Aynı evi satın alıp inatla aynı çatı altında yaşamaya devam eden birbirinden farklı iki insan. Aşkın kaçınılmazlığı ve arayı soğutan geçmişin hayaletleri. Aşk ve nefret hiç bu kadar iç içe yaşanmamıştı.
Hikaye başlangıcı Ekim 2019
Selinin yanakları kızarmış içi kıpır kıpırdı. Bugün kendine fazlaca özenip kuaföre gidip saç rengini biraz açtırmış, sade ve şık bir kıyafet giymişti. Oğlunu da sıkı giydirip kocasını almak için hastanenin yolunu tutmuştu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Odasının kapısını açar açmaz onu tekerlekli sandalyede karşısında buldu. Onu tepeden tırnağa süzerken Sahil annesinin kucağında hopluyordu. Minicik elleri babasına doğru uzanıyor, onu almasını istiyordu. Selin Sahili kocasının dizlerinin üstüne koyarken o panikle kollarını kaldırmaya zorlayarak elleriyle oğlunu sardı: - Selin düşecek! - Birşey olmaz!
Genç kadın sevinçten yerinde duramıyordu: - Bitti! Gidiyor muyuz?
Genç adam ğöğsüne tutunup dizinde ayağa kalkan oğlunu zapt etmeye çalışarak mahçup bir şekilde gülümsedi: - Galiba.
Karısının gözlerinin içine bakarken heyecanlıydı. Selin üzerine doğru koşup ona sarıldı: - Bitti! Tüm kötü günler geride kaldı. Seninle konuşmayı öyle özledim ki.
Demirin boğazından göğsüne doğru birşey harekete geçti. Böyle ballı çay gibi sımsıcak, içini yumuşatıp ısıttı: - Bende...
Selinin hastanede aralarına koyduğu mesafe nihayet kalkmıştı, ona yine yakın olabilecekti. Yanlış birşey yapıp onu küstürmekten o kadar çok korkuyordu ki. Yaptığı şey ona iyi ders olmuştu.
Selin babasının bacaklarından aşağı sarkan oğlunu tutarken Demir itiraz etti: - Bırak Selin! Yürümek istiyor. - Tutabilene aşk olsun! Evde kırılmadık şey bırakmadı. - Sana doğru yürüdüğünü göreyim.
Genç kadın oğlunun sırtını kocasının bacaklarına yaslayıp bıraktı. Biraz uzaklaşıp çömeldi. Ellerini çırparak oğlunu yanına çağırdı: - Hadi gel Sahil! Baba görsün! Gel!
Bebek önce temkinli sonra hızlanarak yüzünde büyük bir gülümsemeyle annesine doğru gitti. Sevinç çığlığı atarken hızını alamayıp babasına doğru yürüdü. Yarı yolda poposunun üzerine düştü. Selin onu kaldırdı: - Yoruldu babası! Artık sık sık oynarsınız birlikte. Hadi evimize gidelim! - Doktor... - Atilla amca ve Beste teyze konuşacaktı. Biz gidelim, onlarda sonra gelir. Vedat!
