52.Bölüm: Kendimi arıyorken

1.2K 36 36
                                    

- Selin beni bekle!

Demir elleri arkasında koşup önüne dikildi. Genç kadın yanlardan gitmeye çalıştıkça önünde durup onu bırakmıyordu. Selin burnundan soluyarak:
- Ne istiyorsun?
- Bir fırsat. Sana söz veriyorum moralini düzelteceğim. Kapat gözlerini!
- Hiç oyun oynayacak halde değilim Demir.
- Lütfen! Ne kaybedersin?

Selin onu dikkatlice süzdü. Elleri hala arkasındaydı:
- Ne var arkanda?
- Göstereceğim, kapat gözlerini.

Selin elini onun arkasına attı:
- Böyle göster! Bu kadar gizeme ne gerek var.
- Hayır! Dur!

Genç kadın arkasındakini görmek için üstüne atladı. Genç adam o şeyi göstermemek için onu parmaklarının arasında sıkı sıkı sarıyor ve karısından kaçırıyordu. Fazla dikkatsiz davranmış olacak ki canının acıdığını hissetti:
- Aw Selin! Yapma! Ah! Uf!

Genç kadın inatla ellerini tutup öne çektiğinde kocası daha fazla direnemedi. Elinde kırmızı bir gül vardı. Avcunu açmakta biraz zorlandı. Dikenleri batmış, elini kanatmıştı:
- Koparırken bile bu eziyeti çekmemiştim. Bravo Selin!

Karısı üzgün gözlerle avucuna baktı:
- Demir ben bunu... Özür dilerim.
- Kabul edildi. Al bari!

Gülü alıp eline verdi:
- Hiç böyle düşünmemiştim ama...

Selin gülü eline alır almaz avcunu sıkı sıkı kapattı. Demir yaptığı şeyi anlayınca avcunu açıp gülü yere attı:
- Ne yaptın! Deli!

Kocası dikenlerin battığı yerleri inceleyip ovarken genç kadın ona sıkı sıkı sarıldı. Dudaklarını omzuna sürüp başını kaldırdı:
- Kendimi cezalandırdım. Sana haksızlık ettim.
- Hiçte değil! Senin ince ruhunu göremeyen benim. Hakettiklerini veremiyorum bazen.

Başını başına vurdu:
- Jeton geç düşüyor biraz. Bu Demir Erendile has birşey galiba.

Selin ona dolu dolu gözlerle gülümserken Demir burnunu burnuna sürttü. Eller yanaklara uzanıp oraları okşarken bakışlar yaralı ellerdeydi. Selin Demirin elini tutup kanamış olan avcunun içini öperken o da aynı anda onunkini öptü:
- Başa alalım mı?

Karısı yüzünde anlamamış bir ifadeyle ona baktı. Genç adam yere doğru uzanıp gülü aldı. Havaya kaldırarak:
- Sevgili karıcığım, bugün yaptığım odunluğu affettirmek için senin için kendi elimle kopardığım, dudaklarımla mühürleyeceğim bu gülü kabul eder misin?

Genç kadın sevinçle gülümsedi:
- Memnuniyetle.

Aralarında gülle yüzleri birbirine yaklaşırken Demirin dudakları güle doğru uzandı. Bunu gören Selinde güle elini atarak dudaklarını uzattı. Kadifemsi yapraklara değecek olan dudaklar Selinin gülü yana yatırmasıyla birbiriyle buluştu. Öpücüğün şehvetiyle gülü tutan avuçlar sıkılırken acıdan sıçrayarak onu ellerinden bıraktılar. Gülerek birbirine sarıldıklarında dünyada onlardan mutlusu yoktu. Tek birşey eksikti:
- Hadi Sahili arayalım.

Genç adam cebinden telefonunu çıkardı. Azmiye kızlarla birlikte şirketteydi. Sahili Firuze ve Leyla hanımlar gezdiriyordu. Demir panik oldu:
- Ama Azmiye hanım, ona siz bakacaktınız! Oldu mu şimdi bu?

Azmiyenin yüzü asıldı:
- Yanlış birşey mi yaptım? Selin...

Selin kızgın bir ifadeyle Demire bakıp telefonu onun elinden kaptı:
- Hiç olur mu aşkım. Demir öyle demek istemedi. Aldırma sen ona. Sahilin buzdolabıdaki sütleri bitmek üzere, derin dondurucudakileri kullanabilirsin.

Herkesi tek tek sorduktan sonra gelmelerinin uzadığını söyledi. Demir telefonu ondan aldı:
- Azmiye babamı arıyorum şimdi. Bir daha ki sefere işin olursa Sahili ona bırakırsın tamam mı?

Keşke yıkılsan karşımdan!Where stories live. Discover now