlığa veda.. ( 5. bölüm )
Sen ve ben.. Biz ( 6.bölüm )
Ortalık karışıyor.. (7. bölüm)
Eski dostlar... (8.bölüm)
Tesadüf... (9. bölüm)
Eğlence zamanı.. (10. bölüm)
Kıskançlık, Kırgınlık, Umutsuzluk.. (11. bölüm)
Hazırlıklar... (12. bölüm)
Anlaşma... (13. bölüm)
Aşık mı oluyorum?! (14. bölüm)
Soru-Cevap (15. bölüm)
Bana Bir Koca Lazım.. (16. bölüm)
Geveze Nikah Memuru! (17. bölüm)
Evlilikte ilk gün.. (18. bölüm)
Davetsiz misafir (19. bölüm)
Ev ev değil yol geçen hanı! (20. bölüm)
Keçiler kovalasın seni emi! (21. bölüm)
Şans öpücüğü.. (22. bölüm)
Çok mu şey istiyorum? (23. bölüm)
Düşünceli kas yığınım.. (24. bölüm)
Dünyanın sekizinci harikası.. (25. bölüm)
Ben normal değilim (26. bölüm)
Ama ben yüzme bilmiyorum ki.. (27. bölüm)
Gözün çıksın Merve! (28. bölüm)
Senden nefret ediyorum.. (29. bölüm)
Başımın tatlı belası.. (30. bölüm)
Tehlike çanları çalıyor! (31. bölüm)
Huzurun kollarında.. (32. bölüm)
Fesat kas hayvanı! (33. bölüm)
Ah bir yalnız bırakmadınız! (34. bölüm)
Çünkü kerem hatırlamıyor! (35. bölüm)
Benim korumacı kocam:) (36. bölüm)
Öpsen de yeterdi... (37. bölüm)
Peki şimdi ne yapacağım? (38. bölüm)
Seni çok özledim.. (39. bölüm)
Öküz desem? (40. bölüm)
Daha da fazlası.. (41. bölüm)
Sizin Genlerinizde Var Bu! (42.bölüm)
Kimse Beni Senin Kadar Mutlu Etmiyor.. (43. bölüm)
Aşk paylaşılmaz.. (44. bölüm)
Aşkımız üstesinden gelebilecek mi? (45. bölüm)
Yanımda Kal... (46. bölüm)
Ona bir şey olmasın yoksa yaşayamam ben.. (47. bölüm)
Ya sen olsaydın? (48. bölüm)
İki özgür aşığız biz.. (49. bölüm)
İlahi Can! (50. bölüm)
Her Şey Bir Anlık... (51. bölüm)
Yeşilin En Güzel Tonu.. (52. bölüm)
Saçmalığın olayım saçmala beni kerem (53. bölüm)
Körle Yatan Şaşı Kalkar.. (54. bölüm)
Bana Söz Vermeni İstiyorum.. (55. bölüm)
Sonunda Herkes Mutlu! (56. bölüm)
Başımız sağolsun..
Hepimiz Burada Seni Bekliyoruz... (57. bölüm)
Seni Seviyorum Zeynep (58. bölüm-Sezon Finali ;) )
Sürpriz! :D
Fragmanımsı :)
Çünkü Sevdim.. (59. bölüm)
İmkansız gibi duruyor.. (60. bölüm)
Çünkü ben aşık oldum.. (61. bölüm)
Bugün Çok Güzelsin Yine.. (62. bölüm)
Sürpriiiz! (63. bölüm)
Senin Kadar Değil... (64.bölüm)
Meğer Aşk Varmış ve Buradaymış... (65. bölüm)
Çoook ileriden bir kesit :) Babalar gününe özel..
Biri Teyzeyi Sustursun Allah Aşkına! (66. bölüm)
Sensiz olmaz (67. bölüm)
Bende Seni... (68. bölüm)
Hiçbir Hayal Senin Kadar Güzel Değil... (69. bölüm)
Çoook ileriden bir kesit 2 :) Demir'in sünneti
Çocuğumuz da Var Mıydı? (70. bölüm)
Acilen yalnız kalmamız gereken bir konu var! (71. bölüm)
Kerem Sayer ve Sürprizleri... (72. bölüm)
Unutmamışsın! (73. bölüm)
Yani şimdi bu kıskanç olmayan halin mi senin? (74. bölüm)
Benim sevgilim kıskanç değil, değil mi? (75. bölüm)
Hamile mi?! (76. bölüm)
Evlenmemiz gereken bir konu var. (77. bölüm)
Aşık olduğum adam! (78. bölüm)
İşte huzur bu! (79. bölüm)
Bence artık evlenelim. (80. bölüm)
3. Dünya Savaşı... (81. bölüm)
Eğer ben de Zeynep Yılmaz'sam! (83. bölüm)
Bir bakınız^^
Sen şiir olduktan sonra.. (84. Bölüm)
Zeynep etkisi... (85. bölüm)
Hızlıca söyle ve kurtul! (86. bölüm)
Happy new years!! :)
Dua edelim de Kerem bunu fark etmesin! (87. bölüm)
Final (88. bölüm)

Çok Arkadaşlı Sevgili (82. bölüm)

14.8K 567 111
By pelinnurr

Bu bölümün ithafı Sena'ya gidiyor :) Umarım beğenirsin tatlım.

Hepinize Keyifli okumalar...

***

                          82. BÖLÜM    

 

 

-Kerem

 

“Ve bu da…”

“Merhaba! Ben Zeynep” diyor ben diyeceğimi bilemezken beni şaşırtarak.

Sabahtan beri tam bir aptal gibi herkese arkadaşımmış gibi tanıştırırken şimdi birden onun atılıp kendini tanıtmasıyla kalakalıyorum resmen.

Eee nasıl oluyormuş Kerem Sayer? Dingilin tekine sinirlenip biricik sevgiline sabahtan beri öküz gibi davranırsan olacağı bu işte. Elimde değil ki sinir olmamak! Hala gidip ağzının yüzünün yerini değiştirmek istiyorum o itin! Karıcım ne demek ya? Aklıma geldikçe deli oluyorum! Zeynep birde bana onu savunuyor. Hiçbir şey demeyip sadece yanımda dursaydı olaylar bu hale gelmezdi! Ama madem kendisi konuşmak istemiyor benimle konuşmayız biz de!

“Tanıştığıma memnun oldum!” diyor Büşra da herkese gülümsedikten sonra iyi eğlenceler diyerek uzaklaşacak oluyor ki Zeynep’in;

“Aaa lütfen, siz de katılın bize” demesiyle hepimizin şaşkınca ona dönmesi bir oluyor. Ben dâhil! Ne yapmaya çalışıyor bu kız? Ne zaman anladım ki?!

“Aıığm şey bilemedim ki.”

“Gelin lütfen, rica ediyorum” deyince Zeynep, Büşra da büyük bir memnuniyetle oturuyor masamıza.

İnanamıyorum şuanda şu halimize!

“Eee Keremcim sen ayakta kaldın otursana” diyor Büşra elimden tutup beni sandalyeye çekerken.

“Aığm şey tabi, oturayım.”

Bu yemek bitmez! Niye Zeynep böyle bir şey yaptıysa şimdi! Şu kadın fazla konuşmasa bari… Yoksa Zeynep kıskançlıktan çatlar! Hem de ortada kıskanacak hiçbir şey yokken. Çok klişe olacak belki ama Büşra ile sadece arkadaşız! Hatta burada arkadaş olarak takıldığım tek kadın bile diyebiliriz.

Hızlıca Zeynep’in yanındaki yerimi aldığımda sandalyemi birazcık ona yaklaştırıyorum. Nasılda özledim sabahtan beri. Şu küslük bir bitsin bir daha hiçbir şeyin aramızı bozmasına izin vermeyeceğim!

“Vay be Can evlendin demek ha?!” diyor Büşra şaşırarak Can ve Yağmur’a bakarken.

“Evlendim valla! Hatta yakında baba olacağım”

“Ooo! Hayırlı olsun! Valla Yağmurcum, aaığ Yağmurdu değil mi?”

“Hı hı, Yağmur.”

“Valla canım seni tebrik etmek lazım. Can gibi birisini evlenmeye ikna edebilmiş birde üzerine baba yapıyorsun!” demesinin üzerine Yağmur sinir olduğunu belli eder bir şekilde öksürdükten sonra;

“Sağol, canım!” diyerek zoraki bir gülümseme yerleştiriyor yüzüne.

“Eee artık sıra Kerem de. Gerçi onun evlenebilme ihtimalini düşünmek beni baya zorluyor! Kerem Sayer ve evlenmek? Eğer bir gün olursa kesinlikle davetiyemi isterim! Senin ‘evet’ dediğin o anı gözlerimle görüp şahit olmak istiyorum!” dedikten sonra koca bir kahkaha atıyor Büşra.

Ha ha çok komik! Kıza bak ya. Daha fazla saçmalamaz umarım!

“Yaa… Demek o kadar imkânsız görüyorsun Kerem’in evlenmesini ha?” diyor Zeynep de konuşmaya katılarak. Güzelim ya, sen niye sorguluyorsun ki?! Boşver biz eğlencemize bakalım!

“Vallaha öyle!”

“Ahahah! Yaa Yağmur bak görüyor musun? Eee sizi böyle düşünmeye iten şey ne peki?” diyor Zeynep bana inandırıcı gelmeyen bir neşeyle.

“Kerem Sayer! Adı üzerinde. Adamın isminde bile çapkınlık gizli”

“Yaa değil mi?! Akıyor resmen çapkınlık üzerinden! Bakalım bu çapkın Sayer evlenebilecek mi?!”

Bravo gerçekten(!) İki kadın bir araya geldi mi hemen voltranı oluşturun zaten! Bizim masamızda bir de dört kadın var! Allahtan Melis’le Aksel kendi aralarında takılıyorlar da güçleri biraz olsun hafifliyor! Ben ne saçmalıyorum ya?!

“Eee siz nerden tanışıyorsunuz Can ve Keremle?” diye soran da Yağmur! Bu da Can’ı kıskanıyor işte! Kadın milleti. Adam seninle evlenmiş sen git hala kıskan dur. Neyse bu kıskançlık bende de fazlasıyla yan etki yapıyor!

“Ya bu ikisi var ya bir zamanlar buralardan başka yerde takılmıyorlardı. İşte biz de gide gele tanıştık. Baya eğlenceli adamlardır!”

“Yaa! Ne eğlenceliler değil mi Yağmur?” diyerek Yağmur’a dönüyor Zeynep.

Ben çok mu ileri gittim ki bugün? Kızın devreler yandı iyi mi?! Gittin tabi salak Kerem! Bir kere arkadaşım diye tanıştırmak nedir yani? Sabahtan beri bir Aslı bir Büşra... Sen bir tanesiyle başa çıkamazken ona ikisi denk geldi. Yine iyi yırttın lan! Gerçi Büşra da pek sorun yok ama neyse, Zeynep bu kıskanıyor! Kıskanmıyor mu acaba? Hiç kıskanır gibi bir hali de yok ama! Artık kıskanmayacak ta mı acaba?!

“Eee siz böyle buralarda neler yapardınız buluştuğunuzda?” diye soran Zeynep oluyor bu sefer. Kızı masaya oturtmasının sebebi buymuş demek ki. Alttan alttan soru yağmuruna tuttular.

“Ay valla sorma Zeynepciğim! Bu ikisi var ya çok kafalar! Size bir anlatmaya başlasam yaşadığımız maceraları gülmekten ölürsünüz!” demesiyle Zeynep o yalancı gülümsemesinin altından;

“Artık ölür müyüz öldürür müyüz!” diye mırıldanıyor ama hemen dibinde oturduğum için ben duyuyorum.

“E anlatsana azıcık gülelim o zaman!” diyor Yağmur merakla yerinde doğrulurken bir yandan da ters bakışlarını Can’a fırlatıyor.

Zeynep de merakla Büşra’yı dinlemeye koyuluyor. Of kim bilir ne anlatacak şimdi! Çok fazla detaya girmese bari!

“Ahahah kimden başlasam ki?!” diyerek bir bana bir de Can’a bakıyor Büşra.

“Ay Candan başla Candan!”  diyerek Yağmur’un öne atılmasıyla Zeynep de sesini çıkaramıyor. Aman arada kaynarım inşallah!

“Ahahah! O zaman en komik hikâyeden başlayayım!”  diyerek bir yandan da gülüyor!

“Bakın şimdi bir gün hep birlikte bir gece kulübüne gittik biz…”

“Ahahah ayy Yağmur yaa! Gördün mü ne güzel gece kulübüne falan gitmişler”

“Ya yaa duyuyorum!”

“İşte böyle yine içiyoruz.”

“Ahhahaah! Yağmur bak bir de içiyorlarmış!”

“Bir tane kız kestirdik gözümüze. Bu bizim için neredeyse bir oyun haline gelmişti! Piyango da Can’a vurdu!”

“Can’a mı? Kim vurdu, ne vurdu, piyango nereden çıktı?”  diye Yağmur ard arda soru sormasıyla Büşra da kahkahayı patlatıyor.

“Ahahha valla vurduğu kesin de ahhahah! Her neyse işte biz seçtik bir kızı Can’ı da gönderdik yanına. Tabii içkiliyiz bir de! Can da kızı ayartacak işte, oyun bu.”

“Aayy canım ya ne güzel oyunlar oynuyormuşsunuz öyle! Değil mi Yağmur!”

“Ya, yaa! Ben de bir oyun oynayacağım sonra. Kim kime vuracak bakalım!”

Zeynep’le Yağmur aralarında kendince mırıldanırken Büşra da gayet normalmiş gibi döküyor ortaya bütün her şeyi! Kızdaki rahatlığa bak yaa iki dakika da nerden geldi bu samimiyet?!

“İşte neyse gitti bizimki kızın yanına. Uzaktan da bize böyle kaş göz yapıyor ‘bende bu kız’ diye. Bunlar birkaç konuştular, bizde Keremle kaybettik galiba diye düşünmeye başladığımız anda bir baktık ki Can yerde kıvranıyor! Meğerse kız dövüş kurslarına falan gitmiş. Can da asılınca…”  diye anlatmasıyla aklıma o anın gelmesiyle bende koca bir kahkaha bırakırken masada sadece Büşra ve benim güldüğümüzü fark ettiğimde Zeynep’inde sert bakışlarını üzerimde hissetmem bir oluyor. Sus Kerem sus! İyice batma!

“Ahahha Büşracım! Niye anlatıyorsun ki şimdi böyle şeyleri sen! Eskide kalmış kapanmış değil mi?”

“Ay ne var canım ne güzel hatırlayıp gülüyoruz şurada! Valla bak o zaman çocuğun olup olmayacağında şüphelenmiştik oluyormuş hadi yine iyisin!” deyip tekrar kahkaha atmaya başladığında yine kendimi tutamayarak o anın aklıma gelmesiyle bir kahkaha daha patlatıyorum!

“Sen de mi abi ya!”

“Napayım lan o yüz ifaden gitmiyor aklımdan!”

“İyi abi o zaman biraz da seninkileri anlatalım ha!”

“Evet, evet biraz da Keremden bahsedelim bakalım!” diyor Zeynep de.

Yüzüm hemen düşüyor tabi! Can’a ben sana sonra soracağım bakışlarımı göndermeyi de unutmuyorum! Herife bak kendini kurtarsın diye beni ateşe attı!

“O zaman Keremcim, kusura bakma ama seninle ilgili hiçbir zaman unutamayacağım o anımızı anlatacağım!”  demesiyle başımdan aşağıya kaynar sular dökülüyor!

Hayır! Yapma bunu Büşra, sakın!

“Yoo bence hiç gerek yok!”

“Hayır, hayır anlat canım sen ben çok merak ediyorum!” diye Zeynep’in atılmasıyla Büşra beni takmadan anlatmaya başlıyor!

“Yine böyle oyun oynadığımız günlerden birindeyiz! Tabii kızları da hep ben seçiyorum!”

“Ya bir dakika bir şeyi merak ediyorum”  diyerek Zeynep araya giriyor. “Bir oyun oynuyorsunuz ve sen bir kız seçiyorsun sonra da ya Can ya da Kerem gidip o kızı tavlıyorlar değil mi?”

“Evet”

“Peki ya sonra?”

“Ah canım! Sen her kızı senin benim gibi mi sanıyorsun? Ertesi güne hiçbir şey hatırlamıyor bile çoğu!”

“Anladım, peki devam edin lütfen.”

“İşte ben kestirdim gözüme bir tane kızı o gün de Kerem’in günüydü. Bu gitti kızın yanına konuşuyorlar falan. Ahhaha! Sonra… Ahahha! Ay gülmekten anlatamıyorum kusura bakmayın! Ahahaha!”

Ah Büşra yaktın beni! Anlatamazsın inşallah! Bir tutamadın şu dilini!

“Dur, dur ben anlatayım!”  diyerek Can giriyor araya.

“Oğlum sen gerizekalı mısın? Sussana!”

“Ne oldu az önce bana gülerken iyiydi!”

“Aaa Keremcim karışmasana anlatsın Can!” diye Zeynep araya girince beni susturuyor tabi! Ulan Can bittin sen!

“Bir süre sonra kızın yanına başka bir kız gelip öpüşmeye başladıklarında Kerem de yüzünü buruşturarak kaçıyor resmen kızların yanından! Ahahahha!”  dediğinde herkesten koca bir kahkaha tufanı kopuyor, tabii ben hariç!

“Ahahaha! Meğer kız eşcinselmiş!” diyor Büşra da ortalığı kızıştırırken.

Çok güzel(!) Geçin dalganızı siz! Zeynep’e bak nasıl gülüyor! Nasıl da yakışıyor gülmek. Neyse bahaneyle yüzü birazcık gülmüş oldu! Gülüşünü bile çok özlemişim güzelim ya!

“Neye gülüyorsunuz böyle bakayım?” diyerek yanımıza bir adam yaklaşıyor.

“Aaa! Harun, hoş geldin canım!” diyor Büşra aynı zamanda ayaklanıp adama sarılırken. Neyse ki kahkahaları diniyor ve benim bu gereksiz, saçma konu da kapanıyor!

“Harun, benim sevgilim. Bunlarda eskilerden arkadaşlarım”  diyerek tanıştırıyor bizi. Hepimizi selamladıktan sonra Büşra;

“Gel sen de otur” dese de,

“Hiç oturmayayım, seni götürmem gereken bir yer var!” diyerek çekiştiriyor kızı.

“Ah! Yine sürprizler…” diye gülerek bize göz kırptıktan sonra uzaklaşıyor masadan.

Derin bir iç çektikten sonra masada tekrar bir sessizlik hâkim oluyor. Yan gözle Zeynep’e baktığımda –ben hariç- sağına soluna bakınıyor. Hemen yanımda oturup ona dokunamamak, elimi beline koyamamak öyle koyuyor ki şuan. Her şeyi siktir edip kolundan tutarak kaldırıp götürmek istiyorum onu şuan ama olmaz işte!

 Bir anda masadaki sessizlik Zeynep’in telefonunun çalmasıyla bozuluyor. Kim arıyor ki bu saatte? Çaktırmadan bakmaya çalışsam da ben daha göremeden yüzünde oluşan gülümsemeyle cevaplıyor telefonunu.

“Canım! Nasılsın?”  diyerek açtığı telefondaki kişi şuan daha da çok merak ediyorum! Kim lan bu?!

“Ah, evet bende çok özledim!”  derken dudaklarını bir saniyeliğine sarkıtıp tekrar eski haline sokması bile… Kerem! Bir kendine gel lan!

“Yaa öyle mi?”

“Tabii ki de kabul ederim! Hem de seve seve. Ne zaman buluşuyoruz?”  diyor Zeynep büyük bir neşeyle. Offf! Çatlayacağım meraktan!

Can’a kim bu arayan bakışı atıyorum ama o da bilmediğini gösteren bir hareket yapıyor. Zaten benim bilmediğimi o nereden bilsin!

“O zaman görüştüğümüzde ayrıntılı konuşuruz canım. Bende öptüm, kendine iyi bak”

Öptüm derken?! Kimi öpüyor? N-neresinden öpüyor?! Dur bir saniye Kerem, kendine gel! Zeynep’ten bahsediyoruz niye öpsün başka bir adamı? Adam nerden çıktı ya!

Zeynep telefonu kapattığında;

“Kim aramış Zeynep?” diye sormasıyla Yağmur’a içimden binlerce kez teşekkür ediyorum!

“Anlatırım ben sana sonra ya!” diyerek göz kırpıyor Zeynep. Biliyorum ama beni deli etmek için yapıyor hepsini! Ah Zeynep zaten deli oluyorum ben sana!

***

-Zeynep

 Tüm bu yorgunlukların üzerine sonunda bir otele geliyoruz. Tabii ki de biz kızlar bir arada erkekler bir arada kalacak. Can her ne kadar mırın kırın yapsa da Yağmur diretince sesini çıkaramıyor. Bizde kızlarla odamıza geçip hemen yatağa doğru yöneliyoruz. Odanın ortasında kocaman üçümüzün de sığabileceği bir yatak var!

“Oh be çok yorulmuşum bütün gün!” diyerek yatağa ilk atlayan Melis oluyor.

Bende hemen arkasından yanına uzanıyorum. Yağmur’unda koşarak yanımıza gelmesiyle kıkırdamaya başlıyoruz.

“Ne gündü ama!” diyor Yağmur hepimiz sırt üstü yatağa yatmış tavana doğru bakarken.

“Özellikle akşam yemeği bombaydı!” diyor Melis de. Hemen hemen sohbete hiç katılmasalar da demek ki kulakları bizdeymiş.

“Ahahhaha! Sorma yaa! Ne güldüm! Can’a pek çaktırmasam da çok eğlendim ben! Sonuçta eskide kalmış şeyler.”

“Eee Zeynep sen hiçbir şey demedin bu konu hakkında?” diye soruyor Melis bir kolundan destek alıp bana doğru dönerken.

“Evet, kıskandın mı Büşra’yı yoksa?” diyerek aynı Melis gibi dönüyor Yağmur da.

“Saçmalamayın tabii ki de kıskanmadım! Ayrıca kızın sevgilisi var yani.”

“Ay o değil de eşcinsel nedir ya?! Ahahhaha!” diye Yağmur’un gülmeye başlamasıyla hep birlikte gülüyoruz yine!

Uzun bir süre aklımdan çıkmaz artık bu benim hatta hiç!

“Yalnız Kerem nasıl renkten renge girdi anlatılırken! Şuan yan oda da Can’ın boğazına bile yapışmış olabilir ha! Yağmur kocan elden gidiyor kızım!”

“Ya Melis demesene öyle!”

“Amaan sizde Kerem’i iyice cani yaptınız canım.”

“Bak, bak hemen de koruyor.”

“Ne koruması kızım ya. Ona hala çok sinirliyim bir kere! Sabahtan beri ne biçim davranıyor öküz! Görmediniz mi?”

Melis’in “Öyle de sen yemekte telefonla konuşurken ki halini görecektin Zey! Çatladı meraktan!” demesiyle yüzümde bir gülümseme oluşuyor tabii! Benimde amacım oydu zaten! Bütün beni bir sürü kızla sinir ederken iyiydi! Oh olsun ona!

“Eee kim aradı peki seni?”

