İmkansız gibi duruyor.. (60. bölüm)

29.8K 675 131
                                    

Sürpriiiz! Beni dünkü vote ve yorumlarla o kadar çok mutlu ettiniz kiii! Bende hemen yeni bölüm palşamak istedim. Hepinize çok çook teşekkür ederim iyi ki varsınız! HE bu ardaa unutmadan ben hikayeyi microsoft wordde yazdığım için sanarım paragraflar arasındaki boşluk fazla oluyordu bu yüzden burada da düzenlemeye çalıştım, haberiniz olsun hoşuna gitmeyen olursa söyleybilir :) Lafı fazla uzatmadan sizi yeni bölümle buluşuruyorum ve beğeneceğinizi umuyorum keyifli okumalar :))

Bu bölümü Gerçek Oyunlar'ın yazarı Seda'ya ithaf ediyorum :) Hiç reklama ihtiyacı yok ama eğer hala okumayan varsa hikayeyi kesinlikle okumalısınız derim! :)

****

Merakla onun ağzından dökülecek kelimeleri beklerken içimden bir ses de duygularınız çok da farklı değil diyor. O da bana benim ona baktığım gibi bakıyor, onunla konuştuğum gibi konuşuyor. Ve beni en çok şaşırtan ise elimi tutmayı bırakmıyor. Ben buna gayet alışık olup hiç yadırgamasam da onun içinde aynı şekilde olması hoşuma gidiyor. Beni tek düşündüren şey ise Selin oluyor. Bu adamın bir sevgilisi var ve bu benim sinirlerimi bozuyor!

 

Kerem benim gözlerimin içine uzun uzun baktıktan sonra konuşmaya başlıyor ve bende deli gibi merak ediyorum ne anlatacağını.

***

“Bak zeynep bana ne kadar inanırsın bilmiyorum ama ben her şeyi hissettim. Yani demek istediğim senin her gün yanımda olup elimi tutuşuna kadar her şeyini. Sesini duydum, gülüşünü hayal ettim. Dokunuşunu hissettim, duygularını hayal ettim. Anlattıklarını duydum, yaşananları hayal ettim. Yani etmişim…

 Açıkçası ben gerçek dünyaya gözlerimi açana kadar bunların hiçbirinin hayal olduğunun farkında bile değildim. Bir an bile şüphe etmedim yaşadıklarımdan, hissettiklerimden. Hala inanamıyorum şuan ki durumuma. Gerçekten şaşılası bir durum ama bunların hepsi senin yanımda duruşun sayesinde. Yani senin az önce anlattıkların… Hiç bıkmadan yanıma gelip benimle saatlerce konuşman, bana müzik dinletmen. Bunların hepsi de bir etken zaten, şimdi algılayabiliyorum. Yani sen olmasaydın belki de hayata tutunamazdım Zeynep. Eğer şuan yaşıyorsam senin sayende…”

 Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken bir elini kaldırıp susturuyor beni ve konuşmasına devam ediyor.

 “Neden uyanır uyanmaz senin adını söyledim sanıyorsun? Ya da seni sevdiğimi… Öyle işlemişsin ki içime beni hayalinle bile aşık ettin kendine. Seni sadece iki kere görmüş olabilirim ama üç aydır hayalimde karımsın sen benim. Sırf hayalinle bile seni bu kadar sevmişken böyle canlı kanlı yanımdayken kim bilir nasıl severim seni..”

 “Kerem, dur lütfen bir saniye. Bunlar yanlış. Yani sen şuan belli ki gördüğün rüyanın etkisindesin. Ve ben eminim birkaç gün sonra bu etki geçecek. Bu yüzden birbirimize umut verip kırmayalım. Ayrıca senin bir sevgilin var hatırlarsan” diyorum net bir şekilde.

Gerçekten ne sanıyorum ki? Evet, belki de duymayı deli gibi istediğim, harika şeyler dökülüyor ağzından ama ne kadar geçerli bunlar? Ya birkaç gün sonra az öncede dediğim gibi etkisinden çıkıp beni hiç umursamazsa. Şuan hissettiği minnet duygusundan başka bir şey değil. Zaten kendisi de söylemedi mi senin sayende hayattayım diye…

“Zeynep bir kere bile yanıma gelmemiş bir sevgiliden bahsediyoruz. Zaten çok düzgün bir ilişkimiz de yoktu” diyerek düşüncelerimi bölüyor.

EVCİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin