EVCİLİK OYUNU

By pelinnurr

3.6M 66.3K 8.7K

Aslında ilk görüşte aşk, Bir türlü itiraf edilemeyen. Biri babası için, biri annesi için. Zorla, Ama aslında... More

Tanıtım
İlk Görüş.. (1. bölüm)
Gerçek evlilik olmayacak.. ( 2. bölüm )
Duygular karışıyor.. (3. bölüm )
Alışveriş.. ( 4. Bölüm )
Bekarlığa veda.. ( 5. bölüm )
Sen ve ben.. Biz ( 6.bölüm )
Ortalık karışıyor.. (7. bölüm)
Eski dostlar... (8.bölüm)
Tesadüf... (9. bölüm)
Eğlence zamanı.. (10. bölüm)
Kıskançlık, Kırgınlık, Umutsuzluk.. (11. bölüm)
Hazırlıklar... (12. bölüm)
Anlaşma... (13. bölüm)
Aşık mı oluyorum?! (14. bölüm)
Soru-Cevap (15. bölüm)
Bana Bir Koca Lazım.. (16. bölüm)
Geveze Nikah Memuru! (17. bölüm)
Davetsiz misafir (19. bölüm)
Ev ev değil yol geçen hanı! (20. bölüm)
Keçiler kovalasın seni emi! (21. bölüm)
Şans öpücüğü.. (22. bölüm)
Çok mu şey istiyorum? (23. bölüm)
Düşünceli kas yığınım.. (24. bölüm)
Dünyanın sekizinci harikası.. (25. bölüm)
Ben normal değilim (26. bölüm)
Ama ben yüzme bilmiyorum ki.. (27. bölüm)
Gözün çıksın Merve! (28. bölüm)
Senden nefret ediyorum.. (29. bölüm)
Başımın tatlı belası.. (30. bölüm)
Tehlike çanları çalıyor! (31. bölüm)
Huzurun kollarında.. (32. bölüm)
Fesat kas hayvanı! (33. bölüm)
Ah bir yalnız bırakmadınız! (34. bölüm)
Çünkü kerem hatırlamıyor! (35. bölüm)
Benim korumacı kocam:) (36. bölüm)
Öpsen de yeterdi... (37. bölüm)
Peki şimdi ne yapacağım? (38. bölüm)
Seni çok özledim.. (39. bölüm)
Öküz desem? (40. bölüm)
Daha da fazlası.. (41. bölüm)
Sizin Genlerinizde Var Bu! (42.bölüm)
Kimse Beni Senin Kadar Mutlu Etmiyor.. (43. bölüm)
Aşk paylaşılmaz.. (44. bölüm)
Aşkımız üstesinden gelebilecek mi? (45. bölüm)
Yanımda Kal... (46. bölüm)
Ona bir şey olmasın yoksa yaşayamam ben.. (47. bölüm)
Ya sen olsaydın? (48. bölüm)
İki özgür aşığız biz.. (49. bölüm)
İlahi Can! (50. bölüm)
Her Şey Bir Anlık... (51. bölüm)
Yeşilin En Güzel Tonu.. (52. bölüm)
Saçmalığın olayım saçmala beni kerem (53. bölüm)
Körle Yatan Şaşı Kalkar.. (54. bölüm)
Bana Söz Vermeni İstiyorum.. (55. bölüm)
Sonunda Herkes Mutlu! (56. bölüm)
Başımız sağolsun..
Hepimiz Burada Seni Bekliyoruz... (57. bölüm)
Seni Seviyorum Zeynep (58. bölüm-Sezon Finali ;) )
Sürpriz! :D
Fragmanımsı :)
Çünkü Sevdim.. (59. bölüm)
İmkansız gibi duruyor.. (60. bölüm)
Çünkü ben aşık oldum.. (61. bölüm)
Bugün Çok Güzelsin Yine.. (62. bölüm)
Sürpriiiz! (63. bölüm)
Senin Kadar Değil... (64.bölüm)
Meğer Aşk Varmış ve Buradaymış... (65. bölüm)
Çoook ileriden bir kesit :) Babalar gününe özel..
Biri Teyzeyi Sustursun Allah Aşkına! (66. bölüm)
Sensiz olmaz (67. bölüm)
Bende Seni... (68. bölüm)
Hiçbir Hayal Senin Kadar Güzel Değil... (69. bölüm)
Çoook ileriden bir kesit 2 :) Demir'in sünneti
Çocuğumuz da Var Mıydı? (70. bölüm)
Acilen yalnız kalmamız gereken bir konu var! (71. bölüm)
Kerem Sayer ve Sürprizleri... (72. bölüm)
Unutmamışsın! (73. bölüm)
Yani şimdi bu kıskanç olmayan halin mi senin? (74. bölüm)
Benim sevgilim kıskanç değil, değil mi? (75. bölüm)
Hamile mi?! (76. bölüm)
Evlenmemiz gereken bir konu var. (77. bölüm)
Aşık olduğum adam! (78. bölüm)
İşte huzur bu! (79. bölüm)
Bence artık evlenelim. (80. bölüm)
3. Dünya Savaşı... (81. bölüm)
Çok Arkadaşlı Sevgili (82. bölüm)
Eğer ben de Zeynep Yılmaz'sam! (83. bölüm)
Bir bakınız^^
Sen şiir olduktan sonra.. (84. Bölüm)
Zeynep etkisi... (85. bölüm)
Hızlıca söyle ve kurtul! (86. bölüm)
Happy new years!! :)
Dua edelim de Kerem bunu fark etmesin! (87. bölüm)
Final (88. bölüm)

Evlilikte ilk gün.. (18. bölüm)

52K 710 46
By pelinnurr

 

Arabaya biner binmez derin bir oh çektim ve kerem bu halime gülmeye başladı.

 

“Senin tuzun kuru tabii” diyorum bir yandan bende gülerken.

 

“Ama çok harika bir düğün oldu dimi?” diye soruyor.

 

“Evet gerçek olamayacak kadar güzeldi” diyorum bende..

 

Arabanın sıcaklığının da verdiği rahatlıkla gözlerim kapanıyor ve ben uykuya daldığımın farkına bile varmıyorum. Daha sonra eve geldiğimizi anlıyorum ama hiç kıpırdayacak halim yok.. Kerem arabadan iniyor ve benim kapımı açıyor tam da tahmin ettiğim gibi kucağına alıp eve kadar taşıyor. Boşuna sevmiyorum ben bu çocuğu. Sevmek mi?!

Beni artık indireceğini düşünüyorum ama o kucağında beni taşırken aynı anda kapıyı da açabiliyor! Bense yerimden gayet memnun kılımı bile kıpırdatmıyorum. Gerçekten nasıl taşıyor bu ağır gelinlikle beni şaşırıyorum.

Eve girdiğimizde ağır ağır merdivenlerden çıkıyoruz.. yatak odasına geliyoruz ve içeri girince beni nazikçe yatağa bırakıyor. İyiydik böyle…!

Üzerimdeki o sıcaklığı gidince biraz afallıyorum. Ben yatakta uykuyla uyanıklık arasında uzanırken çok geçmeden kerem geri geliyor. Kalbim nedense küt küt başlıyor yine. Gerçek olmayan evliliğin gerdek gecesi de olmazdı herhalde dimi! Ah Zeynep bu kalbin iyice ele geçirdi seni böyle değildin sen! Diye kavga ederken kendi kendime kerem gitgide bana daha da çok yaklaşıyor. Bu yaklaşmasına bir dur demeliyim ama diyemiyorum ağzımdan sadece fısıltıyla;

 

“Kereeem..” çıkıyor.

 

“Şşş” diyor o da daha çok yaklaşarak.

Ben yatakta doğrulurken o yanıma oturmuş bir elini boynuma koyuyor. Vücudumdaki bütün kanın çekildiğini hissediyorum. Niye hiç konuşmuyor acaba diye düşünürken kerem bana iyice sırnaşıyor ve elleri belime doğru giderken boynuma bir öpücük konduruyor aynı fotoğrafçıdaki gibi ama bu sefer daha arzulu..

Ne yapmaya çalışıyor ki bu! Sözleşmemizde gerçekten karı koca olacağımız yazıyordu da ben mi görmemiştim.! İçimdeki ses yanlış yapıyorsun Zeynep diyordu ama bedenimi ben kontrol edemiyordum her şey akışıyla ilerliyor ve ben sanki uzaktan izliyordum. Keremin boynumdaki kafası yüzüme çekiliyor ve beni eğilip öpecekken..

 

“Zeyneeep” diyor. Niye bu kadar sesli söylemişti ki adımı?! Gelecek öpücüğü beklerken kapattığım gözlerimi aralıyorum ve keremi tam karşımda ayakta endişeli bir şekilde bana bakarken görüyorum?!

 

“Zeynep uykuların hep böyle ağır mıdır?” diye soruyor şimdide

 

“Hı?” diyebiliyorum sadece ve jeton şimdi düşüyor! Ah Zeynep bu rüyalarla işin var senin! Herhalde sırf evlendi diye sevmediği bir kadını öpecek hali yok ya! Yok yok ben iyice abarttım bu olayı. Bir an önce kendime gelsem iyi olur! Hatta hemen şimdi başlayım!

 

“Yorgunluktan herhalde normalde böyle değilimdir” diyorum yatakta doğrulurken nedense utanıyorum sanki rüyamı o da biliyormuş gibi geliyor!

 

“Uyandırmak istemezdim ama böyle gelinlikle uyumak istemezsin diye düşündüm” diye devam ediyordu o da konuşmasına yorgun bir şekilde..

 

“Sağol, gerçekten üzerimi değişsem iyi olur” diyorum çıkmasını için ona bakarken. O da öylece bana bakıyor ve bir dakika içinde

 

“Ha! Anladım şeyy.. ben çıkıyorum o zaman .. sen giyin seslenirsin” diyor ve çıkıyor. Neden sesleniyormuşum ki ben ona o kısmını anlamıyorum. Çünkü ben uyurken o üstünü çoktan değişmiş..

Hemen ayaklanıyorum yatağın tam karşısındaki dolaba doğru ilerleyip elime geçirdiğim ilk pijamalarımı alıyorum. Saçlarımı açıyorum ilk önce ve makyajımı temizliyorum hemen. Gelinliğimi zar zor çıkardıktan(!) sonra bakıyorum böyle olmucak en iyisi kendimi duşa atmak havlumu alıp banyoya doğru ilerliyorum. Kapıyı kilitliyorum her ihtimale karşı. Yani girip beni rahatsız etmeyeceğini adım gibi biliyorum ama yanlışlık falan olmasın yine de dimi! Suyun altına girmek her zamanki gibi gevşetiyor beni. Az önceki rüyamı da biraz da olsa unutturuyor ve rahatlıyorum. Kendime bir söz vermeliyim! Artık aynı evin içinde yaşadığımız için mümkün olduğunca bu tarz rüyalardan ve fazla yakınlaşmalardan uzak durmalıyım! Yoksa bir ay sonunda kerem bu sahte evlilik bittiği için göbek atarken ben yas tutuyor olacağım! Unutma ki Zeynep sen keremle annenin zoruyla evlendin! Keremde seninle babasının zoruyla evlendi! Hatta bir sevgilisi bile vardı. Bu yüzden bu saçma oyun bitene kadar sabredip şuan hoşlandığını –sandığın- bu adamdan uzak duracaksın!

Kendi kendime yaptığım bu anlaşmayla çıkıyorum duştan havlumu sarıyorum ama pijamalar oda da kalmış! Allahtan banyo ile oda arası yakın. Banyodan çıkar çıkmaz odaya koşturuyorum kerem beni görmesin diye ve direk odaya girip arkamdan kapıyı kilitliyorum. Ohh görmedi diye sevinip arkamı dönmemle çığlığı basmam bir oluyor! Kerem karşımda yatağa bir seksen uzanmış yatıyor

 

“Aaaaaa!” kerem hızlıca yanıma geliyor ve;

 

“şşştt kızım bi dur sakin ol!” diye uyarıyor. “Bütün siteyi başımıza mı toplamak istiyorsun!”

 

Karşısında neredeyse yarı çıplak dururken onun düşündüğü sitenin başımıza toplanması mı yani!

 

“Kerem ne işin var burada hemen çıkar mısın lütfen” diyorum yüzüne bakamadan.

 

“Ne o utandın mı kocandan yoksa” diyor alayla

 

“Ya kereemm! Çık dedim. ikimizde çok iyi biliyoruz ki--”

 

“Biliyorum biliyorum aynı şeyleri söyleyip durma giyindiğinde haber verirsin” diye sözümü kesiyor.

