40.BÖLÜM "MAZİ"

1.1K 62 19
                                    

Kulaklarım duymasın istedim o an, sesini duymamak için.

Gözlerim görmesin istedim, o silinik yüzünün hafızamda netleşmesini istemediğim için.

Olmadı.

Yine, hiçbir şey istediğim gibi olmadı.

Geçmişten gelen bir hayaletle baş edebilirdiniz. Gözlerinizi kapatır ve anıların silinmesini bekleyebilirdiniz, ya da öylece o hayaletle baş başa kalıp her şeyin biteceğini söylerdiniz kendinize fakat, geçmişten gelen canlı birini karşınıza gördüğünüzde tüm çığlıklarınız boğazınızda düğümlenir. Sadece öylece kalıverirsiniz.

Akif'i gördüğümde aynı bu şekilde hissetmiştim. Acılarımı hissedebiliyordum, hatalarımın pişmanlığını damarlarımda dolaşan kanda bile hissedebiliyordum ve tüm bunlar bende çığlık atma hissi uyandırırken, çığlığım boğazıma düğümlenmişti. Sadece, bekledim. Öylece bekledim.

''Eftelya.''

Adımı duydum. O ses yine adımı söyledi.

Akif'in sesi hiçbir zaman iyiye çağırmazdı. Yine öyle olacaktı, biliyordum.

''Benimle konuşmayacak mısın?''

Konuşacak mıydım? Ne konuşacaktım ki?

''Neden geldin?''

Ağzımdan çıkabilecek tek sorunun bu olmadığından emindim ama sadece bunu söyleyebildim. Konuşacak gücü bulamıyordum kendimde.

''Neden geldim?'' dedi ama bu soruyu daha çok kendine soruyor gibiydi. ''Sen çağırdın, Eftelya.''

Öfkelendiğimi hissediyordum. ''Ben çağırdım, öyle mi?'' dedim, dudaklarımın arasından kaçan kahkahalara engel olmayarak. ''Ben çağırdım. Seni? Hayatımı bir hiçmiş gibi çöpe atar gibi atan seni, ben mi çağırdım?''

''Demek bunu hemen yapmak istiyorsun? Hemen mi yüzleşmek istiyorsun? Tamam, öyle yapalım. Kim kimin hayatını çöp gibi attı, biliyor musun? Sen! Sen gerçekten hasta ruhlu birisin, Eftelya!''

Bu defa o da karşımda kahkaha atıyordu. Delirmiş gibi gözüktüğümüze emindim.

''Hasta ruhlu öyle mi? Zaten hep kaçmak için bunu söylüyorsun. Her şeyi kafamda uydurduğumu.''

''Sana o gece, beni polislere ihbar ettiğin gece saldırdım mı? Söyledi hadi, sana saldırdım mı?''

Anılar bir anda zihnime dolmaya başladı. Durdurmak istedim, engel olmak istedim ama olmadı. Hiçbir şey işe yaramadı.

''Hatırlamak istemiyorum, sus!''

''Hatırlamak istemiyorsun çünkü gerçeklerle yüzleşmek istemiyorsun. Etrafındaki herkesi kandırabilirsin, Eftelya. O zarar görmüş, savunmasız rolünle herkesi kandırabilirsin. Hatta yalanlarına kendin bile inanabilirsin ama ben her şeyi hatırlıyorum, her şeyi biliyorum.''

Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Kaçmıştım, çok kaçmıştım ama olmuyordu.

Arkamı dönüp gidecekken, Akif tekrar kolumdan tuttu. ''Bütün bunlara rağmen ben sana geldim. Bunu unutma, olur mu?''

Ve gitmeden önce elime küçük bir kağıt tutuşturdu.

Kolumu elinden kurtarıp, tekrar Şebnem'in dershanesinin önüne çıktım. Şebnem etrafta beni arıyordu. Gördüğü anda yanıma gelip, endişeyle yüzüme baktı.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin