32.BÖLÜM: ''KARMAŞA''

6.2K 429 41
                                    

''Öyle mi? Pekala, nasılsa bu gece açıklama yapman için şansın olacak. Sadece, bu geceyi sakın unutma, Eftelya. Bugün her şey ortaya çıkacak. Bekle ve gör.''

Kelimeler zihnime ulaşamadan kırılıp, yere dökülüyorlardı. Kavramam uzun bir süre almıştı. İşitmek, anlamak ve cevap vermek için dudaklarımı aralamak hiç bu kadar zor gözükmemişti gözüme.

Şimdi, geçmişimden bir yaprak daha alay edercesine gözlerimin önünde sallanıyordu. Kahkahalar atıp, anılarımın zihnimde sahne alması için keyifle yönetmenlik yapıyordu.

Geçmişin, geçmiş olması gerekirken neden her seferinde küllerinden yeniden doğup, benimle yüz yüze geliyordu? Her seferinde yırtmam, yakmam, yok etmeye çalışmam işe yaramıyordu. Geçmişim, ayaklarıma zincir vurmuş ve durmadan peşimden geliyordu. Öyle bir zincirdi ki, paslanmıyor, kopmuyordu. Yıllarca benimleydi.

Anlıyordum ki, geçmişimle aramda görünmeyen ama bir o kadar da güçlü bir bağ vardı. Her seferinde nefretle hatırladığım, korkularımın, acılarımın, umutsuzluklarımın suçlusu olan karanlık bir geçmiş.

Ve şimdi karşımda, acımasızca geçmişimi sorgulayan, hiç tanımadığım biri duruyordu.

''Susuyorsun.'' dedi, yine aynı acımasız ses tonuyla.

Dudaklarım tekrar konuşmak için açıldığında, kapanmamaları için büyük çaba sarf etmem gerekmişti.

''Arel buna inanmaz.'' dedim, bir bakıma kendimi ikna etmek istercesine.

''Demek hala Arel'i düşünüyorsun. Arkadaşlarına ne söyleyeceksin?''

''Sana inanmazlar.''

Kafasını iki yana sallayıp, cevap vermeden yüzünde ki anlamsız gülümsemesiyle arkasını döndü ve tüm bu bilinmezliğin içinde beni yalnız bıraktı.

Başımı gökyüzüne çevirdim.

Gecenin en çok bu saatlerini sevmeme rağmen bu gece, karanlık üstüme geliyordu. Ayaklarımın beni taşıyamayacağını anladığım an yavaşça dizlerimin üstüne çöktüm. Yerde ki otlar açıkta olan bacaklarımı biraz kaşındırsa da bu şu anda umursayacağım son şeydi.

Sessizliğin getirdiği düşünceler yine beynimi işgal ediyordu.

Hayatım boyunca ikilemde kaldığım sorunun getirdiği kararsızlık kaplamıştı tüm vücudumu.

Kaçacak mıydım? Yoksa bir ilk yapıp, korkularıma karşı gelerek üzerine mi yürüyecektim?

Hayatım boyunca kaçmak o kadar basit gelmişti ki, alışmıştım. Kaçmaya, bir şeylere karşı gözlerimi kapatmaya...

Zor yolu seçmek aptallık gibi gözükürken, şu anda kaçmak kulağa aptalca geliyordu.

Dizlerimin üzerinden kalkıp, başımı tekrar yukarıya kaldırdım. Tüm düşüncelerimi gecenin karanlığına teslim etmek istercesine derin bir nefes verdim.

Geldiğim yoldan geriye dönerken, bu defa adımlarım benim bile şaşıracağım derecede kendinden emindi. Bu defa korku bedenimi ele geçirememiş, ben korkuyu ele geçirip, avucumun içine hapsetmiştim.

Bu o kadar iyi hissettiriyordu ki...

Partinin yapıldığı alana geri döndüğümde, benim aksime herkes eski halindeydi. Mine eski yerine oturmuş, çevresine bakınıyordu. Gözleri üzerimde takılı kaldığında, memnun olmuşcasına gülümseyip, tekrar önüne dönmüştü.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin