AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

By lenandre

336K 13.3K 387

KARAKTER TANITIMI ÖMÜR AYDEN Kitabımızın baş karakteri olan kızımız ünlü bir avukatın kızı. Her kitapta biraz... More

İlk Tereddüt
TEHDİT
YALANLAR
GÖNLÜM İSTERSE GELİRİM...
SEN KAŞINDIN, BEN DE KAŞIDIM.
BİR AN ÖLDÜM SANDIM.
İMKANSIZ...
BU DEFA SİL BAŞTAN YOK
ÖLMEK İSTEMİYORUM.
TEKİLA
KORKU
ÇOK ZORMUŞ...
MAVİ ORKİDELER
SEN BENİ NE SANIYORDUN??
YÜZLEŞME
ÇOK MUTLUYUM, ÇÜNKÜ...
GEÇMİŞTEN KALAN İZ
ECE MESELESİ
TANGO ( part )1
TANGO (PART 2)
ŞOK
ÖFKE
GELECEK BÖLÜMLERDEN BİR KESİT
SEYAHAT
İZİN VERME
DOLUNAY (part 1)
DOLUNAY(Part 2)
AĞRI
İSİMSİZ NOTLAR
ÇAĞIN, TUNA KİM?
AYRILIK
CEZA OLARAK SENİ GÖNDERMİŞ BANA
KISKANÇLIK
TELEFON
YENİ DOST
KESİT
NEFES
PATLAMA
TEK ŞANS
KÜÇÜK MİSAFİR
HALKA(+18)
KUTLAMA
TAŞINMA
BEKLEMEK
İYİ BİRİNE BENZİYORSUN
ENZO
KESİT
SAKIN BENİ BIRAKMA!!!
BEKLENMEDİK GİDİŞ
SARHOŞLUK
ÖZEL BÖLÜM
DAVET
BÜYÜK TANIŞMA
NİŞAN
GÜZEL ŞEYLERİN SONU OLUR MU??
DUYURU
DUYURU
KAN
EN BÜYÜK SIR
MUTLULUK
ÖZEL BÖLÜM 1
SU YÜZÜNE ÇIKMAYA ÇALIŞAN GERÇEKLER
KÜÇÜK UMUTLAR İÇİN BÜYÜK YALANLAR
BİTTİ Mİ HER ŞEY
GELECEK BÖLÜMDEN BİR KESİT
TUZAK
GALİBA ARTIK EVLİYİZ?
BAL VE AYI
DURMAK KELİMESİNİ UNUT!!
BÜYÜK SÜPRİZ
KIZ MI? ERKEK Mİ?
SENDE KİMSİN??
BAYAN ALEXİS
PLAN
ALEXIS'IN TUZAĞI

KÖTÜ GEÇMİŞ

4.3K 238 7
By lenandre

Multimedya bizimkiler :)

Şarkıyı dinleyin lütfen...

Lütfen okuduktan sonra oy vermeyi unutmayın, çünkü o küçük yıldız bana çok şey kazandırıyor, özellikle mutlu oluyorum ve ilham perilerim bana çok yardımcı oluyor.

Sizi çok sıkmadan bölüme geçeyim derdim ama son bir nokta var :)

Bu bölümde birazcık + 18 olacak, dikkat edin lütfen.

Hatam olursa  affedin lütfen...


ÖMÜR'DEN

Hastaneden çıkalı iki gün oldu ve bu iki gün inanılmaz eğlenceli geçti çünkü Çağın hep yanımdaydı. Sürekli beraber uyuduk, yemek yedik, Günceler geldi beraber tabu falan oynadık. Yani moralim hep yüksekti. 

Yanımda Çağın varken hep mutlu oluyorum, beni kendi dünyasının içine hapis ediyor bende bundan şikayetçi olmuyorum, farklı bir gezegeni var gibi. Eşi benzeri yok sadece ikimiz...

Onunla tanıştığım için ilk başta ne kadar kötüysem şimdi de o kadar iyiyim. Benim için hazırlanmış şifa veren bir ilaç her gün saat başı almam gerek. Her şeyimle ona o kadar alıştım ki bağımlı gibiyim ; nefes alırken bile onun kokusu bana can veriyor.

Ona kendimi sunmayı o kadar istiyorum ki, hayatımda bir avukat olmayı bir de tamamen ona ait olmayı bu kadar istiyorum. Kendimi hazır hissettiğim an gözüm kapalı bedenimi ona sunacağım.

Öpüşürken bile içimde büyük yangınlar çıkıyor onu daha çok istiyorum, ileri gitmeyi başardığımda kesinlikle küle dönüşürüm. Kana içmek istediğim su gibi... 

Onu bu kadar sevdiği saklamak bazen çok oluyor, elbette saklama nedenim saçma değil onun şımarmasını istemem.

Bugün ikimizde çok geç kalktığımız için gece geç saatler olduğu halde salonda koltukta yatıyorduk, daha doğrusu ben onun kucağında yatıyordum. Oda her zaman ki gibi saçlarımı öperek kulağıma güzel kelimeler fısıldıyordu.

"Sen bana canım dersin benim kalbim kaburgamın altına sığmaz."

Başımı kaldırıp yüzüne baktım "Can Yücel." dedim.

Kulağımın arkasına bıraktığı öpücük hücrelerimin alev almasını sağladı, nefesimi tutup dikilen tüylerimin düzelmesini beklerken "Seni çok seviyorum." dedi.

Hızlı bir şekilde ona uzandım ve dudaklarını  öptüm. Geri çekilirken "Beni çok sevme, hep sev." kollarını belime dolayıp kendine yapıştırdı beni.

Alnımdan başlayarak çeneme kadar öpücüklerle yüzümü süslerken her öpücüğünde kalbim kaburgalarımı parçalamak için sert bir atış gerçekleştirdi.

Ellerimle ensesindeki saçları çektim, başını biraz geriye yatırdım. Eğilip boynuna ıslak bir öpücük bıraktım, vücudu biraz titrese de aldırmadı. Sargı bezi olan koluma dilini sürttüğünde geri çekmek için hamle yaptım fakat izin vermedi.

Diliyle koluma ıslak bir çizgi çekerken kanım damarlarımda koşarak akmaya başladım. Kolumdan yukarı doğru çıktı çıktı ve boynuma ulaştı.

Nefesi boynuma çarptığı an kafam otomatik olarak geriye doğru gitti. Boynumu tamamen ona  sunmuş oldum.

Dilini ve dişlerini kullanarak boynumu talan ederken dişlerimi sıkmak zorunda kaldım. Neredeyse çıldırmak üzereydim hatta oda bunun farkındaydı ama bilerek beni zorluyordu. Tenimde oluşan acı ile birlikte çığlık attım ama çığlığım dudakları arasında kaybolup gitti. Dilini dilimle buluşturup beni derinlere gömerken karnımda gezinen karıncalar canımı yakmaya başlamıştı. Çağın tek harekette beni altına aldığında dudaklarımı hala benimkilerin üstündeydi. Bu dudaklar nasıl bu kadar tatlı, serin, ıslak ve...

Düşüncelerim yarıda kesildi, dudaklarım serbest kaldığında nefesimi düzene sokmak için baya uğraştım.Ağırlığını yaralı bacağıma vermeden kollarımı başımın üstüne kaldırdı, koltuğa iyice yayılırken pantolonun önündeki şişlik gözüme çarptığı için sesli bir şekilde yutkunma gereği duydum.

Çağın gözlerini gözlerime sabitleyip "Sorun yok." dediğinde dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Çağın tek elini tişörtümün eteklerine götürürken gözlerini benden bir an olsun ayırmadı, bir nevi izin istediğini varsayarak gözlerimi kırptım. Tişörtümün eteklerini kaldırdı, boynuma kadar sıyırıp elini çekti. Eğilip karnımı öptüğünde karnımdaki karıncalar çoğaldı ve işkence etmeye başladılar.

Belimi havaya kaldırıp büktüğüm de ıslak bir öpücük daha karnıma değdi. Başımın üstünde tek eliyle tuttuğu ellerimi bırakmak yerine daha da sıktığında acı ve zevk karışımı bir inleme dudaklarımdan kaçtığında Çağın sinsi bir gülümseme ile bana baktı. 

Tam rahatladım diye düşünürken dişlerini karnıma sürttü, boğazımdan neredeyse hırlamaya benzer bir ses çıktığı için Çağın kahkaha atarak "İşte beni asi avukatım." diye tısladı.

Dişlerim sıkılıyken "Seni öldürürüm." diye bir tehdit savurdum.  Kollarımı kurtarmak için hareket ettiğimde "Cık cık." diyerek beni durdurdu.

Elini eşofmanımın üstünde hissettiğim an yanaklarım vücudumda depar atan kanım yüzünden sıcakladı. 

Parmakları becerikli bir şekilde ipi çözerken nefesimi tutarak beklemeye başladım. İp tamamen çözüldüğünde başını kaldırıp tekrar bana baktı.

Hırıltılı bir şekilde" İleri gitmeyeceğim, söz." dediğinde başımı sallamakla yetindim. Eşofmanım bacaklarımdan inerken derin bir nefes aldım.

Çağın önce yaralı olan bacağımın iç kısmını öptüğünde bir an başım döndü ve karanlığa gömüldüm. Bütün bunları nasıl ayna anda bana yapabiliyor.

Bütün vücudum ayrı bir şekilde tepki gösteriyordu, kasıklarıma girmeye başlayan iğneler bana bir mesaj vermeye çalışıyor galiba. 

"Ömür iyi misin?" kapalı olduğunu yeni far ettiğim gözlerimi açtım, küçük benekler etrafta uçuşurken "Bilmiyorum." diye mırıldandım.

"Durma mı ister misin?" sinirlerim bile jole kıvamına gelmişken duracağım mı dedi bu? Ben mi yanlış anladım.

"İşini yarıda bırakmaktan hoşnut kalırsan neden olmasın?" dediğimde gözlerinde bir kıvılcım çaktı. Pişman olmaktan nefret ediyorum.

Dikkate almadım, beynim bile uyuştuğu için sadece gözlerimi kapatıp beklemeye başladım.

Ayni saniyede iç çamaşırımdan gelen yırtılma sesiyle koltukta doğrulmaya çalıştım. Kollarımı başımın üstünde durmaya devam ediyordu ve bu hiç de güzel bir şey değildi. Bu durumdayken onlara çok ihtiyacım var.

Çağın "İşimi yarıda bırakacağım öyle mi?" diye hırladıktan hemen sonra başını hassas noktama yönlerdi bu gözlerimin önünde şimşeklerin çakmasına neden oldu. Belim koltuğun üstünde kıvrılırdı, kalkmaya çalıştım. Çağın eliyle hiç zorlanmadan karnıma baskıuygulayarak beni geriye  yatırdı.

Dili resmen içime girip çıkıyordu.

İşkence gibiydi.

Hücrelerim çığlık çığlığa tepinirken ağzımdan çıkan inlemeler salonu doldurdu. Dilini ustalıkla kullanırken nefesim tükenmeye başladı. Artık altında zevkten çırpınıyordum. Bir türlü rahatlamama izin vermediği için gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Vücudum terden sırılsıklam oldu ve başımın etrafında minik Çağınlar dönerek benimle dalga geçmeye başladılar. Resmen kafayı yedim, adam orgazm edeyim derken beynimi söktü aldı iyi mi? 

Başım fena halde dönüyordu, bu adam niye durmuyor artık. Kaslarım bana isyan ederek sızlamaya başladıklarında tam pes ederken dilini öyle bir yere sürttü ki. Vücudum milyonlarca parçaya dağıldı.

Çığlığım dışarıdan bile duyulmuş olmalı ki evin içinde ayak sesleri yankılandı. Yakınımdan gelen boğuk seslere odaklanmaya çalıştım ama başımı bile kıpırdatamadım için sadece bekledim. Nefesim düzene girdiğinde gözlerimi yavaşça araladım. 

İlk gördüğüm yüzünü bacaklarıma gömmüş derin derin nefes alıp veren Çağın oldu. Hala tuttuğu kollarımı oynattığımda nihayet serbest bıraktı. Bacaklarımdaki sıcak ve yoğun ıslaklık biraz utanmama neden olsa da sesimi çıkarmadım. Uyuşan bileklerimi ovalarken bacaklarımdaki ağırlık azaldı.

Çağın başını kaldırmış bana bakıyordu, dudakları yukarı doğru kıvrılırken beklemediği bir harekette bulundum, sağlam bacağımı kaldırıp ona tekme attım.

"Ahh!" kıvranarak yere düştüğünde zorlukla koltukta doğruldum, tişörtümü düzeltim.

"Ben aynı şeyi söyledim biraz önce ama bağırarak, hayvan az kalsın tarihe geçecektim." burnumdan soluyarak oturur pozisyona geçtim. Belim dahil bütün vücudum bana isyan etti. 

"Ne için tarihe geçecektin güzelim?" derken yüzünü buruşturarak ayağa kalktı ve ben kahkahalara boğuldum.

Anlamaz gözlerle bana bakarken daha çok gülmeye başladım, vücudumdaki ağrıları bile unuttum. Çağın nihayet gözlerimin odaklandığı noktaya baktığında renkten renge girdi, etrafına bakınıp eline ilk geçen şeyi önüne koyarak az önce gördüğüm ıslaklığı örtmeye çalıştı.

Kendimi toparlamayı becerdiğimde "Demek ki orgazmdan sadece ben ölmeyecektim. Sevgilim ergenlere mi özendin sen?"

"Ömür sus lütfen, hepsi senin yüzünde zaten, ne diye beni kışkırtın ki? Sonra da hayvan. İyiymiş güzelim." bana doğru gelmeye başladığında biraz korksam da sesimi çıkarmadım.

Kollarını uzatırken omuzlarımı silktim "Git temizlen aşkım ondan sonra, gelir alırsın beni."

Çağın beni takmadan dibime geldi, eğildi ve bebekmişim gibi koltuktan kaldırdı.

Merdivenlerden çıkarken altımın çıplak olduğu gerçeğini yeni fark ettim. "Çağın." dedim. Adımlarını durdurmadan merdivenlerden çıkmaya devam etti.

"Ya dursana be!! Şey kaldı orada." dediğimde durup "Ney kaldı?" diye sordu.

"Bak bakalım üstümde ne yok?" çıplak bacaklarımı salladım.

"Bebeğim her şey tam, bir benim sıvım yok orada." elimi kaldırıp yanağına çarptım.

"Sapık mısın sevgilim, iç çamaşırım salonda kaldı. Ya sabah Sevda anne ve Samet görür çok utanırım. Ayıp olur."

Eğilip burnumun ucunu öperken "Sevda anne ne der biliyor musun? Ayıp yorgan altında olur."

Başımı omzuna koydum "Tabi bizde biraz önce saklambaç oynadık koltukta. Yürü gidip bulalım şu yırtık parçayı." merdivenlerden geriye indik ve salona girdik. 

"Nereye attın?" dudaklarını büktü.

"Nereden bileyim canım ben, o an ne yaptığımı bilmiyordum."

Sırıtarak "Evet onu biliyorum, iç çamaşırına boşalacak kadar kendinden geçmişsin çünkü."

"Çok konuşuyorsun asi avukat. İşte bak şurada sehpanın altına uçmuş." 

Elimde yırtık iç çamaşırımla beraber üst kata çıktık, odaya girerken Çağın "Banyo yapalım mı birlikte?" dediğinde kısa bir süre düşündüm.

"Beni yıkarsan kabul ederim."

Dudaklarını alnıma bastırdı. "Sana hayatındaki en güzel banyoyu yaptıracağım güzelim, çıkmak istemeyeceksin."

Kucağında banyoya girerken istem dışı kıkırdadım. Başımı boynuna gömdüm. İki dakika sonra ayaklarım yere değdiğinde lavabonun siyah mermerine zıplayarak oturdum. Çağın küvetinin suyunu açtıktan sonra bana doğru döndü.

Burnumun dibine kadar geldi, ter ve losyon kokusu burnumun deliklerinde ciğerlerime kadar indi. Çağın ellerini iki tarafıma yerleştirip beni kıskaca aldı. Burnunu burnuma sürterek "Hazır mısın?" diye sordu.

Beklemediği bir şey yapıp burnunu öptüm. Ellerini belime koyup tişörtümü sıyırmaya başladığında utanarak yüzümü yere eğdim.

Tişörtümün parlak zemin düştüğünü gördüğümde ortam sıcak gelmeye başladı. Kuruyan ağzımın içini ıslatmak için yutkundum.

Alnını alnıma dayarken dışarı verdiği nefesi yüzümü serinlettiğin de gülümsedim. Parmakları çıplak sırtıma değdiğinde ürpererek belimi geriye doğru kıvırdım.

Dudaklarını alnıma bastırdı "Şşşşttt!!" diyerek beni rahatlatmaya çalıştığında derin nefes aldım. İçimden rahatla diyerek kendimi duruma alıştırmaya  çalıştım.

Parmakları tahmin ettiğim şeyi sırtımda ararken dudaklarımı ısırıp gülmemek için kendimi sıktım. Sutyenimin kopçesi ön tarafındaydı ama Çağın hala ısrarla sırtımı yokluyordu.

Kollarını tutup "Burada." derken ön tarafımı gösterdim.

Ben kıkırdarken sabırsız bir şekilde kopçeyi açtığında diliyle dudaklarını ıslatarak bana tehlikeli bir mesaj ilettiğini farz ettim. Sakin bir şekilde kollarımdan askıları sıyırdım ve yere attım.

Kollarımı kaldırıp boynuna dolarken "Hazırım." dedim.

Beni kucağına alıp küvete doğru giderken içimde patlamaya başlayan kabarcıkları yok saymaya çalıştım. Ayaklarım sıcak suyu değdiğinde gıdıklandım. Küvete uzanıp Çağın üstünü çıkarmasını beklerken ona bakmamaya çalışarak köpüklerle oynadım. Avucumu köpük ile doldurup havaya attım. Su o kadar rahatlatıcı geldi ki. Şimdiden uykum geldi.

Çağın bacağını küvetin içine attığı an bakışlarım bacaklarında  yukarı doğru çıktı ve gördüğüm manzara karşısında boğazımdan yukarıya kızgın bir lavın çıktığını hissettim.

Ben az önce uykum geldi mi demiştim, kesinlikle hayır bu adam tıpkı bir heykel gibi taştan yontulmuş olmalıydı. Ona aşağıdan bakarken bile ne kadar sert olduğunu görebiliyorum.

Şu an çıkıp gitmeliyim , yoksa iyi şeyler olmaz,  evet bunu yapabilirim. Ellerimi küvetin kenarına koyup kalkmak için hareketlendiğim an Çağın suyu etrafa sıçratarak karşıma oturdu.

"Gel buraya asi avukat." bir insanın sesi bu kadar hipnotik olabilir mi? Ona doğru görünmez bir bağla çekildim.  Usul usul ona yaklaşırken beynim dahil bütün organlarım Çağın diye çığlık atmaya başladılar. Dudaklarına yaklaştığımda benden önce davranıp dudaklarımı hapis ettiğinde Dünya tersine dönmeye başladı.

O kadar sert öpmeye başladı ki ona ayak uydurmakta zorluk çekmeye başladım.  Ağzımı aralayıp diline yer açağım sırada Bacaklarıma değen sertlikle birlikte aniden geri çekilmek zorunda kaldım.

Küvetin diğer köşesine çekilirken yüzümün kızarmasını engelleyemedim. Üzgün bir sesle mırıldandım.

"Bundan nefret ettiğini biliyorum, ama yapamam, üzgünüm." küvetin dışına su sıçratarak çıktım. Kapının arkasındaki bornozu alıp üzerime geçirirken  gözlerimden akan  yaşları umursamadım. Banyodan çıkıp kendimi yatağa attığım an hıçkırıklarım odayı doldurdu.

Bazen yaptığımız hataların bedelini en mutlu anlarımızı kurban ederek  öderiz. Tıpkı benim yaşadığım. 

Asla unutulmayan anılar.

Yatağa yumruklarımı geçirerek bağırdım.

"Ondan nefret ediyorum."

İki güçlü kol beni sırt üstü çevirdiğinde gözlerimi sıkı sıkı kapattım. " Bence artık konuşmalıyız güzelim." dediğinde burnumu çekip başımı sallamakla yetindim.

Çağın yatağın başına yaslandığın yatakta emekleyerek yanına gidip başımı göğsüne koydum. Dudakları saçlarımın üstünde gezinirken derin bir nefes aldım.

"Yurt dışındayken sana bir ilişkim olduğundan bahsetmiştim, hatırlıyor musun?"

"Çok net hatırlıyorum." burnumu göğsüne sürterek kokusunu içime çektim.

"Uzun süreli bir ilişkiydi, ona güveniyordum. Barkın ondan çok hoşlanmıyordu ama ben seviyordum. Sonra bir gece onunla birlikte oldum, ilkimdi ve gençtim. Ertesi gün eve gittiğimde Barkın bana biraz kızdı. Benden evden ayrılıp ona gittim. Birkaç saat önce benim yattığım yatakta başka bir kadın vardı. Canım çok yandı, o yatakta benim değer verdiğim parçam var ama üstünde başkası yatıyordu. Kendimi aşağılanmış hissettim." 

Çağın buraya kadar sessiz bir şekilde beni dinledi. "Psikolojik olarak tedavi görmek zorunda kaldım. Bir daha asla toparlanamam sanmıştım fakat Barkın beni kendime getirmeyi başardı. Sonra babamın mesleğini yapma kararı aldım ve eğitime devam ettim. "

"Onu öldürmek istiyorum." sesi tıslar gibi çıktı.

"Bende istemiştim ama Barkın daha güzel bir yöntem buldu. Onu kısır bırakmış." ne kadar gülümsemeye çalışsam da gözümden bir damla çıplak göğsüne düştü.

"Keşke ilkim sen olsaydın, bu çok acı veriyor Çağın."

"Bu umurumda değil asi avukat, önemli olan artık benimsin ve bunu kimse değiştiremez. Bu o küçük kafanın her noktasına kazı." böyle bir konuda bile inatçı davranıyor.

"Bundan asla şikayetçi olmayacağım, senin olmayı seviyorum. Tamamen senin olmayı istiyorum ve olacak. Zamanı geldiğinde." başımı kaldırıp dudaklarına minik bir buse koydum.

Gözlerim kapanırken son duyduğum bana "Seni seviyorum asi." diye mırıldanması oldu.

Hafifledim.

Sevdiğim adamdan artık bir şey saklamıyorum.

Geçmişim canımı yakmıyor ve en önemlisi mutlu olduğum yerdeyim...


Bölüm sonu sevgili okuyucular.

Oy ve yorumlarını bekliyorum :)

Seviliyorsunuz:)














Continue Reading

You'll Also Like

631K 21.8K 63
"Anlıyorum çok iyi anlıyorum ben sizi, orda ne duygular içinde olduğunuzu anlıyorum." "Anlayamazsın öğretmen yaşamadan anlayamazsın en yakınını kaybe...
137K 6.9K 46
Biraz fazla içki içtikten sonra birinin yanında uyanmak bu çağda yeni ve sürükleyici bir hikaye değildi. Ama Korkut Mirzan'nın çarşaflarında uyanmak...
131K 9.4K 41
Gerçek Osmanlıyla bir alakası yoktur. iyi okumalar.
656K 40.7K 26
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...