 

Bu sefer çıkmadan seslenerek “Neden çağırıyor muşum ki uyusana sen artık” diyorum hala yüzüne bakamayarak(!)

 

“Ben de uyumak istiyorum güzelim ama sayende bir türlü uyuyamadık!” diye sitem ediyor.

 

“Seni tutan mı var uyu!” diyorum hala anlayamayarak bu sırada da halının desenlerini de ezberlemek üzereyim!

 

“Yatak odamızı işgal ettiğin için olabilir mi acaba” diyor bilmiş bilmiş sırıtırken

 

“Herhalde burada benimle yatacak halin yok diyorum!”

 

“Ya Zeynep bir üzerini giyin de yüzüme bak öyle tartışalım hadi!” diyor ve bir hışımla çıkıyor odadan. Niye ters davranıyor ki böyle! Acaba şu evlendikten sonra bütün erkekler değişir geyiği gerçek mi? İyi de o birbirini seven çiftler için geçerli değil miydi yaa!

Daha fazla saçmalamadan hızlıca pijamalarımı giyiyorum saçlarımı tarıyorum ve

 

“Giyindiiim” diye seslenmemle soluğu oda da alıyor.

 

“Yuh kapı da mı bekledin!” diye çıkışıyorum aynı onun gibi sert olmaya çalışarak.!

Sanki ben hiç konuşmamışım gibi direk yatağa doğru ilerliyor ve bir güzel yerleşiyor! Eh bende zeynepsem eğer bugün burada yatmayacaksın kerem bey(!)

Dolaba doğru ilerliyorum ve içinden bir battaniyeyi çıkararak yataktaki yastığımı almaya gidiyorum. Kerem gözleriyle beni izlerken;

 

“Ne yapıyorsun?” diye soruyor.

 

“Uykum geldi bende uyumaya gidiyorum!” diyorum blöf yaparak. Herhalde beni koltukta yatıracak kadar öküz değildir!

 

“Ya Zeynep saçmalamasana!” diye söyleniyor ama onu takmadan çıkıyorum odadan.

 

“Ya of Zeynep!” derken arkamdan geliyor tabii ki! Kolumdan tutup beni kendine çeviriyor “Ya ne olur yatsan şu yatakta!”

 

“Sen varken olmaz canım” diyorum..

 

“Ne inatçısın sen yaa!” diye sitem ediyor

 

“Evet canım öyleyimdir” derken yalandan bir gülümseme fırlatıyorum.

 

“Korkma canım yemem seni” diyor bu seferde

 

“Bak kerem ya bırak gideyim bir güzel koltuğa yerleşip uyuyayım ya da çık odadan yatağımda yatayım ama seç birini artık!” diyorum ciddi bir tavırla

 

“Offf Zeynep ver şunları(!)” diyor elimdekileri alarak ve aşağıya doğru inmeye başlıyor söylenerek. Ahahaha! Zaferle odama geri dönüyorum ve yumuşacık yatağın tadını çıkarıyorum..!

 

Sabah uyandığımda önce nerede olduğumu anlayamayarak etrafıma bakınıyorum. Eh alışkınım tabii kendi evimde kendi odamda uyanmaya biraz garipsesem de kısa sürede alışacağımı umarak kalkıyorum yataktan. Her zamanki gibi ilk iş banyoya ilerliyorum ve yüzümü yıkıyorum bol suyla. Rüya falan yok Allahtan! Merdivenlerden aşağıya inerken burnuma nefis kokular geliyor.. mutfağa girmemle şaşkınlık içinde keremi izlemeye başlıyorum. O benim geldiğimin farkına bile varmıyor bir elinde tava şarkı söylerken yumurtaları pişiriyor.. öyle dalmışım ki onu seyrederken;

 

“Zeynep! Sen ne zaman geldin?” diye sormasıyla yerimde sıçrıyorum bir anlık. Sonra hemen kendime gelerek;

 

“Şimdi geldim. Sen ne yapıyorsun öyle?”

 

“Kahvaltı hazırlıyoruumm. Benim pişirdiğim yumurtaları yerken parmaklarına dikkat et güzelim” derken gülüyor

 

“O niyeymiş” diyorum salağa yatarak

 

“Çünkü çok lezzetliler parmaklarını yiyeceksin!” diyor hala gülümserken

 

“Alt tarafı bir yumurta pişirdin yani amma abarttın” diyorum alay ederek. Keremse aynı neşesiyle masaya doğru ilerliyor ve bana dönüyor;

 

“Hadi gelmiyor musun bak kurt gibi acıktım hepsini bitirebilirim” diye sırıtmasını iyice genişletiyor. Bende pek hevesli görünmemeye çalışarak masaya oturuyorum ama sonra açlığımı bastıramayarak başlıyorum yemeye. İkimizde bütün her şeyi silip süpürdükten sonra arkamıza yaslanıyoruz

 

“Nasıldı ama?” diye soruyor kerem keyifli bir halde

 

“Eh fena değildi işte”

 

“Yerken öyle demiyordun ama”

 

“Aaa ne demişim?!”

 

“Çok güzel olmuş kereemm ellerine sağlık kereeem” diye taklidimi yapıyordu. Böyle demiş miydim gerçekten!

 

“Hadi hadi az laf çok iş şimdide toplucaz buraları” diye kalkıyorum mutfak tezgahına doğru ilerliyorum pek fazla dağıtmamış ama gıcıklık olsun diye

 

“Bak bir yumurta pişirmişsin kahvaltı hazırlamışsın nasılda batmış buralar” diyorum.

 

“Eee ben yaptım sen toplucan” diye alay ediyor benimle!

 

“Oldu canım başka(!) kalk hadi kalk” diye çekiştirmeye başlıyorum bir yandan da.

 

“Toplayalım bakalım ne yapıcaz şimdi!” diyor bıkkınlık ifadesini takınarak.

 

“Masayı toplayıp bulaşıkları yıkıcaz” diyorum. O da hemen dediğim gibi masadakileri toplarken bende tezgahı siliyorum. Sıra bulaşıkları yıkamaya gelince o düzgün temizleyemez diye ben köpüklüyorum o duruluyor. Sonra yüzünde aniden aklına bir şey gelmiş gibi gülümseme oluşuyor ve köpüklü sudan bir parça köpüğü alıp benim burnuma sürüyor.

 

“Yaa kereeeem!” diye ters ters bakmaya çalışsam da  dayanamayıp gülüyorum.

 

“Nee” diyor o da gülerken

 

“Çocuk musun sen ya oyun oynama” diyorum ama o çoktan aynısı alnıma da yapıyor ve dayanamayarak bende ona fırlatmaya başlıyorum. Üstümüz başımız neredeyse sırılsıklam olurken biz kahkahaya boğuluyoruz! Mutfakta bir o yana bir bu yona koştururken o kadar yoruluyoruz ki en sonunda ikimizde birer sandalyeye çöküyoruz. Sonra toplamamız gereken mutfağa bakıyorum ve daha dağınık olduğu için gülmeye başlıyorum

 

“Şimdi neye gülüyorsun?” diye soruyor bana tuhaf tuhaf bakarak

 

“Baksana sözde burayı toplayacaktık” diyorum hala gülerken.. o da bana eşlik etmeye başlıyor ve biz tekrar kahkaha krizine girerken kapı çalıyor.

 

Kim gelir ki bizim eve?! İkimizde üstümüz başımız ıslak kapıya yönelirken hala gülüyoruz. Benim kapıyı açmamla karşımızdaki dörtlü aynı anda

 

“Biz geldiiik!” diye bağırıyor.

 

“Siz” diyorum şaşkınım çünkü hiç beklemiyordum

 

“Evet biz canım beğenmediysen gidelim” diyor yağmur hemen atarlanarak.

 

“Rahatsız etmedik dimi yenge” diyor bu sefer de can keremle benim halime bakarak “Yani biz şeyden hani siz şey etmezsiniz diye hani gerçekte-” diye geveleyen canı yağmur susturuyor

 

“Can lütfen yine şey şey diyip durma ya!”

 

“Iıı içeri giremeyecek miyiz?” diye soruyor bu sefer ilk defa konuşan barış!

 

Bense şaşkınlığımdan dolayı girdiğim şoktan çıkıyorum ve suskunluğuma son vererek

 

“Evet tabii ki hadi gelin” diyorum içeriyi göstererek.

 

Hepsi içeriye doluşup oturduktan sonra melis konuşmaya başlıyor;

 

“Eee sizin üzeriniz niye böyle ıslak?” diye soruyor

 

“Aaa meliscim insanların özel hayatına karışmayalım lütfen” diye gülmeye başlıyor can da

 

Bense utancımdan kıpkırmızı olup kereme bir şey söylesene(!) bakışları atıyorum.

 

“Ya arkadaşlar öyle sandığınız gibi bir şey değil” diyor keremde gülerek!

Sandığınız gibi bir şey değil ne demek yaa! Bunu söyleyen kişi tamda sandığınız şey ama çaktırmayın diyen kişidir yani. Oof ne saçmaladım ama yine!

 

“Hı hı hep öyle derler zaten” diye can gülüyor tekrardan. Yağmursa koluyla onu dürtüklüyor ve susturuyor.

Bunlar ne zaman bu kadar samimi oldular diye düşünürken gözüm melisle barışa kayıyor. İkisi de ayrı koltuklarda oturmuş birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlar doğru düzgün.

Melisle biraz olsun yalnız kalabilmek için

 

“Hadi gelin biz kahve yapalım” diyorum kızlara.

 

“Vayy yengemiz hamaratmış(!)” diyor can. Gerçekten bu kadar konuşkan olduğunu bilmiyordum!

Ona gözlerimi devirdikten sonra biz mutfağa geçiyoruz ve kızların ikisi de gözlerini kocaman açmış bizim az önce savaştığımız mutfağa bakıyorlar

 

“Şeyy biz az önc-”

 

“Tamam Zeynepçim açıklamak zorunda hissetme kendini biz görmezden geliriz” diye gülüşünü bastırmaya çalışıyor sonra da yağmura dönerek “Dimi yağmur?” diye soruyor

 

“Hı hı” diyor o da aynı melis gibi

 

“Yaaa kızlar ama siz yapmayın bari!” diyorum sitemle.

 

“Tamam tamam hadi şu kahveleri yapalım” diyor melis

 

“Kahve bahane canım sen barıştan bahset” diye soruveriyorum. Melisinse yüzü düşüyor hemen.

 

“Şeyy bizim bir arada olduğumuza bakma biraz ara vermeye karar verdik” diyor

 

“Mutsuzsun ama” diyorum

 

“Evet yani bir tuhafım sonuçta aynı ortamdayız sürekli. Bugün gelmeyecektim ama-”

 

“Ben ısrar ettim” diye devam ediyor yağmur.

 

“Anladım canım inşallah mutlu olursun!”

 

İkisi de beni onaylıyor ve ben bakışlarımı yağmura çeviriyorum. Ona öyle bir bakıyorum ki

 

“Nee” diyor gülerken

 

“Gözümden kaçmadı sanma!” diyorum aynı bakışlarımla

 

“Neymiş bakayım o” diye atağa geçiyor

 

“Canı diyorum anlamamış gibi yapma”

 

“Eee ne olmuş cana” diyor hala inatla

 

“Nuh diyor peygamber demiyor valla” diye söyleniyor melis de

 

“yağmuuur” diyorum ama o konuşamadan içeriden can sesleniyor ve

 

“Kızlar nerde kaldı bu kahveee” diyor

 

“Geliyor canım az sabret” diyorum ve gülerek kahveleri yapıp içeriye dönüyoruz.

 

“Ben bir üzerimi değiştirip geleyim ıslak kaldım” diyorum tam odaya gidecekken kapı çalıyor tekrar! İkinci bir şoka hazırla kendini Zeynep!

 

“Kim acaba” diye dönüyorum kereme

 

“Bilmem ki açalım öğrenelim” diyor

 

Ben kapıya ilerleyip açınca karşımda gördüğüm kişiyle donup kalıyorum!

Acaba kim geldiii??

Continue Reading

You'll Also Like

190K 18.7K 22
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
18K 1.2K 33
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
59.6K 12.6K 13
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting
18.9K 1.1K 7
güneşi ararken peşini bırakmaz ay * Eğer kaçırılan Alaz olsaydı ve Asi sokakta büyümeseydi. *Aslaz role reversal*