Kırkyedi

15.8K 1K 329
                                    

12.01.2021

***

Asansörden çıkıp kapıya vardım. Önce zile bastım ama açan olmadı. Evde olacağını söylediği için şaşırmıştım. Cebimden yedek anahtarı çıkarıp açtım kapıyı.

''Ben geldim!'' Etrafa bir bakış attım. İçeriye girdiğimde ilk anda görmedim ama sırtı bana dönük koltuğa ilerlediğimde Uğur'un uzandığını gördüm. Neden kapıyı duymamıştı acaba?

Yanına ilerlediğimde yanaklarının kızardığın gördüm. Hafif bir ateşi vardı. ''Uğur... Uğur kalk!'' Hafifçe araladı gözlerini. Geri kapatınca tekrar dürttüm. Oflayarak doğruldu. ''Ateşin var.''

''Ilık duş aldım. İlaç da içtim bir şeyim yok.''

''Çorba yapayım mı sana?'' Kafasını iki yana salladı. Yanakları pembeleşmiş, saçları dağılmış ve uyuduğu için hafifçe şişmiş yüzüyle çok sevimli gelmişti. Dayanamayıp dudaklarına öpücük kondurdum. Sonra oradan yanaklarına ve boynuna doğru devam ettim. Kulağına gelip öpünce kıkırdayıp geri çekti. Buradan huylanıyordu.

Koltuğa tekrar uzanıp beni yanına çekti. Bedenimin yarısı üste gelece şekilde uzandım. ''İyi olduğuna eminsin değil mi?''

''Evet dedim ya Melih.''

"Sen kolay kolay hasta olmazsın. Nasıl oldu bu?"

"Robot muyum ben Melih!?" Hasta olunca ayrı bir gıcık oluyordu. Sinirle yerimde doğruldum. "Gıcık gıcık konuşma!"

Koltuktan kalktığımda kolumdan çekip tekrar yanına oturttu. "Tamam trip atma özür dilerim." Belime sarılıp boynuma gömdü yüzünü. Sıcak nefesini vererek öpmeye başladı.

"Neyse ki artık özür diliyorsun." Dudaklarının gerilmesinden güldüğünü anladım. Belimde olan elini, tişörtümün içinde sokup etimi sıktı.

Acıyla inleyip saçını çektim. Bir anda kaşlarını çatıp yüzünü kaldırdı. Ben sırıtırken dudaklarıma yaklaşıp ısırarak öpmeye başladı.

Kendimi biraz aşağıya çekip bacaklarının arasına girdim. Ağırlığını üstüme verip öpmeye başladı. Bir eli hala belimdeyken diğer elini pantolonumun üzerinde aletimi okşamaya başladı.

Ağzının içine inlerken kendini bana sürtmesiyle saçlarına asıldım. Her şey iyi giderken çalan kapıyla homurdanarak geri çekildi. "Kim bu anasını satayım!" Üzerimden doğrulduğunda bir anda dengesini kaybedip koltuğa tutundu.

"Sen dur ben bakarım." deyip hızla üstümü düzelttim. Kapıya gidip delikten baktım. Ona bakınca kaş göz işareti ile kim olduğunu sordu.

"Annen ve kardeşin."

"Ne?" Omuz silkip kapıyı açtım. "Hoş geldiniz." Kısa süreli şaşkınlık yaşayan kadın sonra kocaman gülümseyip bana sarıldı.

"Hoş bulduk oğlum." İçeriye girerken Selin de bana sarıldı.

"Hoş geldin anne." Annesi gidip Uğur'a sarıldı. "Oğluşum ne bu halin?"

"Bir şey yok hafif bir soğuk algınlığı."

"İlaç aldın mı?" Uğur kafasını sallayıp koltuğa oturdu.

"Ben çay yapayım bari." Selin kalkıp mutfağa gidince ben de ayağa kalktım yardım etmek için. "Sen gel bakayım buraya." Annesi çağırınca tedirgince baktım. Yanındaki koltuğa vurdu eliyle.

Yanına gidip oturdum. "Nasıl gidiyor dükkan işi?"

"Tadilat bitti. Yarın taşınacağız." Kafa sallayıp Uğur'a baktı. "Amcan çok bozuldu dükkanı verdiğini öğrendiğinde." Uğur omuz silkti. "O salak damadının açtığı 4. iş yeri olacak anne. Aptal olmasa öncekileri batırmazdı. Bence artık uğraşmasın." Annesi kıkırdayınca o da güldü. "Ay zaten kira filan da vermezdi." dedi burun kıvırarak.

MAHKUM | bxbWhere stories live. Discover now