94.Bölüm: Sevdim seni laf aramızda

105 1 0
                                    

Aks günlerdir yaptığı gibi elindeki erkek saatini uzun uzun inceledi. Selini bulamadığı o günün ertesinde onun yatağının dibinde bulmuş, çaktırmadan cebine koymuştu. Bunun ne anlama geldiğini düşünmemeye çalışmıştı, ama gidikçe kafasında daha çok kuruyordu. Selinin ondan bunca zaman esirgediği ateşli anları onu hiçe sayan kocasına bağışlaması ağrına gidiyordu. Bunun hesabını genç kadına soracaktı, ama o şimdi bir hayal bulutunun üzerinde yürüyordu. Çocuklarıyla dopdolu bu anlarını ona zehir etmek istemiyordu. Ama içini kemiren şeyle de baş edemiyordu: Tek seferlik miydi yoksa Selin onunla hala birlikte oluyor muydu? İçindeki kıskançlık hat safaya ulaştığında öfkeyle yerinden doğrulup evin yolunu tuttu.

O sıralarda Demir gizlendiği yerden kedinin ciğere baktığı gibi genç kadını bahçesinde otururken izliyordu. Önünde bir sürü kağıt vardı. Bir eli hep telefonda diğer elinde kalem yazıp çiziyor, telefon görüşmeleri yapıyordu. Son görüşmeyi yaptıktan sonra not alıp kağıtları toplamaya başladı. Aniden çıkan rüzgar işini biraz zorlaştırıyordu, kağıtlar etrafa dağılıyordu. Tek tek hepsini toplamayı başardı. Hepsini toplandığında emin olmak için etrafını göz gezdirdi, birtanesi çalının altına doğru girmişti. Ona elini attığında Demiri gördü. Ne zamandan beri onu izliyordu? Bir an ikisi de kala kaldı, uzun uzun bakıştılar. Aynı anda ikisi de birşey diyecekti ki Aks sinirli bir halde bahçeye daldı:
- Konuşmamız lazım!

Selin Aks'a yalnız olmadıklarını birşekilde anlatması lazımdı. Yoksa her an ağzından onları ifşa edecek bir kelime çıkabilirdi:
- Rohat bey? Bugün sizi beklemiyordum.
- Bırak bu Rohat bey ayaklarını da bana hesap ver! Bu nedir?

Selini sertçe kolundan tutmuş, diğer elindeki saati gözünün önünde sallıyordu. Genç kadın bir yandan Demir birşey sezecek diye korkuyor, diğer yandan kolunu eşkiya gibi sarsan adama haddini bildirme isteğini bastıramıyordu. Kaş göz hareketleri yaparak durumu anlatmaya çalıştı:
- Kolumu bırakın Rohat bey! Biraz sakin olup bana ne olduğunu anlatır mısınız?

Genç kadının elini bırakıp bir tur kendi etrafında dönüp kolunu yine kaptı:
- Bu hallerin beni deli ediyor! Yaptın mı sahiden? Seni zerre umursamayan o...

Selin devam etmesini önlemek için boştaki elini Aks'ın ağzının önüne verdi:
- Sus artık! Ne söyleyeceksen içerde söyle!
- Başkalarının duyacaklarından mı korkuyorsun? Duysunlar! Senin nasıl kalpsiz bir mahluk olduğunu duysun herkes! Senin için ölüp bittiğimi bile bile...
- Lütfen Rohat, içerde konuşalım.

Genç kadın yalvarırken Demir çalının arkasında kendine zor hakim oluyordu. Adam Benizin kolunu her çekiştirdiğinde adımlarını zor zaptediyordu. Son damlaya az kalmıştı.
Rohat bey tehditler savurmaya başlamıştı:
- Bu evi, işini herşeyi ben yaptım ben! Bensiz sen bir hiçsin! İstesem şimdi herşey biter! Beni yapmak istemediğim şeylere zorlama Se...
- Şşşşt... tamam. Özür dilerim. Bir hata yaptım. Bir daha olmayacak. İçeri geç konuşalım. Ne olur.

Demir kulaklarına inanmıyordu. Beniz bu adamın karşısında bu kadar aciz miydi?
Selinin yumuşak tavrı Aks'ı biraz sakinleştirmişti. Genç kadının kolunu bırakıp belinden tutup kendine çekti:
- Bu söylediklerinde samimi olduğuna bir inansam.

Genç kadın mecbur olmasa şimdi her türlü çıngar çıkartırdı da, Demirin aynı yerde olması elini kolunu başlıyordu:
- İnan.
- Böyle uysal olunca daha bir çekici oluyorsun...

Elleri yanaklarına uzanıyordu. Selin rahatsız oldu:
- Rohat...
- Ne bu Rohat Rohat... Burda yalnızız...bana...

Selin başını sallayıp kendini geri çekti:
- Yapma.
- Ona da aynısını söyledin mi?
- Ne olur git! Sen konuşacak halde değilsin.
- Hayır! Bu sefer beni kolay savuşturamayacaksın. Dedin ya hataydı diye. Beni buna ikna etmeni istiyorum.

Keşke yıkılsan karşımdan!Where stories live. Discover now