21.BÖLÜM: ''YENİ OKUL''

9.3K 516 25
                                    

Çantamı kapının yanına koyduktan sonra salona yöneldim.

Salona küçük adımlarla ilerledim. İçeriye girdiğim de herkesin yüzünde rahatsız bir ifade vardı. Babam arkasını dönüp beni gördüğünde, yüzünde ki endişeyi yok edip soğuk maskesini takındı yine. Gözlerine perdelerini indirdi ve beni görmezden gelerek, yanında duran koltuğa oturdu. Bakışlarımı babamdan ayırıp, diğerlerine yönelttim. Emir de buradaydı. Ona kısa bir anlığına bakıp müdürümüze döndüm.

''Hoş geldin, Eftelya.'' dedi ayağa kalkarken.

''Siz de hoş geldiniz.'' dedim gülümseyerek. Neden burada olduklarını sormak istiyordum ama anlatmayacakları kesin bir şeydi. Kimden bahsettiklerini merak ediyordum. Emire sorabilirdim ama onunla konuşmuyorduk.

Kimse konuşmayınca ''Neyse, ben yorgunum biraz. Odama gideyim.'' dedim. Yorgunluktan omuzlarım çökmüştü ama fiziksel bir yorgunluk değildi bu. İçim paramparçaydı. Bu duyguyu her dakika, her saniye bütün hücrelerimde hissediyordum ama bazı zamanlar daha da belli ediyordu kendini. Haykırmak istiyordum, boş sokaklara. Neden bu durumda olduğumu sorgulamak istiyordum. Kimse bana bir açıklama yapmıyordu. Neden bu durumda olduğuma dair kimse bir şey söylemiyordu. Benim suçum muydu bu? Kötü bir şey yapmıştım da cezalandırılıyor muydum? Bu benim çekmek zorunda olduğum bir suçumun cezası mıydı?

Üzerimde ki montu çıkartıp yatağımın üzerine attım. Boynumda ki atkıyı çıkarırken aynaya bakıp yüzümü inceledim bir süre. Uzun zamandır dikkatlice aynaya bakmıyordum. İçim zaten kötü durumdaydı ve dışımın ne halde olduğuyla ilgilenmek pek içimden gelmemişti ama dışımın da içeriden farkı olmadığı açıkça ortadaydı. Göz altlarım her zaman ki morluğunu koruyordu. Gözlerim yorgunluktan olsa gerek, boş bakıyordu. Ölü birinin gözlerine sahiptim sanki. Dudaklarım kurumuş ve biraz da çatlamıştı. Yüzümün rengi solmuştu. Berbat bir halde olduğumu da gördüğüme göre artık kendimi incelemekten vazgeçmeliydim. Dolabı açıp içerisinden bol kazaklarım dan birini alıp giydim. Saçlarım elektriklendiği için lastik toka bulup, saçlarımı yukarıdan bağlayıp yine cam kenarında ki yerimi aldım. Aklıma gelen düşünceyle çantamın içinden telefonumu alıp tekrar koltuğa oturarak, ayaklarımı mermere yasladım. Büşra'yı aramam gerekiyordu. Çalmaya başlayınca, gözlerimi kapatıp başımı geriye yasladım.

Sonunda telefonu açtığında aramızda bir sessizlik oluştu. Konuşmadan öylece bekliyordu.

''Özür dilerim.'' dedim fısıltıyla.

''Eskisi gibi davranıyorsun.'' dediğinde gözlerimi açıp dışarıyı izlemeye başladım.

''Haklısın.''

''Az sonra dersim başlıyor. Bunu sonra uzun uzun konuşacağız.'' dediğinde görmediğini bilsem de hafifçe kafamı salladım.

Hafifçe öksürdükten sonra ''Tamam.'' dedim.

Telefonu kapatıp elimde döndürüp durdum bir süre. Gerçekten eskisi gibi miydi her şey?

Kapının çalınmasıyla gözlerimi pencereden ayırıp kafamı arkaya çevirdim.

''Efendim?''

''Gelebilir miyim?''

Emir'in sesiyle yerimde doğruldum.

''Gel.''

İçeriye girdikten sonra bir süre kapıda dikildi. Ben tekrar başımı öne çevirince yanıma gelerek tereddütle ayaklarımı uzattığım mermere oturdu. Bir süre yüzüme baktıktan sonra kafasını yanındaki duvara yaslayıp, derin bir nefes aldı.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin