On

35.8K 2K 963
                                    

05.11.2020

***

''Melih! Ziyaretçin var'' Yerimden kalkıp gardiyanın yanına doğru yürüdüm. Kim gelmişti acaba? Muhtemelen arkadaşlarımdan biriydi.

Kapıdan çıkıp görüş odasına doğru yürürken Uğur'u gördüm. Bana bir bakış atıp önüne döndü. Odaya girdiğimiz de etrafı taradım. Beklediğim kişiyi görünce gülümsedim.

''Arda!'' Arda kafasını çevirip bana baktı. Gülümseyerek yanına gittim. Kısa bir süre kucaklaşıp yerimize oturduk.

''Nasılsın Melih? Yemek filan yemiyor musun? Çökmüşsün lan!'' Sona doğru gülmesiyle göz devirdim.

''Sağ ol kardeşim çok moral verdin.'' Kısa bir gülüşmenin ardından ciddileştik. Ben kısaca durumumdan bahsedip, asıl gelmek istediğim konuya geldim.

''Annem nasıl Arda? Telefonla konuşuyorum ama her şeyi söyleyemiyor gibi...'' Kısa bir nefesten sonra gözlerimin içine baktı.

''Amcan olacak şerefsiz yüzünden evde hapis hayatı yaşıyor Melih. Yani senden bir farkı yok. Arada bahçeye çıkardıklarında gizli gizli konuşuyorum. Yoksa gösterdikleri yok. Buraya geldiğimi biliyor. Selam söyledi.'' Duyduklarım ile üzüntüyle baktım arkadaşıma.

''Aleyküm selam. Sende selam söyle Arda.'' Arda kafasını sallayıp kolumu sıvazladı.

''Kardeşim, bak avukatla filan konuşalım diyorum. Kimde iletişim numarası vardır? Bu böyle olmayacak. Anneni alıkoyuyorlar resmen. Yakında mahkeme var. Ya aleyhine bir ifade verirse.''

''Annem öyle bir şey yapmaz Arda.''

''İsteyerek demiyorum zaten. Zorla...''

''Annem kendi canına kıyar yine yapmaz. Gerçi ona bir şey olmasındansa burada ömür boyu kalmayı tercih ederim.''

''Konuşma öyle. Merak etme kurtaracağız seni.'' Arda'ya gülümseyip elini sıvazladım. O ise saçlarımı karıştırıyordu.

''Yapma lan!'' Elini savurup gülüşmemiz üzerine etraftakiler bize baktı. Ama gelen aileler de durumu anlayıp gülerek önlerine döndüler. Sonuçta burada ki herkes sevdiklerini görmeye geliyordu. Ve bu ufak temaslar sayesinde mutlu oluyor, özlem gideriyorduk.

İzlendiğimi hissettiğimde kafamı kapıya çevirdim. Uğur sinirli bir şekilde buraya bakıyordu. Sinsice sırıtıp Arda'ya döndüm. Yüzünü ellerim arasına alıp yanaklarını sıktım. Bunu hep yaptığım için gülerek ellerimden kurtulmaya çalıştı.

''Lan dur!'' Uğur iti kudurarak bize gelmeye başladı. Yanımızdan geçip yavaşça yürümeye başladı.

''Melih!'' Arda'nın gülerek ismimi söylemesi üzerine son darbeyi yaptım.

''Ama bebeğim özledim seni'' Anında duran Uğur kaşlarını çatarak bana baktı. Ohh iyi olsun sana...

''Oğlum yanlış anlayacaklar. Bebeğim filan...''Gülerek gözlerine baktım. İfadelerime gülüp sessizce yüzüme yaklaştı.

''Hayırdır lan bana mı yürüyon?'' Dedikleriyle kahkaha atıp kafamı masaya gömdüm. O da gülmeye başlayınca birkaç kişi bize baktı.

''Bak erkeklerden hoşlanıyor olabilirim ama sen kardeşimsin Melih'' dedi. Evet Arda eşcinseldi. Arada bizimkiler bunun şakasını yapar bana yürüme derlerdi. Her ne kadar gülse de, Arda'nın buna sinir olduğunu bilirdim.

''Yok kardeşim sen benim dünya ahiret bacımsın'' deyip elimi göğsüme koydum. Gülerek kafama vurdu.

''İt!'' Uğur anında yanımıza gelip elini tuttu.

Arda'nın elini geriye doğru savurunca ikimiz de şaşkınlıkla Uğur'a baktık.

''Mahkumlara vuramazsın! Yoksa o elini-''

''Ee tamam Uğur bey arkadaşım o şakalaşıyorduk'' dedim sözünü keserek. Bana bir bakış atıp tekrar Arda'ya döndü. Şaşkınlıkla Uğur'a bakan Arda ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Daha fazla dikkat çekmemek için uzaklaştı Uğur.

''Kim lan bu lavuk?''

''Bana aşık. Ondan kıskandı. Sen vurunca da kıyamadı her halde...'' Yüzüme bakıp dondu. Sonra dudakları titremeye başladı. Kendini tutuyordu mal. Zaten dayanamayınca kahkaha attı.

''Sus ulan attırıcan kendini'' dedim. Bize bakan insanlara tebessüm edip 'Bu da böyle bir insan ne yaparsın' şeklinde mimiklerle ifade ettim kendimi. Yani bence anlamışlardır...

Arda hala gülerken içeriye Mert girdi. Masaya oturup ziyaretçisini beklemeye başladı. Bana doğru bir bakış atıp karşımda ki Arda'ya değdi gözleri.

Arda'ya baktığımda bakışlarına karşılık verdiğini gördüm Mert'in.

''Kim bu?'' Dedi bana bakarak.

''Mert. Bizim koğuştan.'' Tekrar Mert'e bakıp beğeniyle süzdü.

''İyi parça'' dedi ve göz kırptı. Mert anında rahatsızca kıpırdanıp bakışlarını başka yöne çevirdi.

''Sevdiği var. Ama merak etme o da erkek seviyor. Yani onu unutursa sana ayarlarım'' deyip sırtına vurdum. Gülerek elimi itti.

''Yok kanka ben mapus yolları gözleyemem. Bulurum başka birini.''

''Sen bilirsin?'' Arda bana bir bakış atıp piç sırıtışıyla:

''Ama yakın zamanda çıkarsa haber ver. Karşılamaya gelirim.'' dedi. Beraber gülerek Mert'e baktık. Kendisine baktığımızı gören Mert sinirle soluyup bize baktı. Sonra ziyaretçisi gelince gülümseyerek ayağa kalktı. Yaşlı bir kadındı. Annesi diye düşündüm.

Arda tekrar bana dönünce sohbet etmeye devam ettik. Keyifli geçen saatlerden sonra ayrılma vakti gelmişti. Vedalaşarak gardiyanla koğuşa doğru adımladım. Karşı koridordan gelen Uğur sinirle bana bakıyordu. Yanıma gelip beni biraz arkaya çekti. Hâlâ yürüyordum ama daha arkada olduğum için bizi duyamıyorlardı.

''Kimdi o?'' heh! bende bunu bekliyordum...

''Sana ne?''

''Bana bak!'' Kolumu tutması ile sinirle ona baktım. Hızla çekip:

''Sen kimsin de bana karışıyorsun? İki öptün diye helalin mi oldum. Özel hayatıma karışamazsın'' deyip hızla öne doğru gittim. Arkamdan sinirle tepindiğini tahmin edebiliyordum. Zafer gülümsemesiyle koğuşa girdim. Oh olsun sana... Malı bellemişti beni it!

Yatağıma gidip uzandığım esnada Mert içeriye girdi. Yanıma gelip tepemde durdu.

''Ben de günlük dozum olan Mert ve sorguları kısmına ne zaman geleceğiz diye düşünüyordum.'' dedim ve yatağımda oturur pozisyona gelip yüzüne baktım.

''Dinliyorum seni Mert.'' Göz devirip yanıma oturdu.

''O çocuk kimdi?''

''Sen de mi ya!'' Kaşlarını çatıp bana yaklaştı.

''Başka biri daha mı sordu?'' Uğur'un adını vermeyeceğim için kafamı iki yana salladım.

''Bir arkadaşım. Niye sordun?''

''Neden bana bakıp gülüyordunuz?''

''Çok komik bir suratın var ondan'' deyip yavşak yavşak güldüm. Sinirle kolumu tutup:

''Ulan benin senin-'' dedi. Anında ciddileşip kolumu kurtarıp ben onun kolunu çevirdim. Acıyla kasıldığında kulağına yaklaştım.

''Bana bak Mert efendi. Benimle arkadaşınmış gibi konuşup hesap soramazsın. Artık seni koruyacak kimse de yok. Ayağını denk al!'' deyip kolunu savurdum. Sinirle ve üzüntüyle suratıma baktı. Muhtemelen Uğur'la ayrıldığı aklına gelmişti.

Ayaklarına yere vura vura yatağına gitti. Bıkkınlıkla nefes verip yatağa uzandım tekrar. Ergenlerle uğraşıyordum amınakoyiyim

MAHKUM | bxbKde žijí příběhy. Začni objevovat