Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)

176.Bölüm: Bilgelik

Arien topraklarında hava koşulları daha da şiddetlenirken bir çok krallık askerlerini bu topraklara göndermişti. Meka Anlaşması sadece 4 krallık arasında imzalanmış olsa da diğer irili ufaklı krallıklar da bu topraklardan kendilerine pay çıkarmak için harekete geçmişti. Kış aylarında bu topraklarda savaşmak epey zor olsa da baharda güçlü krallıklar saldırıya geçeceklerdi. En azından kışın ele geçirilen topraklar için küçük krallıklar hak iddia edebilirlerdi. Ancak tüm krallıkların ortak bir hedefi vardı. Tera Şehri! Tera artık şehir statüsüne sahip olmuştu. Devasa surları ve güçlü savunması ile Arien'in en göz alıcı şehri olmayı başarmıştı. Şehrin devasa surlarına garip desenler işlenmişti. Bu desenler sanki canlıymış gibi görünürken insanların içine huzur veriyordu. Meka anlaşması ile Arien'in başkenti Karda da dahil olmak üzere toplam 7 şehir, Meka şehrinde bir karışıklık çıkarsa bu üç krallığın kontrolüne girecekti. Meka Şehri bahane edilerek adeta Arien'e yüzyıllar önce zincir vurulmuştu. Üstelik tahta çıkan tüm krallar bu anlaşmayı mecburen imzalamak zorundaydı. Aksi halde diğer krallıklar ile bir savaşa girmeleri gerekecekti. Anlaşmada sadece 7 şehir hakkında hak iddia edilebiliyordu. Ancak Tera çok kısa sürede devasa bir şehir olmuştu. Üstelik Meka ve Maevi şehri yıkılmıştı ve tüm halk Tera'ya gelmişti. Tera bir çok maden yatağına yakın bir şehirdi üstelik Samar Şehrine de yakındı. Tera anlaşmada olmasa da büyük krallıklar bunun için kendi aralarında bir anlaşmaya varmayı hedefliyordu. Tera şehrinde büyük bir binada güçlü insanlar toplanmış ve önlerinde devasa Arien haritası açıktı. Samuel haritada ki bir noktayı gösterdi ve konuşmaya başladı.

"Kaz Krallığı bu bölgelere saldırı düzenlemeye başladı. Saldırı alanlarında bulunan insanlar çoktan boşaltıldı. Köyleri üs olarak kullanmaya başladılar. Neyse ki sınırlarımıza kurduğumuz formasyonlar çok iyi gizlenmiş vaziyette bu sayede depolama eşyaları ve enerjiyle çalışan araçlar çalışmıyor. Kaz Askerleri çok hızlı bir şekilde ilerliyorlar tavsiyeniz nedir? Karşılık vermeli miyiz?"

Casper derin bir nefes verdi ve elini kaldırdı. Onun bu hareketi ile toplantı salonundaki herkes ona bakmaya başladı. Casper'in bu odada oturması bazı insanların sinirlerini bozuyordu. Bu çocuk Kara Lonca tarafından yetiştirilmiş birisiydi ve Kara Lonca buradaki insanlara zamanınca çok zarar vermişti. Samuel, genç adama konuşması için işaret verdikten sonra Casper konuşmaya başladı.

"Lord Samuel benim düşüncem bırakalım Kaz Askerleri köylere girsin. Zaten köylerde yaşayan insanlar Arien'in büyük şehirlerine dağıtıldılar. Bence ilk hedefimiz Sulta'ya yapılmış olan Güneş Krallığının kuşatmasını kırmak olmalı."

Samuel kafasıyla onaylarken kızıl zırhlı bir kadın elini kaldırıp konuşmaya başladı.

"Evet bu dediğin şey mantıklı ancak Sulta'yı kuşatan kişi General Roan! O adam müthiş bir dahi. Hiçbir kuşatma aracı olmadan Sulta'yı kuşattı. Ancak askerlerini şehre sokmak konusunda tereddüt ettiğini düşünüyoruz. Hava şartları kuşatmaya uygun değil. Aynı şartlar bizim içinde geçerli. Bu hava şartlarına alışık olsak da o kuşatmayı kırmak bize ağır patlar. "

Samuel kadının sözlerini dinledikten sonra kafasıyla onayladı ve konuşmaya başladı.

"General Kyara haklı. General Roan denen adam yaşlı ancak içinde bir ejderhanın gücü ve enerjisi var. O adam yıllar önce kayın babam ile savaş meydanında karşılaşmış. Kayın babam bana o adamın bir avuç asker ile onları pusuya düşürdüğünü söylemişti. O adam gerçekten stratejik bir dahi. Bizim onlara saldırmamızı bekliyorlardır. Ancak Casper'in de dediği gibi Sulta'ya yapılmış olan kuşatma elimizi kolumuzu bağlıyor. Hepimizin bildiği üzere Arien'in tüm silahları Sulta şehrinde üretiliyor. Eğer orayı kaybedersek hem silahları ve zırhları kaybederiz hemde düşmanlarımıza silah ve zırh takviyesi yapmış oluruz. General Roan'ın neden orayı hedef seçtiğine şaşmamak lazım. Pekala oylama yapmayı teklif ediyorum. Sulta'ya yapılmış kuşatmayı kaldırmak için askerimiz ile saldırıya geçelim diyenler el kaldırabilir mi? "