''Dayağı yiyende benim annem!'' dedim. İtici gülüşünü sundu bana. ''Böyle daha mı iyi oldu Melih. Sen burda annen tek başına evde...'' Kokutucu bakışlarıyla yutkundum.

''Merak etme yakında çıkacağım burdan. O zaman görürsünüz siz'' Söylediklerimle kahkaha atıp arkasına yaslandı. ''O kadar emin olma'' Kaşlarımı sorarcasına çattım. ''Ne demek şimdi o?'' Yüzüme uzunca bakıp ayağa kalktı. ''Yakında öğrenirsin'' dedi ve kapıya gitti.

Ayağa kalkıp kolundan tutup durdurdum. ''Cevap ver! Ne demek istiyorsun?'' Kolunu hızla kurtarıp ''Eh yeter be! Gardiyanlar alın şu iti! Can güvenliğim yok!'' dedi gülerek. Arkamdan gelen ayak seslerini duyunca, kafamı çeviremeden biri beni arkasına çekti. ''Memnuniyetle!'' deyip amcamın yakasından tutup kapıdan çıkarıldığını gördüm. Bu Uğur'du. Amcam sinirle bağırırken yaka paça çıkarıldı. Kadir yanıma yaklaşırken ona baktım. Kafasıyla işaret verince onu takip ettim. Odadan çıkarken Uğur arkamızdan seslendi.

''Kadir abi!'' Kadir durup ona baktı. Ne demek istediğini anlayınca sinirle göz devirip beni buluştuğumuz odaya yönlendirdi. ''Aşıkların buluşmasına vesile oluyorum sevaba girerim dimi'' dedi beni gıcık edercesine. Söyledikleriyle yüzümü buruşturdum.

Kapıyı açıp beni içeriye soktu- pardon fırlattı...

''Gerizekalı adam!'' dedim dişlerimin arasından. Az sonra Uğur geldi odaya. ''Kimdi o?''

''Amcam.''

''Ne istiyor senden?''

''Mahkeme için gelmiş. Annem ifade verecek ya, ondan'' Söylediği her şeye cevap vermiştim. Bunun farkında olduğu için gülmemek için dudaklarını bir birine bastırdı. Bende ne yaptığımı anlayınca hafifçe öksürüp: ''Yani öyle havaya girme. Sinirli olduğum için cevap veriyorum'' dedim. 'Hıhı' diyip kafasını salladı. Konuyu değiştirmek için yanına yaklaştım. ''Telefon etmeliyim.'' Bir an afallayınca ''Kime?'' dedi. Sırıtıp: ''Sevgilime...'' dedim.

Anında sinirlenip kafasını yüzüme yaklaştırdı. ''Ne sevgilisi?'' diye tısladı. Göz devirip avucumu açtım. ''Anneme kime olacak?'' Rahatlayan ifadesine baktım. Kafasını sallayıp telefonu çıkardı. Dışarı çıkacağı esnada neden yaptığımı bilmeden ''Şey... Telefon edip Kadir'e mi vereyim...'' dedim. Düz olan bakışları kısıldı. Gülümseyerek: ''Hayır geleceğim şimdi konuş sen.'' dedi ve kapıyı açıp çıktı.

Yüzüm ısınmıştı biraz kendimi yelleyip sesimi çıkartmaya çalıştım öksürerek. Kendime gelince annemin numarasını tuşladım. Az sonra açılınca annemin yorgun sesini duydum.

''Alo Melih.''

''Anne... İyi misin? sesin kötü geliyor.'' Burun çekme sesi gelince ağladığını anladım.

''İyiyim yavrum sen nasılsın?'' Amcamın geldiğinden bahsetsem mi bilemedim. Onu üzmek istemiyordum. ''Şey anne...''

''Bir şey mi oldu Melih?''

''Amcam-'' Sözümü  tamamlamadan atıldı: ''Ne yaptı o şerefsiz!? Oraya mı geldi.''

''Evet. Sana söylemiş miydi geleceğini?'' Nefes sesleri geliyordu. Sinirlendiğini anlıyordum. ''Allah'ın belası!'' dedi.

''Anne mahkemeye gelebileceksin değil mi?'' Artık 'geleceksin' değil de 'gelebilecek misin' diye soruyordum. Çünkü o insanların anneme bir şey yapmasından korkuyordum.

Annem ise benimle aynı ikilemi yaşıyormuş gibi bir süre sustu. ''Evet oğlum geleceğim.'' dedi.

Bir süre daha konuşup telefonu kapattım. Sinirle saçlarımı çekiştirdim. O sırada telefona mesaj geldi. Birtanem yazıyordu. Kapıya bir bakış attım. Daha gelmemişti. Ses de gelmiyordu. Mesaja tıklayıp tıklamakta kararsız kaldım. Ama okursam anlayabilirdi. Telefonun üst bildirimler kısmından bakmaya çalıştım. Bu yaptığım yanlıştı ama kendimi durduramamıştım.

MAHKUM | bxbWhere stories live. Discover now