Benim sevgilim kıskanç değil, değil mi? (75. bölüm)

23.9K 707 112
                                    

Öncelikle Merhaba! Bu bölümde aslında işlenecek çok konu vardı ama ben yazarken bir baktım ki neredeyse iki bölümlük uzunlukta bir bölüm çıkacak ortaya o zaman hiç yapmadığım(!) gibi en heyecanlı yerinde bırakayım bu seferlik dedim :D Çok kısıtlı zamanlarda zar zor yazılmış bir bölüm oldu, umarım beğenirsiniz! 

Gamzecim senin söylediklerinde aklımda;) Yapacağım bir şeyler merak etmee. Bu arada yorumlarda şöyle olsun böyle olsun diyen okuyucularım oluyor ve gerçekten çok güzel sahneler çıkabiliyor ortaya. Mümkün oldukça yapmaya çalışıyorum onları. Çok teşekkür ederim önerileriniz içiin :)

Bu arada Selim karakteri için dizideki Bora'yı düşünebilirsiniz ;)

Bu bölüm Beyza'ya gidiyor, beğenmen dileğiyle canım :) Keyifli okumalar hepinizee :))

***

                         75. BÖLÜM

“Zeyneep, Zeynep uyan hadi!”

“Ya Yağmur git başımdan ne olur!”

“Zeynep lütfen uyan ya! Bak kimse uyanmadan gidelim biran önce”

Kırk saattir Yağmur’un başımda hadi, hadi diye beni dürtüklemesi sonucu uyanıyorum. Millet sabaha sevdiği insanın öpücükleriyle uyanıyor ben Yağmur’un dürtüklemeleriyle! Olacak iş değil!

“Of tamam kalktım hadi halledelim şu işi!” diyerek doğruluyorum yattığım yerden.

Tam karşımda bütün gece horul horul horlayıp uyuyan teyze gitmiş yerine bebek gibi gıkını çıkarmayan teyze gelmiş! Gece bana inat yaptı herhalde bütün o gösteriyi!

Sessizce kimseye yakalanmadan çıkıyoruz evden ve başlıyoruz bir eczane aramaya. İnşallah kaybolmayız bu yollarda da! Hiç bilmediğimiz, tanımadığımız yerler! Birkaç sokak sonra şansımıza anayola çıkıyor ve tam karşımızda bir eczane dükkânı buluyoruz.

“Hah bak Zeynep, orada gördüm!” diyor Yağmur heyecanla işaret ederken. Bense onun bu haline gülüyorum.

“Hadi gidelim de alalım şunu!” dedikten sonra hızlı adımlarla giriyoruz dükkândan içeriye.

İçeriye girdiğimiz andan itibaren Yağmur ufak bir çocuk gibi arkama saklanmaya başlıyor. Ne kadar kaş göz hareketi yapsam da nafile! Eh iş başa düşüyor tabi bu durumda!

“Merhaba, hoş geldiniz” diyor otuzlarında bir kadın güler yüzüyle bizi karşılarken.

“Aaıı hoş bulduk”

“Sizi ilk defa görüyorum buralarda yeni mi taşındınız?” diye soruyor bir bana bir de Yağmur’a kısa bir bakış attıktan sonra. Eh küçük bir yer ne de olsa kadın herkesi tanıyor demek ki.

“Biz birkaç günlüğüne geldik” diyorum fazla açıklama yapmadan. Kimliğimizi çok da açık etmeyelim değil mi ama?!

“Anladım, ne istemiştiniz siz? Şimdiden geçmiş olsun”

Ah bu öyle bir hastalıkta değil ki. Ne diyeceğim, nasıl isteyeceğim şimdi? Yağmur hanım da geldiğimizden beri hiç sesini çıkarmıyor sürekli gözlerini etrafta gezdirip sanki onunla hiiiç alakası yokmuş gibi davranıyor!

“Biz şeyy aıığm şey isteyecektim…” diye gevelerken kadın anlayışlı gözlerle beni süzüp sanki ne diyeceğimi anlamış gibi gözleri parlıyor hemen.

EVCİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin