Final

21.7K 1.1K 708
                                    

16.01.2021

***

4-5 yıl sonra

Elimde ki boyalarla aşağı kata inerken annem mutfakta kaynanamla dedikodu yapıyordu.

"İşte sonra bizim komşunun kızı-"

"Bak gidip söyleyeceğim he şu kıza!" Diye uyardım onları. Annem bana göz devirdi. "Sus bakayım! Dünürümle az bi dedikodu yapıyoruz ne var bunda?" Dedi. "Sude duyduklarını herkese anlatıyor. Gider komşunun kızına anlatırsa görürsünüz siz" Bana şokla bakarken ben sırıtıp bahçeye çıktım.

Boyalarla ağaç evin önüne gelip gülümseyerek baktım. Küçük evden kafasını uzatan Efe 32 diş güldü. "Baba içi kocaman oldu!"

"Aferin size. Bak boyaları da getirdim." İçeriden Zeynep çıkıp kafasını uzattı. "Baba hepimiz sığmayız ki" dedi. Kafa sallayıp etrafa baktım.

Benimki etrafta yoktu. "Baba 2 orada" dedi Efe. Çocuk tabi alışmakta zorlanınca bize numara takmıştı. İlk bana baba 1, Uğur'a baba 2 diyordu. Sonra 1'i çıkarıp sadece baba demeye başladı ama maalesef Uğur baba 2 olarak kaldı.

Uğur emekleyerek çimlerde yürürken Sude sırtına çıkmış kahkahalarla gülüyordu. "Daha hızlı babiş"

"Saçımı çekme bari yaa" Uğur ağlamaklı bir ses çıkarınca Sude daha da büyük bir kahkaha attı. Sonunda ağaca yaklaşınca Sude'yi kucağıma alıp yanaklarını öpücüklere boğdum.

Uğur ayağa kalkıp boynuma bir öpücük kondurdu. "Boyamaya başlayalım mı?" Önerisiyle kafamı salladım.
Sude'yi yukarı çıkarıp küçük boya kutularını onlara verdim. "Biz merdivenleri boyayalım." dedim Uğur'a bakarak.

Kafasını sallayınca diğer boya ve fırçaları da alıp boyamaya başladım.

Çocuklar gülüşerek, arada birbirlerinin yüzünü boyayarak işlerini yapıyorlardı.

Bu şekilde onlara iş vermeyi seviyordum. Daha sorumluluk sahibi yetiştirmekti amacım.

"Şuraya yetişemeyeceğim sanki?" Uğur bana bir bakış atıp dizleri üzerine çöktü. Omuzunu işaret edince şaşırdım. "Ölürsün yavrum" dedim. Çocuklar kıkırdarken o da güldü. Omuzuna vurup: "Hadi" dedi.

"Benden günah gitti." Deyip omuzlarına oturdum. Bir anda kalkınca dengemi sağlayamadım. Düşecek gibi olsam da ayaklarımdan tuttuğu için bir sorun oluşmadı. Tabi ufak bir çığlık atınca çocuklar kıkırdamaya başlamıştı.

Sonunda denge sağlanınca ben üst kısımları boyarken o merdivenleri boyamaya devam etti.

"Hey! Orayı baba 1 yapacak." dedi Efe resim çizmeye çalışan Sude'ye.

"Baba 1 ne oğlum" Efe omuz silkince Uğur güldü. "Ohh iyi olsun sana. Bana da baba 2 diyor"

O gülünce ben de güldüm.

Çocuklar kahkaha atarken ben Uğur'un omuzunda boyamaya devam ediyordum. Arada çocukları güldürmek için düşürüyormuş gibi yapıyordu. Ben çığlık çığlığa bağırırken onlar kahkahalarla gülüyordu.

"Alacağınız olsun" dedim yalancı bir sinirle. Efe karnını tutarak gülerken Sude adeta çığırıyordu. Zeynep ise biraz daha olgun bir çocuk olduğu için gülüşünü gizlemeye çalışıyordu.

Onlara bakıp iç çektim. Hepsini o kadar çok seviyordum ki. Uğur da, ben de öyle alışmıştık ki onlara...

Zeynep 10, Efe 6, Sude 4 yaşındaydı. Üçü de kardeşti. Anne babaları ölünce yetimhaneye verilmişlerdi. Normalde biz almasak Efe'yi bir aile, Sude'yi bir aile alacaktı. Zeynep ise 'büyük' olduğu için kimse almak istememişti. Yani o kardeşlerinden ayrı 18 yaşına kadar yetimhanede kalacaktı.

MAHKUM | bxbWhere stories live. Discover now