62.Bölüm

4.8K 513 88
                                    

Destan gözlerini açtı. Yavaşça yatağından çıktı vücudunu esnetti ve küçük bir sehpanın üzerindeki küçük kağıdı alıp okumaya başladı.

"Evlat halletmem gereken bazı şeyler var. Sen yemeğini yedikten sonra şehri keşfetmeye çalış ben gelir seni bulurum. Beladan uzak dur! Bu konuda çok ciddiyim başına bela alma! Jack."

Destan yüzüğünden güzel kıyafetler çıkardı. Banyoya girdi. Banyoda büyük bir küvet vardı Destan bir düğmeye bastı ve küvet sıcak su ile dolmaya başladı. Destan'ın yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Ne harika bir şey. Sadece bir düğmeye basarak sıcak ve soğuk su geliyor. Bunların nasıl yapıldığını öğrenmek isterim. Şehirde bunları yapan sayısız usta olmalı gidip izlesem belki bende böyle şeylerle uğraşabilirim."

Destan suyun sıcaklığını kontrol ettikten sonra kendini suya bıraktı. Tüm bedenini güzelce yıkadı,güzel kokulu sabunlarla yıkandı. Banyodan çıkarken kendisine aynadan baktı. Gözlerinin rengi değişmeye başlamıştı. Sağ gözündeki Kızıllık artarken sol gözündeki giderek soluklaşıyordu. Ancak sağ gözdeki siyah halkaların netliği azalırken sol gözdeki siyah halkalar çok net bir şekilde belli oluyordu. Destan iblisi bıraktığı günden beri değişimi farkındaydı. Destan odasından ayrıldı ve Handa yemek yiyebileceği bir masaya oturdu. Bir adam hemen onun yanına geldi. Bu adam hancıdan başkası değildi.

"Efendim ne istersiniz?"

Destan biraz düşündü. İlk geldiklerinde Han da yemek yoktu ama Jack Hanın 6 aylık ücretini bir anda verince adam Destan ve Jack için özel yemek hazırlıyordu. Destan hemen siparişini verdi.

"Kahvaltı etmek istiyorum. Bir de bana sıcak su getir çay içmem lazım."

Adam kafasıyla onayladı ve hemen yemekleri hazırlamaya gitti.

"Destan, zihnin eskisi kadar yorulmuyor çaya gerek var mı?"

İblis, Destan'ın çayı istemiş olmasına şaşırmıştı. Destan genel olarak bu çayı başı ağrıdığğı zaman içiyordu. Destan derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı.

"Tadı çok güzel, hem bugün şehri gezeceğim eğer başım ağrırsa hiç zevk almam."

"Peki nereye gideceksin?"

Destan biraz düşündü şehir hakkında hiçbir fikri yoktu. Sadece uçan kütüphaneyi ve Saat kulesini biliyordu. Destan hancı geldiğinde ona sormaya karar verdi. Hancı 10 dakika içinde Destan için şahane bir kahvaltı hazırlamıştı. Destan önüne koyulan yemekleri yemek için can atıyordu. 

"Başka bir isteğiniz var mı efendim?"

Hancı saygılı bir şekilde sordu. Destan'ı memnun ederse Jack ona belki bahşiş bile verebilirdi. Destan şehir hakkında bilgi edinmek için hancıya sordu.

"Burada gezebileceğim bir yer var mı?"

Adam biraz düşündü. Destan'ın şehre yabancı olduğunu biliyordu.  Aklına bir kaç tane yer geldi ve hemen bu yerleri sıralamaya başladı.

"Uçan Kütüphane var ama içeri daha girebilen bir kişi yok. Tarihi bir kütüphanedir savaşta bir kütüphaneci düşmana bilgi vermemek için Kütüphaneyi mühürlemiş ve uçması için formasyon kurmuş hala o kütüphanedeki mührün nasıl yapıldığı bilinmiyor. Saat Kulesi var her saat başı çan çalmaya başlar eğer duyduğunuz sesleri sayarsanız saati şehrin her tarafından öğrenebilirsiniz. Çan tam öğlen ve gece 12 kez çalar. Daha sonra Kuklacılar pazarı var eğer Meka'nın ustaları tarafından yapılan eşyaları almak isterseniz oraya gitmenizi öneririm gerçekten çok değerli eşyalar üretiliyor. Meka Kaplıcalarına gitmenizi de öneririm. Banyo için çok güzel bir yerdir erkekler ve kadınlar için ayrı yerleri var ama en iyisi ortak yıkanma yerlerinin olduğu kısım."

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now