Kırkaltı

15.2K 1K 330
                                    

11.01.2021

***

''Oy benim canım, yaralı ceylanım..!'' Hakan bağıra bağıra şarkı söylerken göz devirmeden edemedim. Sevgilisinden ayrılmıştı. Hadi hep beraber tepeye çıkalım demişti. Uğur ve Mert'i de çağırmış, çerezleri biraları alıp çıkmıştık.

''Ne ara sevgili yaptı ne ara ayrıldı.''

''Bir tane sevgilisi var. Her ay mutlaka 4 kere ayrılıp barışıyor'' Uğur gülünce bende güldüm. Yandan Mert'e bir bakış attım. Arda ile sohbet ediyordu. Mutlu görünüyordu. Onu öyle görünce nedense bende mutlu olmuştum.

Hakan bağıra bağıra şarkı söylemeye devam edince Kubi dayanamayıp ayağa kalkmış ve kafasına vurmuştu. ''Ulan bari duruma göre şarkı söyle. Yaralı ceylanım ne?''

''Ne ya? Ahmet Kaya seviyom'' Kubi göz devirip telefonu aldı. Yanlarında küçük hoparlör de getirmişlerdi. Kubi oynak bir şarkı açınca Hakan göz devirdi. Tuna'nın elinden tutup oynamaya başlayınca Hakan bir süre boş ifadeyle baktı ona. Sonra bir anda kıvırmaya başladı. Tam bir geri zekalıydı. 

''İradem maksimum 10 saniye filan.'' dedi bizim güldüğümüz görünce. Kubi elini salladı. ''Siktir anasını ya! O salak kız senin gibi acı çekiyor mu acaba?''

''Çekiyordum ama artık çekmiyorum'' Arkadan bir ses duyunca şokla oraya baktık. Hakan'ın sevgilisi sinirle ona baktı. Hakan koşup beline sarıldı. ''Kelebeğim!''

Koca adam ne hallere düşüyordu anasını satayım...

''Sus aptal! Nasıl oynarsın ya!'' Kubi öne çıkıp süslü püslü arkadaşlarını gösterdi. ''Canım sen ne diye geldin acaba? Bu kadar süslendiğinize göre siz de eğlenmeye çıkmışsınız.'' dedi alayla bakarak. Kız rahatsızca yerinde kıpırdandı. ''Şey... hikayede gördük bir gelelim dedik. Konuşmak için yani.''  Hakan anında ellerini tuttu. ''Konuşalım kelebeğim.'' dedi. 

Kız ilk ellerini çekip göğsünde birleştirdi. Ama o da dayanamadığı için omuzlarını düşürüp sırıttı. Elinden tutup az ileriye gidip oturdu Hakan ile.

Onlar konuşurken Kubi diğer 2 kıza baktı. ''Canım gel bira ikram edeyim sana.'' dedi eliyle yaptığı ortamı gösterirken. Düz olan bir tarafa örtü sermiş, yiyecek ve içecekleri oraya koymuştuk. Küçük minderler koyup oturuyorduk.

''Tabi'' dedi arkadaşını peşinde sürükleyip oturdu. Yanımıza gelince bakışları bize kaydı. Uğur'da biraz daha uzun süre kalınca kaşlarımı çattım. Yolarım kızım seni..!

''Lan! Biriniz 2 bira getiriversin be!'' Arda seslenince Kubi ve Tuna'ya baktım. İkisi de kızların içine düşecekti. Hakan desen hala arkada kızla konuşuyordu. Oflayıp ayağa kalktım. 

2 bira, ve cips alıp yanlarına gittim. ''Eyvallah kardeşim.''

''Yanımıza gelin sizde'' dedim. Ayrı gayrı olmuyordu. Arda tereddütle baktı Mert'e. Mert ise sevindiği belliydi. Ama belli etmemeye çalışarak kafasını salladı hafifçe.

''Tamam geliriz birazdan'' dedi Arda. Arkamı döndüğümde gördüğüm görüntü ile kaşlarım çatıldı. Kızlardan biri benim yerime yani Uğurumun yanına oturmuştu.

Benimki ne kadar uzaklaşsa kız o kadar yakınlaştırıyordu minderini. Sonunda Uğur bıkkınlıkla oflayıp: ''Bu şekilde uçuruma kadar yolu var'' deyince kız utanıp minderini arkadaşının yanına çekti. Ama hala yakındı. Sinirle Uğur'un yanına gittim. ''Ay senin minderini de aldım kusura bakma'' dedi kız. 

Samimiyetsiz bir tebessüm gönderip kendimi Uğur'un kucağına attım. Tuna ile konuşurken hiç yargılamadan bacağını biraz daha açıp daha çok yayılmamı sağladı. Tek kolunu belime sarıp sohbete devam etti. Kıza bir bakış atarken şokla bizi izlediğini gördüm.

MAHKUM | bxbWhere stories live. Discover now