“Ay onu boşver de kızlar ben yarın gidiyorum yaa!” diyerek araya giren Melis’e dönüyor bakışlarımız.

Tabii hemen duygusal moda girip sarılıyoruz birbirimize. Melis de bize söz veriyor sık sık arayıp en özel günlerimizde yanımızda olacağına.

“Bari Zeynep’in düğününde burada olsaydın!” diyor Yağmur ağlamaklı sesiyle.

“Bakalım yapacak bir düğünümüz olacak mı Yağmur!”

“Saçmalamasana kızım! Tamam, kavga ediyorsunuz ama yarın öbür gün barışırsınız merak etme.”

“Of, bilmiyorum! Çok kızgınım ona hemen yumuşamayacağım!”

“Ya Zeynep, söz verdim ama düğününde gelemeyebilirim” diyor Melis üzgün yüz ifadesiyle.

“Yaa üzülme ne yapalım! Biz, siz gelince ufak çaplı bir düğün daha yaparız”  diyerek yine gülümsemelerini sağlıyorum.

Bir gülüp bir ağlarken birbirimize sarılarak uyuyakalıyoruz. Sabah uyandığımda da Melis’in bacağıyla Yağmur’un kolu üzerimde uyanıyorum tabi! Zar zor doğrulup saate baktığımda daha erken olduğunu fark edip birazcık hava almak için dışarıya atıyorum kendimi. Sessiz adımlarla odadan çıkınca derin bir nefes alıp yürümeye başlıyorum.

Otelden biraz uzaklaştığımda biniş kulübünün oradaki atları gördüğümde gülümseyerek yanlarına yaklaşıyorum. Tüm bu yeşilliklerin arasında o kadar güzel duruyorlar ki. Gülümseyerek onlara bakarken ben, birden uzaklaşıyorlar. Hala gülümseyerek arkalarından bakarken birden flaş sesinin gelmesiyle başımı o tarafa çeviriyorum. Kerem?

“Ne işin var senin burada? Ne yapıyorsun?”  diye soruyorum ters ters.

“Fotoğrafını çekiyorum” diyor omzunu silkerek. Adamdaki rahatlığa bak ya! Hayvan herif!

“Sordun mu bana? Sormadan ne diye çekiyorsun?”

“Çok gıcıksın biliyorsun değil mi?”

“Sen mi ben mi?”

Allah Allah dediği şeye bak ya kas hayvanı ne olacak! Hiçbir şey demesine fırsat vermeden arkamı dönüp uzaklaşıyorum. Bir rahat da vermiyor öküz. İki dakika kafamızı dinleyeceğiz ona da izin yok!

Sonunda herkes uyanıyor ve kahvaltımızı yapıyoruz. Kerem’in yüzüne bakmıyorum tabii ki. Yola koyulduğumuzda yine, mecburen Kerem’in arabasına biniyorum! Sessiz süren yolculuğumuz sonunda Aksel ve Melis’in bavullarını alıp havaalanına geçiyoruz. Ne çabuk geçiyor zaman! Aksel’le vedalaştıktan sonra Melis’e uzun uzun sarılıyorum. Kim bilir bir daha ne zaman göreceğim arkadaşımı!

“Bana bak sık sık arayacaksın beni tamam mı?”

“Şapşal tabii ki arayacağım” diyerek tekrar onu kendine çekip sarılıyorum.

Hepimizin gözleri dolu dolu Kerem’in bile. Onlar uçağa binmek için daha içeriye girdiklerinde dördümüz arkalarından öylece bakıyoruz. Sanırım ilk defa birisiyle böyle uzak kalacağım için bu kadar çok duygusallaştım! Canla Yağmur birbirlerine sarılırken Kerem de çekingence yaklaşıp kollarını belime doluyor. Kendisinin yaklaşmasıyla birlikte kokusunun da burnuma dolması bir oluyor. Bir anlık duygusallığın verdiği etkiyle gözlerimi kapatsam da bulunduğumuz durumu fark edip çok geçemeden kendimi geri çekiyorum sert bakışlarımı da ona gönderirken. O da bir şey demeden bir iki adım geriliyor. Acıma Zeynep!

