17.BÖLÜM: ''KAHVALTI''

9.2K 584 16
                                    

''Ve yine Çoban Yıldızı farkını gösterdi.''

Arkamı dönerek Arel'e bakıp gözlerimi devirdim.

''Yine mi sen?''

Gülerek ''Neden etek giydin?'' dedi.

''Unutmuşum.''

''Anlaşıldı. Alacağın ceza için şimdiden üzüldüm.'' dedi üzülmüş gibi yaparak.

''Neden?''

''Müdür etek giyenlere tuvalet temizletiyor.'' dedi, gülerek. Cidden mi? Faruk amca öyle bir şey yapmazdı.

''Saçmalama.'' dedim tekrar okulun bahçesine bakarak.

''En iyisi hiç girme okula.''

''Tabii ya sonrada babamla,'' dedikten sonra gözlerimi kısarak ''Sana neyi anlatıyorsam.'' dedim.

''Sen bilirsin.''

Bir süre karar veremedim. Okula gitmeyi her ne kadar istemesem de Arel'le gitmenin de pek iyi bir fikir olduğunu sanmıyordum. Yine de içimden nedensizce gitmek geliyordu. Eve gidersem sıkılacağımı bildiğimden en sonunda hafifçe başımı salladım. Yüzünde ki zafer gülümsemesiyle arabasına doğru gitti. Bende onu takip ettim.

Arabasına bindiğimiz de kendimi rahat hissetmiyordum. Yine de sesimi çıkarmadan cama döndüm. Benim okula gitmemek için saçma da olsa bir nedenim vardı ama Arel neden gitmiyordu? Sırf benim için mi girmemişti okula? Bunların hepsi bana çok saçma geliyordu. Benim için bir şeyler yapması gereksizdi.

Yarım saat kadar süren yolculuktan sonra arabayı bir büfenin önünde durdurdu. Arabadan indiğim de yine bir şey demeden onu takip ettim. Büfenin içinden geçip deniz kenarına indiğimiz de Arel önden yürüdüğü için arkasını dönerek beni bekledi bir süre. Ona yetiştiğimde kumlara basmak zorunda olduğumuz için vakit kaybetmeden ayakkabılarımı ve çoraplarımı çıkarttım. Kısa çoraplarımdan giydiğim için sevinmiştim.

Kumda çıplak ayak yürümeyi sevdiğimden gülümseyerek kuma doğru hızlı adımlarla gittim. Arel de yanıma gelip bana garip bakışlar attı.

''Ne bu heyecan?'' dedi.

''Kumda yürümeyi seviyorum.''

''Ne yani seni güldürebilmek için ihtiyacım olan kum muydu?''

''Beni güldürmek için uğraşmana gerek yok.''

Bir süre yüzüme bakıp tekrar önüne döndü. Biraz yürüdükten sonra küçük bir ev ve evin önünde gözleme yapan bir yere geldik. Arel, gözleme hamurunu açan teyzenin yanına giderek elini öptü.

''Babaanne.'' dedikten sonra sarıldılar.

''Hoş geldin yavrum. Ne zamandır uğramıyorsun.''

''Okuldan vakit kalmıyor babaanne.''

''Aferin oğlum. Oku oğlum oku. Babanda böyle olmasını isterdi. Burada olsaydı çok sevinirdi.'' dedikten sonra baş örtüsünün ucuyla gözünü sildi.

Arel kısa bir süreliğine bana baktıktan sonra tekrar babaannesine döndü.

''Kahvaltı etmeye geldik.'' dedi.

''Tamam oğlum. Siz geçin bahçeye oturun. Söylerim ben şimdi Mustafa'ya.''

Bir köşede durduğumdan babaannesi beni fark etmemiş olsa gerek sonradan bana dönerek '' Kim bu güzel kızımız?'' dedi.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin