Özel Bölüm

15.4K 828 357
                                    

500k ya özel gelsinn 🎉✨ Keyifli okumalar bebekler...🖤

Arabadan inip binaya doğru yürümeye başladım. Bugün çocukları alma sırası bendeydi. Bahçe kapısından girip zili çaldım. Az sonra açılmış ve apartmana giriş yapmıştım. Öğretmen direkt kapıya çıkmış ve bana gülümsemişti.

''Çocukları getiriyorum Melih bey.'' Başını sallarken ellerimi cebime koyup rahat bir tavırla etrafı incelemeye başladım. Binanın belirli bir katı kullanıldığı için duvarlara öğrencilerin yaptıkları resimleri ve diğer el işlerini asmışlardı.

Ben duvarı izlemeye dalmışken merdivenlerden gelen ayak sesleriyle bakışlarımı oraya çevirdim. Siyah takım elbise giymiş, tuhaf mizaçlı bir adamdı. Beyaz yakalı olduğu belliydi. Bakışlarında ki soğukluk dikkatimi çekmişti.

Ben onu izlerken Efe ve Sude kapıya çıkmıştı. ''Baba!!!'' İkisi aynı anda çığırınca yüzümü buruşturdum. Sanki sabah değil de aylar önce ayrılmış gibiydik. ''Gelin bakalım.''

''Baba bugün okulda pembe kağıtlarla ördek yaptık.'' Sude heyecanla konuşunca Efe ona burun kıvırdı. ''O ördek miydi ki?'' Sude hızlı hızlı kafasını sallayınca Efe salına salına merdivenlere ilerlemeye başladı. Neydi bu şimdi?''

''Baba benimle alay etti.''

''Sanırım.'' İyice salak Kubi'ye benzemişti. ''Baba ıstakoz yemeye gidelim mi?''

''Göstereceğim ben sana ıstakozu!'' Arsız oğlum kahkaha atarken bakışlarım kapıya çevrildi. Sarışın küçük bir kız kapıya çıkıp az önceki adama gülümsedi. Adamın sert mizacı bir anda gitmiş, yüzü geniş bir gülümsemeyle kaplanmıştı.

Kafamı çevirip Efe'nin yanına ilerledim. Dışarıya çıkıp arabaya yürüdük. Sude'yi koltuğa yerleştirip Efe'nin kolundan tutarken, Efe o küçük kıza el salladı. ''Görüşürüz Çiçek.''

''Görüşürüz.'' Küçük kız aynı şekilde el sallayıp ilerlerken adamın bakışları bana kaydı. Bu herifte kesinlikle bir şey vardı.

***

Arabanın kornasını çaldığımda bahçede arkadaşlarıyla konuşan Zeynep onlara el sallayıp arabaya koştu. Ön koltuğa binip yanağıma öpücük kondurdu. Saçlarını okşayıp kemerini bağlamasına yardımcı oldum.

''Nereye gidiyoruz baba.''

''Arda'nın evine.''

Efe ve Sude çığlık attılar. Efe, Kubi'nin geleceğini bildiği için, Sude ise Mert için çığlık atmıştı. Kızım maalesef ki Mert'e aşıktı. Ne ara olduğunu biz de anlamamıştık. Onu her gördüğünde gözleri parlıyordu. Mert'in de onu çok sevip sürekli öpücüklere boğmasıyla zavallı kızım ümitlenmişti...

Otur oturduğun yerde. Daha kaç yaşındasın sen! -diyemiyordum tabi-

''Baba şarkı aç!'' Çocuklar çığırınca mecburen beyin yakan şarkılardan birini açtım. Yol boyu bu ve muadili şarkıları dinleyip, beynimin kulaklarımdan akmasını sağlıyordum.

Sonunda Arda ve Mert'in evine varmıştık. Sitenin otoparkına girip arabayı park ettim.

''Hadi bakalım.'' Arabadan çıkıp çocukları da çıkarttım. Asansöre girip kata ulaştık. Kapıyı çalarken üçü de sabırsızca zıplıyordu. Ne vardı bu kadar sevinecek...

Az sonra Mert kapıyı açmıştı. ''Kubi geldi mi?'' Mert, gelir gelmez kankasını soran oğluma kafasını iki yana sallamasıyla, Efe göz devirip salına salına içeriye girdi. ''İnsan bir selam verir.'' Sude kafasını göğe kaldırıp Mert'e baktı ve el salladı. Mert anında 32 diş gülüp kızımı kucağına alırken Zeynep'in de saçını okşayıp başına öpücük kondurdu.

MAHKUM | bxbWhere stories live. Discover now