Havaalanından çıkıp arabalara tekrar yöneldiğimizde Can’ın birlikte bir şeyler yapma teklifini reddederek eve gitmek için taksiye yöneliyorum ama Kerem bırakmıyor tabii ki. Çok fazla itiraz etmeden biniyorum bende arabasına. Düşman değiliz sonuçta!

Kerem’in de sürücü koltuğuna geçmesiyle yola koyuluyoruz. Elim her zamanki gibi radyoya uzanıyor ve sesini çok açmadan dinlemeye başlıyorum.

Toygar Işıklı- Sen bilirsin(multimedya)

İnan bu yol çok uzun

Ayrılığa dönüyor bak yüzün

En başından aşka söz vermedik mi?

Başka bir sözün yaralar benii.

Zor gelince, elden gelen koca bir hiçtir anlarsın

Yok yere beni nasıl kırdın, aklına gelir ağlarsın…

Sen bilirisin, gelme bitsin

Yol çok uzun demişsin, ben ki hayata zor yetiştim…

 

Başımı sağ tarafa çevirmiş ilerleyen yolu izlerken Kerem’in sesini duymamla ufak çaplı bir şaşkınlık geçiriyorum çünkü birbirimizle konuşmamak için yemin vermiş gibiyiz!

“Seni arayan kimdi?”

“Anlamadın?” diyorum tekrar şaşırarak kaşlarımda çatılırken.

“Dün akşam yemekte telefonun çaldı. Arayan kimdi?”

Şimdi anlaşıldı beyefendinin derdi! Yok, akıllanmayacak bu adam! Hala kıskançlık peşinde! Ben Aslı’nın, Büşra’nın ve daha kim bilir bilmem kaç kızın hesabını soruyor muyum? Hayır. Ama elbet soracağım!

“Bir arkadaşım” diyerek geçiştirmeye çalışıyorum.

“Hangi arkadaşın?”

“Sen tanımazsın.”

“Bir adı yok mu bu arkadaşının?”

“Ne yapacaksın? Bulup onu da mı döveceksin sen benim… Aıığ pardon hangi sıfatı kullanacağımı bilemedim şimdi. Bora’ya söylediğin nişanlım mı yoksa eski görüştüğün şırfıntılara beni tanıtırken kullandığın arkadaşım mı?”  diyerek lafı da oturtuyorum gediğe!

Bir şey diyemiyor tabi ne diyecek? Beter olsun! Az bile konuşuyorum sana Sayer. Sen gelip özür dilemediğin sürece bu böyle sürer de gider! Sinirini arabadan çıkarıp gazı kökleyince kısa sürede de eve gelmiş oluyoruz tabii. Hiçbir şey demeden iniyorum arabadan ve eve giriyorum. O da demiyor tabi öküz!

“Ben geldiiim!” diye sesleniyorum içeriye geçerken. “Annecim, nasılsın?”

“Ah kızım ya neler oldu bir bilsen!” diyor bana üzgün bir ifadeyle bakarken. Koltukta hemen yanındaki yerini alırken soruyorum.

“Ne oldu annecim?”

“Jale! Hani hastaneye gittik ya biz dün” diyor ağlamaklı ses tonuyla.

“Evet, biliyorum, bebek için.”

“İşte bebek falan yok Zeynep!”

“Ne?! Nasıl yok anne!”  diye soruyorum tekrar şaşkınlığım artarken. Nasıl olur böyle bir şey?!

“Aman Zeynep baya yok işte! Jale test falan yapmamış ki! Gecikince hamileyim sanmış ama…”

“Ama ne anne söylesene çatlatma insanı!”

“Meğerse Jale menopoza girmiş Zeynep!”

 

Continue Reading

You'll Also Like

43.7K 3.9K 18
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...
125K 11.5K 21
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
29.5K 4K 38
park jimin, ona her gün siparişini getiren kuryeye aşık olur.
202K 19.6K 22
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...