45.Bölüm

4.4K 471 54
                                    

Adam 501 numaralı katılımcıyı sahneye çağırmıştı. Bu numara Destan'a aitti. Destan merdivenleri hızlı bir şekilde çıktı ve ölçüm aletinin yanına geldi. Destan adama bir bakış attıktan ve aklındaki soruyu sordu.

"Efendim hangi elimi koymam gerekli ?"

Görevli böyle bir soru beklemiyordu. Buraya 500 kişi çıkmıştı ve hiçbirisi ona bu tip bir soru sormamıştı. Adam umursamaz bir şekilde konuştu. Aletlere vücudunun neresi ile dokunduğunun pek bir önemi yoktu.

"Velet hangi elini koyduğunun bir önemi yok! Koy elini gitsin. Bu aletlerin yanılma payı yoktur! Vücudunun neresi değerse değsin aynı sonucu verir. "

Destan sol elini kutunun üstüne koydu. Kutudan sadece kırmızı bölgenin ışığı parlamaya başladı ve o da 7.basamaktaydı. Seyirciler, loncaların temsilcileri ve hatta okullardan gelen temsilciler bile şaşkındı. Bu çocuk sadece beden gücüne sahipti. Testte katılanları çağıran adam daha önce böyle bir durumla karşılaşmamıştı. En azından zihne veya ruha sahip olması gerekliydi ancak alet bunları belirtmemişti.  Adam enerji konusunda bir fikir yürüttü.

"Velet senden enerji hissetmiyorum dantianın sakat mı?"

Destan adama baktı. Adamın böyle bir sonuç beklemediği suratından belliydi. Destan ona aptal aptal bakan adama, ciddi bir ifadeyle söyledi.

"Dantianımı geçirdiğim bir kazada kaybettim. Bu yüzden enerji kullanamıyorum."

Destan adama hem doğruyu söylemişti hemde yalan söylemişti. Destan dantianını kaybetmişti ama enerjiyi kullanma konusunda sıkıntı çekmiyordu. Adam dantianı sakat birinin enerjsinin ölçülememesini anlayabilirdi ancak zihin ve ruh bölmesinin yanmaması bir şeylerin ters gittiğine işaret ediyordu. Adam Destan'ın elinden kutuyu aldı ve kendi potansiyelini ölçtü. Adam kutudaki değerlere bakınca kendi değerleri ile aynı olduğunu gördü yani alet bozuk değildi.

"Çocuk neden zihin ve ruh bölmen yanmadı? Sen ruhsuz yada aptal biri gibi durmuyorsun. Kanlı canlı karşımdasın. Eğer ruha sahip olmasaydın çoktan çürümüş olurdun. Nasıl potansiyelin ölçülemedi?"

Destan artık bu soruların cevabını vermek istemiyordu, artık seçim kısmına geçmek istiyordu. Adama ters bir şekilde baktı ve konuştu. 

"Ben nereden biliyim, bu sizin aletiniz. Asıl sizin bana bunun sebebini anlatmanız gerek."

Adam öfkelenmişti ancak Destan'a saldırmanın sonu ölümdü. Adam çaresizdir, aletin neden böyle yaptığını bilmiyordu. Destan seyircilere döndü ve konuşmaya başladı.

"Beni loncasına veya okuluna almak isteyen var mı?"

Onun bu cesareti insanların kafalarını karıştırmış. Herkes Destan'ın neye güvenerek konuştuğunu bilmiyordu. Okulların bulunduğu koltuklardan bir adamın kahkahası duyuldu. Destan adama baktı bu insanlar gerçekten çok kibirliydi. Adam kahkahasını zar zor bastırabildikten sonra konuşmaya başladı.

"Velet senin gibi bir ÇÖP! Nasıl bir  loncanın seni bünyesine alacağını düşünür. Sen sadece çöpsün. İstersen senin için bir çöpler okulu kurabiliriz. Senide çöplerin okul başkanı yaparız haa!"

Adam konuştuktan sonra bir kahkaha daha attı. Destanda hiç bozuntuya vermedi ve o da adamın kahkahasına katıldı. Destan'ın da kendisi ile birlikte güldüğünü görünce adam biraz sinirlendi. Bu çocuk onunla alay ediyordu.

"Velet komik bir şey mi var?"

Destan gülmeyi bıraktı ve adama baktı.

"Sizin gibi birisi benim için çöpler okulu kurmak istiyor bundan güzel bir şey mi var? Ancak okulun müdürü siz olmalısınız. Okulumuzun öğrencisine yakışır bir müdürü olmalı yanılıyor muyum?"

Destan - Kitap 1 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin