198.Bölüm: İçimden Bir Ses(1)

3.2K 266 130
                                    

Birinci Kitap Sezon Finali Birinci Kısım!

Bu bölüm 6300+ kelimden oluşmaktadır. 

Yorum yapamıyorsanız profilime 198.Bölüm Yorum kısmı diye bir başlık koyacağım oraya yapar mısınız?

*******

Samuel, Destan'a baba şefkatiyle bakarken gözleri yavaş yavaş sulandı ve adam oğluna sıkıca sarıldı. Destan babasının bir anda duygusallaşmasını beklemiyordu. Samuel oğlunun başına bir öpücük kondurduktan sonra titrek bir sesle konuştu.

"Bir daha bana böyle bir acı yaşatma... Seni kaybettim sandım..."

Samuel'in gözünden yaşlar dökülürken Destan ilk defa babasını bu şekilde çaresiz görmüştü. Samuel şuanda Destan'a sarılmış, bir çocuk gibi ağlıyordu. Samuel bir kaç saniye boyunca oğluna sıkıca sarıldı ve kokusunu içine çekti. Destan'ın nefesini ve kalp atışlarını hissetmek Samuel'e çok iyi gelmişti. Samuel karın bölgesine küçük iğneler batıyormuş gibi hissettiğinde yavaşça Destandan uzaklaştı. Adam, karnına baktığında biraz şaşırmıştı. Küçük bir tilki pençelerini adamın kıyafetine yapıştırmıştı. Xhilion hızlı hızlı nefes alırken Samuel Destan'a bakıp şaşırmış bir şekilde konuştu.

"O...O ne zamandan beri kucağındaydı. Zavallı hayvanı az daha eziyordum evlat. Özür dilerim ufaklık senin orada olduğunu görmedim."

Xhilion, Samuel'e ufak pençelerini geçirmeyi bıraktı ve tekrar Destan'ın kucağına oturdu. Destan elini Xhilion karnına doğru götürdüğünde tilkinin kalp atışları epey hızlanmıştı. Xhilion'un orada olduğunu ne Destan hatırlamıştı ne de Samuel tilkiyi hissetmişti.

"Sanırım biraz öyle oldu baba...."

Destan adama bakarken içi biraz burkulmuştu. Babasını böyle bir duruma soktuğu için kendisini kötü hissediyordu. Destan derin bir nefes verdi ve titrek bir sesle konuştu.

"Ö...Özür dilerim baba... Olacak kötü şeylerin sizde nasıl bir etki göstereceğini düşünmemişim, yada size karşı tamamen bencilce davranmışım. Neyi neden yaptığımı bilmiyorum, daha doğrusu hatırlamıyorum. Muhtemelen kibrim beni ele geçirdi. Ben... Ben cidden özür dilerim..."

"Artık bir önemi yok evlat! Sen hala bizimlesin. Sana daima dediğim bir şey vardı. Senin yolun ne olursa olsun ben daima o yolda ilerlerim. Senin yolun benim yolum. Senin sözün benim sözümdür. Sen ne yaparsan yap, ben daima senin arkandayım evlat. Sadece... Sadece senden tek isteğim... Lütfen benden önce ölme! Hayatım boyunca kimi sevdiysem hepsini tek tek kaybettim. Ailemi daha küçük bir çocukken kaybettim. Babam yetişimci değildi ve terzilik yapıyordu. Bir gece evimiz yandı babam beni kurtardı daha sonra annemi ve kız kardeşimi kurtarmak için eve girdi. Sabaha üçünün de cansız bedenleri evden çıkarıldı. O gün sadece kendimi suçladım güçlü olsaydım herkesi koruyabilirdim. Sonra büyüdüm genç bir adam oldum. Ama o zamanda bile yeterince güçlenememiştim... Çünkü güçsüzlüğüm yüzünden nişanlımı kaybettim. Ben onu kaybettim sanarken o çok uzaklarda kızımı doğurmuştu. Ama benim ondan haberim bile yoktu. Sonra annen, hayatıma yeniden bir anlam katan kadın. Ama onuda güçsüz olduğum için kaybettim. Hayat sürekli tutunduğum dalları kesti ama ben yine de tutunacak bazı dallara sahibim. Sana, Runa'ya ve Mai'ye sahibim. Sizi bu hayattaki her şeyden daha çok seviyorum evlat. Sizin için ölümü bile göze alırım!"

Samuel elini Destan'ın başına koydu ve şefkatli bir şekilde okşadı. Destan eliyle gözlerindeki yaşları sildi ve gülümsedi.

"Biliyorum baba... Biliyorum."

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin