31.BÖLÜM: ''KAPALI KUTULAR''

7.8K 417 40
                                    

Yeni bölüm sananlar için özür diliyorum. Yanlışlıkla bölümü sildim tekrar yayınlıyorum. -_-

***

Hayatımı birkaç tuşu eksik eski bir piyanoya benzetiyordum. Eski, yıpranmış, tozlanmış, unutulmuş...

Yine eski bir parça çınlanıyor kulaklarımda. Çalmak istiyorum, parmaklarım yavaşça tuşlara gidiyor.

Melodisi kulaklarımdan tüm hücrelerime yayılıp, sanki ılık bir rüzgar gibi çarpıyor vücuduma. Parmaklarım tuşlara kaydığında, başladığım parçanın devamını getiremiyorum. Tuşların bazıları eksik. Onlar olmadan devam ettirmeye çalışsam da olmuyor. Tekrar başlıyorum. Her defasında baştan alıyorum ama tam olarak istediğim sesler çıkmıyor. Diğer tuşlar gerekli olanları yerini tutamıyor.

Birkaç damla yaş düşüyor gözlerimden. Saçmalık işte, bir parça için ağlıyorum.

O parçayı çalmak istiyorum ama olmuyor. O tuşlar olmadan devam edemiyorum.

Bakışlarımı pencereden ayırıp, Kıvanca yönelttim. Hayatımı bir piyanoya benzetiyorsam eğer, en önemli tuş Kıvançtı. O olmadan tam olarak hayatımın neye benzeyeceğini düşünemiyordum. Yerine hangi tuşu koyarsam koyayım, aynı olmayacağını biliyordum. O farklıydı. Sanki küçük bir oyunun ya da filmin içindeymişiz gibi... Eğer bir filmde olsaydık, ölen kişinin ardından ya film biterdi ya da birkaç ay atlayıp, insanların acısını nasıl atlattıklarını göstermeden geçerlerdi. Bir filmde değildik ve anında birkaç ay atlayamazdık. Kıvancın ölmesini bile düşünemiyorken, o yokken bunu nasıl atlatabileceğimi bilmiyordum.

Yine bencilce düşünüyorsun.

Kafamın içinde dönüp duran acı kelimeler yine çarpılmıştı yüzüme. Yine kendimi düşünüyordum. Kıvancı değil de o gittikten sonra ne yapacağımı düşünüyordum.

Bencil.

''Eftelya?''

Gözlerimin boşluğa daldığını, Arel'in sesiyle fark edip, kendimi toparladım. Arkasında duran Girayı fark etmemle, yerimde doğrulup, hafifçe gülümsedim.

''Giray? Senin ne işin var burada?''

''Seni merak ettim. Okula gelmiyorsun.''

Cidden, okulu tamamen boşlamıştım.

''İşlerim vardı.'' dedim, geçiştirmek adına. ''Gelsene.''

İkisi de kapıda dikilmeyi bırakarak yatağın tam yanına gelerek, sandalyelere oturdular. Giray'ın gözleri Kıvancı bulunca, bende Kıvanca döndüm.

Bir şey söylemek yerine sessiz kalıp, Giray'a baktım. O da benim sustuğumu görünce neler olduğunu sormamıştı. Arel elinde ki kahve bardaklarından birini bana uzatıp, arkasına yaslanarak, göz ucuyla Giray'ı süzdüğünde, Giray bunu fark etmiş olsa gerek rahatsızca yerinde kıpırdandı.

''Onunla aranın bozuk olduğunu sanıyordum.'' dedi, kafasını Arel'e çevirmeden.

''Demek ki yanlış biliyormuşsun.'' dedi, Arel. Konuşmak için ağzımı açmak istiyordum ama o bile gelmiyordu içimden. O kadar yorgun hissediyordum ki. Fiziksel bir yorgunluk değildi. Sadece korku, insanı fazla yoruyordu. Elimde ki kahve bardağını yanımda ki komodine koyup, Kıvanca döndüm. Az önce uyuyordu fakat şimdi gözleri açık ve aynı şekilde duvara bakıyordu. Yerimde dikleşip, dizlerimin üstüne oturup, Kıvancın yüzünü bana doğru çevirdim.

''Kıvanç? Günaydın.'' dedim, gülümsemeye çalışarak.

Ağlamayacaktım.

Kıvanç tepki vermeden yavaşça kafasını çevirip, yine duvara sabitledi bakışlarını.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin