11.BÖLÜM: ''NORMAL''

10.3K 665 20
                                    

Oynadığım oyunda birkaç bölüm atladığımda, oyunu kapatıp babamla bir sorun yaşamamak adına okuldan çıktığımı haber vermek için aradım. Telefonu açtığında boğazımı temizledim.

''Baba?''

''Bir şey mi oldu?''

''Hayır. Okuldan çıktım ve hastaneye gidiyorum, haberin olsun.''

''Ceylan Hanımla seansınız bugün müydü?''

''Hayır?''

Bir süre susup derin nefes aldı.

''Neden gidiyorsun o zaman? Oradan çıkmayı isteyen sendin. Şimdi de okuldan çıkıp oraya mı gidiyorsun?''

Acaba bugün herkes anlaşıp benim üzerime mi geliyordu yoksa ben mi abartıyordum?

''Baba, fazla abartmadın mı? Kıvanç'ın yanına gidiyorum.''

''Kapatıyorum.''

''Tamam.''

Babam telefonu kapattıktan sonra çantaya atıp başımı geriye doğru attım. Kazağımın yukarı çıkan kollarını biraz daha aşağı indirip dışarıyı izlemeye başladım. Işıklara geldiğimiz de yanımızda duran motoru görünce sabah fotoğrafımı çeken kişi aklıma geldi. Fotoğrafımı neden çekmişti gerçekten merak ediyordum. Ne işine yarayabilirdi ki? Suratsız, şaşkın ve bir o kadar da sinirli bir yüz. Boşuna vakit harcamıştı.

Beş dakika geçtikten sonra hastanenin önünde duran durağa gelmiştik. Buraya gelene kadar otobüsün içi dolduğu için aralarından geçip inene kadar bir asır geçmişti sanki.

Hastanenin kapısından girip Kıvanç'ın odasının olduğu kata çıkmak için asansörü beklemeye başladım. Düğmesine ne kadar bassam da aynı katta duruyordu. Gözlerimi devirerek merdivenlere yöneldim.

Bu arada koridorda Ceylan Hanıma rastlamıştım. Ben sadece gülümseyip geçmeyi planlarken, o her daim yüzünde olan gülümsemesiyle karşıma geçmişti bile.

''Eftelya! hoş geldin.''

''Merhaba.'' Hafifçe gülümseyip çantamın sapını elimle kavradım.

''Neden buradasın?''

''Kıvanç için.''

''Forma giymişsin. Okula mı gittin?'' dedi şaşırarak. Bunda bu kadar garip olan neydi?

''Evet.''

''İlk günün nasıldı? Biliyorsun seansımız iki gün sonra ama istersen daha erkene alabiliriz.''

Şu an sadece Kıvancın yanına gitmek istiyorum.

''Hayır,gerek yok.'' dedim gülümseyerek.

''Pekala. O zaman iki gün sonra görüşürüz.''

''Hoşça kalın.''

Ceylan Hanım gittikten sonra arkama bile bakmadan koşar adımlarla Kıvancın odasının olduğu kata çıktım. Kapısını çalmadan açtığım da Kıvanç ve babası aynı anda bana çevirdi bakışlarını. Kıvancın babası buradaydı!

Onu neredeyse bir aydır görmemiştim. Kıvancı çok az ziyaret ediyordu. Yinede her zaman ki takım elbiseli, saçları özenle şekil verilmiş ve o korkutucu bakışlarıyla orada duruyordu.

Elimi kaldırıp ''Çok özür dilerim,burada olduğunuzu bilmiyordum.'' dedim. Kıvanç'a baktım. Elinin tersiyle yanağını siliyordu. Ağlamıştı. Ağladığını gördükten sonra sinirle babasının karşısına geçtim.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin