44.Bölüm: Sevda baştan gitmiyor

1K 27 19
                                    

Demir kapıyı açarken Selin onu iterek hemen solda duran aynalı konsolun önündeki sandalyeye oturttu. Aynanın önündeki makas ve saç makinesini görünce genç adamın hayalleri suya düştü:
- Ne bu?
- Nasıl birşey gibi görünüyor?
- Sen çok kötüsün, biliyorsun değil mi?
- Seni kesecekmişim gibi konuşma. Alt tarafı saçını keseceğim. Yarına hazırlık.
- Ben ne talihsiz bir adamım. Evliliğe adım attığım ilk gecemde nelerle sınanıyorum.
- Şanslı demek istedin herhalde! Hangi kadın kocasının saçıyla bu kadar yakından ilgilenir?

"Koca" lafı Demirin yelkenlerini indirmesine neden oldu:
- Saçımı keseceksin demek. O zaman bu işten anlıyorsun.
- Aslında hiç yapmadım. İlk denemem olacak. O kadar zor olmamalı. Videosunu izledim. Yapabilirim sanki.
- Videosunu mu izledin? Her video izleyen herşeyi yapabilseydi dünyada meslek diye birşey kalmazdı. Bu iş yaş Selin.

Genç adam sandalyeden kalkarken Selin onu geri itip makası gözünün önünde salladı:
- Demek sevgili kocam bana güvenmiyor. Hemen ilk fırsatta elimden kaçmak ha!

Demirin korku dolu yüz ifadesi Seline kahkaha attırdı:
- Nasıl kandırdım ama seni! Sen deli misin? Bu işi bilmesem yapar mıyım? İnanmazsan babamı arayıp sorabilirsin. Sinoptayken onun saçını hep ben keserdim. Ben seni hiç riske atar mıyım?

Demir utanarak:
- Atmazsın. Bunu bilmem lazımdı.

Elindeki makası kenara koyup onu kucağına aldı:
- Beni hazırlıksız yakaladın.

Kulağıyla oynarken boynunu gıdıklayıp öptü. Selin saçlarını okşayıp onu burnunun ucundan ısırdı:
- Saçını bana teslim etmeye hazır mısın?
- Başımla birlikte.

Demir hiç kıpırdamadan Selinin işini yapmasına izin verdi. Genç kadın makasla fazlalıkları aldıktan sonra bir ressam edasıyla sevgilisinin kafasını makineyle tıraş etti. Sanki dikkatli fırça darbeleriyle bir tabloyu tamamlar gibiydi. Bittiğinde sonuç mükemmeldi.

Demir kendine aynada bakarken Selin arkasında ona göz kırptı:
- Böyle de hiç fena olmadı. Ne dersin?
- Senin elinden çıkan birşey kötü olabilir mi?

Selin elini kafasına sürdü:
- Elimi saçlarının arasında dolaştıramayacağıma alışmam gerekecek.
- Çok değil, bir iki ay sonra yine aynı haline döner.

Demir onu bileklerinden yakalayıp ellerini başına koydu:
- O zamana kadar ellerin yine başımdan eksik olmasın. Yoksa uyuyamam. Bir süre kirpi kocanla idare bilir misin?
- Bunu biraz düşünmem gerekecek.

Genç adam karısının saçını çekti:
- Demek öyle!
- Aw!

Selin başını ovdu:
- Duşa girsen iyi olacak. Bende şu saçları toplayayım.

Demir kollarını ona doladı:
- Sonra sende gelecek misin?
- Fena olmaz aslında. İhtiyacım var. Ama eli kolu durmayan bir beyzadeyle nasıl olur bilemedim.
- Pek bir güzel olur. İnan bana!

Ellerini tutup bıraktı. Kapıdan çıkarken başını kenardan çıkardı:
- Bekliyorum.

Selin utangaç bir halde ona tebessüm etti. Yerdeki saçları toplarken eline aldığı uzun bir tutam saçı istemsizce okşarken çekmeceden küçük bir kutu çıkarıp onu içine koydu. Soyunup Demirin yanına duşa girdiğinde ona arkası dönüktü. Ona arkadan sarıldığında Demir başını ona dayayarak ellerini ellerine kenetlendi.
Genç kadın fısıldadı:
- Çok beklettim mi?
- Hiç.

Demir ona doğru dönüp yüzünü ellerinin arasına aldı. Alnından başlayarak dudaklarıyla çehresini tavah ederken Selin gözlerini kapatmıştı. Sıcak su üzerlerinden akıp ayaklarına değdikçe ayakları sızlıyordu. Daha fazla dayanamayarak ağrıyla irkildi. Demir dudaklarına varmış, ama onlardan henüz nasibini alamamıştı. Yanlış birşey yaptığını sanarak sordu:
- Ne oldu?
- Ayaklarımın altı sızlıyor.

Keşke yıkılsan karşımdan!Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum