Ya sen olsaydın? (48. bölüm)

36.8K 713 129
                                    

Öncelikle herkese iyi geceler :) Üç gündür bilgisayar başına oturamadığım gerçeğini size bildirmek isterim :) Ay biraz fazla resmi oldu :D Her neyse size az ama öz bir bölüm yazdım ve şiddetle mendillerinizi elinize almanızı öneririm aşırı duygusallık içerir :) (Lütfen kısa olmuş diye eleştirmeyin biiliyorsunuz genelde hep uzun yazmaya çalışıyorum ama sizi daha fazla bekletmek istemedim) Yorumlarınızla beni çok mutlu ettiğinizi bilmem söylememe gerek varmı? Onları benden esirgemeyiin :)

Bu arada her zaman bana destek olan Buse'ye de çok çok teşekkür ediyorum buradan:) 

Bölümü ise yorumlarını benden esirgemeyen ebru'ya ithaf ediyorum, umarım beğenirsin canım:)

Bölüm şarkımızda Cem adrian ve Halil sezai'den Nereye Gidiyorsun? (kesinlikle dinlemenizi tavsiye ederim!)

******

Acıların tarifi olmaz; çünkü acı hissedilmeyi talep eder.

Kaybetme korkusu bir kişinin ruhuna, kalbine girdiği andan sonra akıl ve mantık sürgüne gönderilmiş iki mahkuma dönüşür..

-Zeynep-

 

 

Öksürerek açtığım gözlerimle bulunduğum yeri tanımaya çalışıyorum ilk önce. Ama burnuma dolan kokuyla en sevmediğim yerde olduğumu anlamam çok zor olmuyor! Hastane! Hafifçe yattığım yataktan doğrulup etrafıma bakmaya çalışıyorum başımın dönmesini umursamayarak. Onlarca kişi araları perdelerle örtülü yataklarda yatıyor. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorum ama hafızam benimle oyun oynayarak saklıyor sanki! Ne olmuştu en son? Canın partisindeydik ve ben lavaboya gitmiştim. Sonra keremin gelişi, dumanlar… Her şey tek tek yerine oturduğunda aklımdaki tek soru işareti ortaya beliriyor! Kerem nerede? Hızlıca yerimde doğrulmaya çalışırken tanımadığım, beyaz önlüklü bir kadın yanıma geliyor.

“Kalkmayın lütfen. Fazla dumana maruz kaldığınız için dinlenmelisiniz.”

 

“Kerem? Kerem nerede?” diye soruyorum telaşla.

“Kimlik bilgileriniz bilinmiyor, henüz bir bilgi veremeyeceğim kusura bakmayın…”

 

“O ne demek ya! Bırakın beni o zaman” diyerek ayaklanmaya çalıştığımda melis bir anda yanımda beliriyor.

“Zeynep! İyi misin?”

 

“Kerem nerede melis!”

 

“Bilmiyorum. Çok kalabalık burası. Herkes kopmuş resmen birbirinden.”

 

Ne demek bilmiyorum ya! Delireceğim şimdi! Kimseye aldırmadan kalkıyorum oturduğum yerden. Gerekirse tek tek bütün hastalara bakarım yine de bulurum onu. Hem o beni neden yalnız bıraktı ki?!

EVCİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin