AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

By lenandre

336K 13.3K 387

KARAKTER TANITIMI ÖMÜR AYDEN Kitabımızın baş karakteri olan kızımız ünlü bir avukatın kızı. Her kitapta biraz... More

İlk Tereddüt
TEHDİT
YALANLAR
GÖNLÜM İSTERSE GELİRİM...
SEN KAŞINDIN, BEN DE KAŞIDIM.
BİR AN ÖLDÜM SANDIM.
İMKANSIZ...
BU DEFA SİL BAŞTAN YOK
ÖLMEK İSTEMİYORUM.
TEKİLA
KORKU
ÇOK ZORMUŞ...
MAVİ ORKİDELER
SEN BENİ NE SANIYORDUN??
YÜZLEŞME
ÇOK MUTLUYUM, ÇÜNKÜ...
GEÇMİŞTEN KALAN İZ
ECE MESELESİ
TANGO ( part )1
TANGO (PART 2)
ŞOK
ÖFKE
KÖTÜ GEÇMİŞ
GELECEK BÖLÜMLERDEN BİR KESİT
SEYAHAT
İZİN VERME
DOLUNAY (part 1)
DOLUNAY(Part 2)
AĞRI
İSİMSİZ NOTLAR
AYRILIK
CEZA OLARAK SENİ GÖNDERMİŞ BANA
KISKANÇLIK
TELEFON
YENİ DOST
KESİT
NEFES
PATLAMA
TEK ŞANS
KÜÇÜK MİSAFİR
HALKA(+18)
KUTLAMA
TAŞINMA
BEKLEMEK
İYİ BİRİNE BENZİYORSUN
ENZO
KESİT
SAKIN BENİ BIRAKMA!!!
BEKLENMEDİK GİDİŞ
SARHOŞLUK
ÖZEL BÖLÜM
DAVET
BÜYÜK TANIŞMA
NİŞAN
GÜZEL ŞEYLERİN SONU OLUR MU??
DUYURU
DUYURU
KAN
EN BÜYÜK SIR
MUTLULUK
ÖZEL BÖLÜM 1
SU YÜZÜNE ÇIKMAYA ÇALIŞAN GERÇEKLER
KÜÇÜK UMUTLAR İÇİN BÜYÜK YALANLAR
BİTTİ Mİ HER ŞEY
GELECEK BÖLÜMDEN BİR KESİT
TUZAK
GALİBA ARTIK EVLİYİZ?
BAL VE AYI
DURMAK KELİMESİNİ UNUT!!
BÜYÜK SÜPRİZ
KIZ MI? ERKEK Mİ?
SENDE KİMSİN??
BAYAN ALEXİS
PLAN
ALEXIS'IN TUZAĞI

ÇAĞIN, TUNA KİM?

3.2K 151 3
By lenandre

Oylarınız için teşekkürler umarım zamanla daha çok oy gelir. Hatam olduysa affedin demeyeceğim bana bildirin ki düzelteyim, tekrarlanmasın ;)

Şu gizemli Tuna bu bölümde biraz ortalık karıştıracak gibi?

Sizce kimdir o? Tahminlerinizi yorum atar mısınız lütfen:) Şu kadarını söyleyebilirim o çok ama çok tehlikeli biri ( sinsilik) :))


ÖMÜR'DEN

Güneşin gökyüzünde ışıldadığı en güzel gün bugün olmalı. Ya da Çağın'ın kucağında yattığım için bu kadar güzel görünüyor.  Elleri saçlarımda gezinirken işte bu diyorum huzurun diğer adı benim "Çağın" gerisi yalan. İyinin, doğrunun, aşkın beden bulmuş hali gibi.

Ruhumun ve kalbimin eksik parçası.

Eğilip alnımı öperken kokumu içine çekti "Güneş seni kıskanmış olmalı, neredeyse bizi yakacak baksana?" eliyle güneşi gösterdi.

Kıkırdayarak "Bana iltifat etmen çok hoş ama güneş kadar parlak olduğumu sanmıyorum. Baksana Evren'e aydınlık sağlayan bir gezegen o ben daha sana yeterince aydınlık sağlayamadım. "

Çağın elini çenesini tutup düşünürmüş gibi yaptı, sonra sanki kafasının üstünde parlak bir ışık yanmış gibi yukarıya baktı "O zaman sende bundan sonra ki günleri aydınlatmak için çabala asi avukat." eğilip dudaklarımı öptü ve geri çekildi.

"Bana söz verir misin Ömür." dediğinde "Ne konuda Işıkhan?" diye sordum.

"Ben var olduğum sürece sende benimle var olacak ve güleceksin." tedirgin bir şekilde alt dudağımı ısırdım.

Hep gülmek ve onunla olmak kulağa imkansız gelmiyor " Sensiz nefes bile alamıyorum ben, yaşamak ve gülmek için sana ihtiyacım var artık. O yüzden söz veriyorum hep seninle olacağım ve güleceğim."

Başım sert bir şekilde yere çarptığında "Çağın ne yapıyorsun." diye çığlık attım. Yerden kalkıp Çağın'a baktığımda az önce olduğu yerin boş olduğunu gördüm, korkuyla ayağa kalkarken siyah  bir bulut güneşin bütün parlaklığını kapattı.

Etraftaki bütün ağaçlar siyahlaşarak korkunç şeylere dönüştüler, sağa sola dönerek Çağın'a seslendim "Nerdesin?" sesimin kısık çıktığını fark edince boğazımı tutarak tekrar bağırdım. 

"Çağın korkuyorum lütfen, çık ortaya?"ayak bileklerimden birden yere çekildiğimde çığlığım boğazıma takılı kaldı ve nefesim kesildi, karanlığın içine sürüklenirken ellerimle tutunacak yer arıyordum.

Çığlık atarak gözleri açtığımda ışık yüzünden göz kapaklarım açılmakta zorlandı. Elimi kaldırıp gözümü ovuşturacak iken bir şeyin kolumda sallandığını hissettim.

Gözlerim tamamen açıldığında etrafıma bakındım, Çağın hemen tepemde endişeli bir şekilde bana bakıyordu "Ne oldu Çağın?" avucunun içindeki elimi sıkıp "Zehirlendin, nasıl hissediyorsun şimdi?" sesim biraz kötü çıktığı için boğazımı temizleyip "Bilmiyorum, nasıl olduğum değil ama az önce rüya kabus karışımı bir şey gördüm. Sanırım etkisi uzun sürecek."

Kızarmış gözlerini bir kez kırptı "Sen ağladın mı?" diyerek yatakta doğrulmaya çalıştım. Başını başka tarafa çevirip "Yok canım, uykusuz kaldım ya o yüzden." gözlerimi kısarak "Çok kıvırma aşkım sonra dansöz olursun başıma." diye dalga geçtim.

"Anlaşıldı sen iyileşmişsin, doktorda saf her halde iki güne zor toparlar demişti. Nereden bilsin senin böyle olduğunu?"

"Nasıl mışım ben Işıkhan  söylesene?" diye üsteledim.

"Cadının tekisin asi avukat baksana daha kendine geleli on dakika olmadı bana kök söktürdün. Hayır anlamıyorum ki problem ne? "

"Kahvaltıda söylediğimi hatırlıyorum, benden bir şeyler saklıyorsun. Ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Tek derdim bu."

"Seni nasıl inandırabilirim, bir sorun olmadığına?"

Oflayarak ellerimi yatağa vurdum "Uyuz musun sen ya? Söyle kurtul işte. Bak hastanedeyiz zaten bende yorgunum zaten."

"Yemin ederim yok bir problem. Olsa söylerdim değil mi? Güzelim senin dinlenmen gerek, ama sen kafana takmaman gereken şeyleri takıyorsun." dediğinde omuzlarımı düşürdüm. Sanırım boş yere paranoyaklık yapmışım.

"Tamam, inandım." Oh diye bir ses duyunca kaşlarımı çatıp  kötü kötü baktım.

Çağın dudaklarını bükerek "Çok korktum." dediğinde kahkaha atmaya başladım. Elimi kaldırıp yüzünü işaret ettim "Küçükken anneden korktuğunda bu suratı mı yapıyordun?" dediğimde kırdığım potun farkına yeni vardım.

Çağın yatağın kenarına oturdu "Ben öyle demek istememiştim, özür dilerim." elini boş ver dercesine salladı.

Aklıma yeni gelen soruyla ortamı yumuşatmaya çalıştım "Ben neden zehirlendim ki?" bu sefer Çağın sesli bir kahkaha attı.

"En sevdiğin içecek." dediği an da "O zaman polisi çağıralım, katil zanlısı sevgilimmiş." diye dalga geçtim.

"Güzelim ben sadece sana tepsiyle getirdim, gerisi o şerefsiz garsonun işi." güzel savunma Işıkhan.

"Ne zaman çıkıyoruz peki?" Çağın garip bir gülümseme eşliğinde "Baya uzun zamandır çıkıyoruz hayatım, Ağustos'ta başladık, Ekim ayındayız."

"Sanırım şimdi gerçekten öldüm. Annen seni doğurarak büyük bir vicdansızlık yapmış bence. Bu nedir ya?  Dünya ya zararsın sen Işıkhan." ellerini kaldırıp "Tamam sadece ufak bir dalgaydı işte."

"Ne dalgası hayatım tsunami etkisi yarattın sen." Çağın ağzını açıp bir şey diyecekken kapı açıldı, içeriye sıradan beyaz önlüklü  bir doktor geldi. 

Gülümseyerek "Nasılsınız Ömür Hanım?" diye sorduğunda "İyiyim ve çıkmam gerektiğini düşünüyorum. Sizde onay verirsiniz umarım."

Doktor başını sallayarak sevgilime döndü "Haklıymışsınız Çağın Bey." dedikten sonra odadan çıktı.

Şüpheli bakışlarımı Çağın'a çevirdim "Çok güzel doktorla bile dedikodumu yapmışsın. Sen baya seviyormuşsun beni." yataktan çıkıp banyo olduğunu düşündüğüm kapıyı açtım, keşke kapatmayı da becerebilseydim. Koca ayağını kapının aralığına koydu.

"Güzelim sabrımı denemekten vazgeç bence, ne bu tripler ergen gibi."

"Bana baksana sen, sen kime ergen diyorsun? İnşallah sen geri dönersin ergenlik dönemine." kapıyı kapatmayı denerken neredeyse ikinci kırık kapı vakasını yaşamak üzereydik. "Bıraksana kapıyı manyak." diye tısladım.

"Ergenliğime dönseydim eğer yine sen sevgilim olurdun, çünkü o zamanlar olgunlardan hoşlanıyordum." ani itirafı beni afallattı ve kapıyı bırakıverdim.

Şaşkın halime aldırmadan beni belimden tutup lavabonun tezgahını oturttu. "Ömür ne oldu?" dediğinde hala olayı atlatamadığım için cevap vermedim.

"Konuşsana kızım!!" diye beni sarstığında elim otomatik olarak havaya kalktı ve yüzüne çarptı, çıkan ses banyonun duvarlarında yankılanırken Çağın'ın yüzü sola doğru dönmüştü.

"Bana bir daha kızım deme demiştim. Ayrıca az önce söylediğin iğrençti. Altına aldığın kadınlardan banane." aşağıya inmek için hareket ettiğimde kollarını bana dolayıp dudaklarıma yapıştığında geriye doğru kaçmaya çalıştım ama bırakmadı. Dudaklarını hareket ettirerek karşılık istediğini belli edercesine alt dudağımı ısırdığında acıyla dudaklarımı araladım. Eee tabi doğal olarak dilini içeri kabul etmiş oldum. Nefes alış verişim sıklaşırken dayanamadım ve karşılık verdim. Özlediğim Çağın'ın tadını çıkarırken ellerim boynuna çıktı, ensesindeki saçları sertçe çekip ağzının içine "Hayvan!" diye konuştum.

Hiç umursamadan diliyle ağzımın içini keşf etmeye devam etti, kan akışım, kalp atışım, beynimin zonklaması hepsi birbirine karıştığı için duyma yetimi kaybettim sanırım. Çağın dudaklarımdan boynuma öpücükten bir yol çizerken nefesi boynuma değdiği her nokta karıncalanarak beynime uyarı gönderdiğinde derin bir nefes aldım, Çağın elleri hastane önlüğünün içinde çıplak tenime ulaştığında karnımdaki karınca sürüsü harekete geçti. Hünerli parmakları hassas noktaları okşarken benim ellerimde onun  tişörtünün ucuna gitti ve tek harekette başından çekip çıkardım.

Hastane önlüğü başımdan çıkıp gittiğinde kendimi durdurup "Bence..." diye söze başlayacaktım ama dudakları beni susturdu.  Çıplak omuzlarına dokunup geriye iteklerken "Midem bulanıyor." diye  yalan söylediğimde hemen durdu.

Nefesini düzene sokmaya çalışırken "İyi misin?" dediğinde başımı sallayıp kollarımı bedenime sardım.

"Kıyafet alıp geliyorum bekle burada!" dedikten sonra hızlıca banyodan çıktı. İki dakika sonra elinde yeni bir tişörtle geri geldiğinde almak için uzandım.

"Ben yaparım." dedi  ve tişörtü başımdan geçirdi.

Oturduğum yerden elinden tutarak indiğimde tişörtte kalçalarıma kadar indi.

"Sen mi aldın bunu?" alnımı öptüğünde gülümsedim.

"Anladım." dolaptan küçük siyah bir çanta çıkarıp içini karıştırmaya başladı. Elime tutuşturduğu kalın eşofmana baktım "Havanın eksilerde olduğunu falan mı sanıyorsun? Çok kalın bu." diyerek itiraz ettim.

Çantanın içini açıp boş olduğunu gözüme soktuğunda "Allah'ım sabır istedim öküz gönderdin bana teşekkür mü etsem küfür mü etsem bilemedim. Affına sığınarak S*ktir git." dediğimde üzerime doğru yürümeye başladı.

Odanın kapısını açıp "Doktor!!" diye bağırdım "Sussana Ömür, deli misin?"diye çıkıştı.

"Aaa! Sen çıkış işlemlerini halledecektin değil mi? Anahtarları verir misin?" elini istemeyerek cebine sokup istediğimi verdiğinde en pis şekilde sırıttım "Thenks Işıkhan." dedikten sonra koşarak hastaneden çıktım.

Arabanın kapısını açıp binerken Çağın bırakıp gitmeyi düşünmedim değil. Neyse binip uslu uslu beklemek daha iyi.

Başımı cama koyup beklerken göz kapaklarım kapana kadar bekledim. 

Tam dalıyordum ki bir şey cama çarptı, gözlerim anında açıldı. "Manyak dediğimde kızıyor sonra." homurdanarak kapıyı açıp arabadan indim.

"Neredesin Işıkhan şimdi de saklambaç mı oynuyorsun? Tamam anladık çocukluğunda yapamadıklarını yapmak istiyorsun ancak çok yorgunum. Söz veriyorum yarın bütün çocuk oyunlarını oynayacağım seninle." etrafıma baktığımda  kimseyi göremedim.

Arabanın etrafında bir tur döndüm "Çağın gerçekten çok yorgunum, hadi." yine ses yok. Ayağımın altında bir şey hışırdadığın da eğilip neye bastığıma baktım. Buruşmuş kırmızı kağıdı yerden alırken arkadan gelen ayak seslerini duyunca korktum ve arabaya bindim.

Titreyen ellerimle kağıdı açtım, cümleler gözlerimin önünde kayıp giderken tüm vücudum elektriğe maruz  kalmış gibi titremeye başladı.

Asi avukat iyidir umarım Işıkhan.

Garson beceremedi, artık başka sefere.

                                                              TUNA

Arabanın kapısı açıldığında gözlerim korkuyla Çağın'a kaydı ve dudaklarımdan o kelimeler döküldü.

"Çağın, Tuna kim??"

*****************************************************************************************************

GİZEMLİ TUNA'DAN

Enfes İşkoç viskimi yudumlarken Ece'de bana eşlik ediyordu. Az önce yaptıklarımızdan sonra yorgun düşer sanmıştım fakat taş gibi kadın sabaha kadar yatakta kalsak "Hadi yine yapalım." diyecek bir kadınla ortak olmuşum.

Üzerindeki siyah geceliği savurarak ayağa kalktı "Ne zaman haber gelecek? Çok merak ediyorum o küçük fahişenin ne durumda olduğunu."

Bardağı kafama dikip koltuğun kenarına bıraktım "Acele etme gelirler şimdi." dedim.

Dudaklarını bükerek gelip kucağıma oturduğunda tepki göstermedim, ne kadar itici olduğunun farkında değildi sanırım. İşim bittiğinde seni de çöp gibi atacağım. Ama senin bunu bilmene gerek yok. Elimi saçlarına götürüp okşarken  "Hep not mu göndereceğiz? Ne zaman uygulamalı olarak hareket edeceğiz. O küçük fahişenin önümde diz çöküp yalvarmasını istiyorum." dediğinde içten olmayan bir tavırla gülümsedim.

"Her şeyin bir zamanı var." ağzını açıp konuşacakken beklediğimiz adam içeri girdi.

"Efendim, not yerine ulaştı. Artık Ömür Ayden'de tehditleri biliyor. Çok korktu. Çağın ile anında tartışmaya başladı." Ece yüksek sesle iğrenç bir kahkaha attı.

"Sence bundan sonra ne olur Ece?"

"Çatırtı seslerini buradan bile duyuyorum Tuna. Olması gerekene bir adım daha yaklaştık." diye cevap verdi.

"Çağın Işıkhan'ın kalbinin sahibini yok etmek eğlenceli olacak."


Bölüm sonu.

Sırlar ortaya çıkmaya başladı gibi.

Oylarınızı bekliyorum...
















Continue Reading

You'll Also Like

150K 14.7K 34
*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken...
2.7M 143K 16
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
808K 45.5K 37
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
782K 46.2K 66
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...